Dün ülkemizin birçok noktasında olduğu gibi Ticaret Odası seçim yapıldı. Ben bu yazıyı kaleme alırken oylama daha devam ediyordu. Konu ile ilgili bütün yazlarımda belirttiğim gibi benim için mavi grup kazanmış, kırmızı grup kazanmış ya da kazanamamış önemli değil. Benim önceliğim her şeyden önce Aydın’ın kazanması. Ben bu topraklarda yaşıyorsam benim bu topraklara borcum vardır. Benim bu topraklarda yaşamak ile oluşan borcum varsa, bu topraklarda ticaret yapanların da borcu vardır. Hem de herkesten fazla. Bu borcun bu topraklara ödenmesi gerekir diye düşünüyorum.

Artık seçim süreci bitti. Bundan sonra tüm oda birlik olmalı, yumruğunu aynı yere vurmalıdır. Seçimler gelir geçer, kalan üyeler arası dostluk ve birlikte çalışma olmalıdır. Bunu başarabiliyorsak Aydın’ı seviyor, Aydın için mücadele ediyor olacağız.

Seçim sonucu ne olursa olsun artık çalışma zamanı. Ticaret Odası üzerine düşen misyon gereği bu kentin dinamiklerini bir araya getirip Aydın’ın eski günlerine dönmesini sağlamalıdır. Kimse kimseye büyüklük veya üstünlük hissine kapılmadan; Odalar, Borsalar, Baro, STK’lar ya da DKÖ’ler “artık ne derseniz deyin”, Üniversite “bunun AYTO sayesinde üniversiteler olmasını bekliyorum”, Belediyeler ve başta Valilik olmak üzere Merkezi yönetimin temsilcileri. Bir araya gelip iyi işler yapabiliyorsak ne mutlu bize. Ekip ile çalışmak ve başarmak gerçekten önemlidir.

Yeri gelmişken bir gazeteci olarak yaptığınız iyi şeylerin her zaman arkasında olacağımı belirtmek isterim. Yaptığınız hataları da belirtmek bizim asli görevimiz. AYTO’ da yerel basını desteklemeli, onları kucaklayıp iş birliğine gitmelidir.  Bunu da tehditvari yöntemlerle değil, kardeşçe, büyük abi olarak yapmalıdır. Bu kentte olan her şeyi insanlara ilk olarak yerel basın duyurur. Yerel basın bu kentin önemli aktörlerindendir, kösteklenmez desteklenirse herkese faydası dokunur.

Artık dört yıllık yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemde AYTO daha şeffaf olmalı, üyelerine daha iyi kulak vermeli, komiteler ve meclis ile yönetim daha çok bilgi alışverişinde bulunup birbirlerine saygı göstermeli. Teknolojik ortamı daha iyi kullanılmalı, interaktif eğitimler düzenlenip yeni girişimcilere yol gösterilmeli, oda üyelerine yeni fırsatlar yaratılmalı ve geçmişe saygı gösterilmeli. Geçmişini bilmeyen toplumların geleceği de olmaz çünkü.

Yeni bina ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Bu bina ile AYTO’nun çehresi değişmiş ve değişmeye devam edecektir. Bina salonu başta olmak üzere her şeyi ile aktif kullanılmalı, üyelerin uğrak yeri, hatta okulu olmalıdır. Aktif kullanılmayan bir bina kimsenin evi olamayacaktır. Üyeler gerçekten burayı evi benimsemeli, gelmek istediğinde yüzünde tebessüm oluşmalıdır. Bunu da sağlayacak olan yeni seçilmiş yönetim olacaktır.

Son olarak, umarım yeni yönetimin vizyonu bunları başarmaya yetecektir. Bizler her zaman doğru işler yapan AYTO’nun yanında olacağız, çalışmalarına desek vereceğiz. Şimdiden yeni AYTO yönetimine başarılar dilerim.

YapabiIdiğimiz her şeyi yapsaydık, buna kendimiz biIe şaşardık. (Thomas Edison)

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA