Önümüzdeki ay AYTO seçimleri yapılacak. Her dört yılda bir yapılan seçimlerde mevcut yönetim sarı liste ile rakipleri beyaz liste ile yarışacak. Sarı liste güneş gibi parlamaya çalışacak, beyaz liste yeni bir beyaz sayfa açacak. Başka listeler de olabilir, hiç önemli değil. Önemli olan seçimlerin centilmence geçmesi ve sonunda Aydın’a katma değer yaratacak ekibin iş başına geçmesi. Eğer bunu başaramayacaklarsa hiç seçilmesinler.

Seçimlerde farklı listeler kampanyalarını yürütürken birbirlerini karalamasınlar, geçmişe çamur atmasınlar, projeleri ile neler yapacaklarını tartışsınlar. Bu arada da kimseyi eleştirdi diye tehdit etmesinler. Hele hele basın mensuplarını tehdit etmeyi akıllarından bile geçirmesinler.

İletişim önemli, iletişim yöntemlerini bilmiyor, kanalları tıkıyorsan elbet eleştirileceksin. Kendileri yönetime gelince ne yapacaklarını, kendi meslek koluna kazandıracaklarını, oda mensuplarına kazandıracaklarını, Aydın ticaretine kazandıracaklarını anlatsınlar. Eleştirilerden ders alıp kendilerini geliştirsinler. Eleştirenleri düşman görüp tehdit etmesinler. Yönetimden birinin eleştirisi tüm yönetimi bağladığını da unutmasınlar.

Yukarıda değindiğim gibi hangi liste kazanırsa kazansın, yeter ki Aydın kazansın. Birileri seçimleri kazanınca popüler olacak ve Aydın kazanmayacaksa kazanmasın.

AYTO olarak ne yapılacak?

Kentin dinamiklerini harekete geçirilebilecek mi? Bu dinamikler arasında bağlantıyı sağlayabilecekler mi?

Bu bağlantı ile kent sıçrama yapabilecek mi? Yoksa kendi çapında işler yapıp yerinde mi sayacak?

Vizyonu yeterli olacak mı?

Soruları çoğaltmak mümkün. Ama ana fikir belli; Aydın’ın kazanması.

Yeri gelmişken Denizli örneğini vermeden geçemeyeceğim. Denizli 30 - 40 yıl önce ticari kapasite olarak ilimizin gerisindeydi. Şimdilerde ise biz gerideyiz. Bloomberg TV’de bir süre önce “Çıkış Yolu” adında bir program izledim. Programda Denizli anlatılıyordu. Kendisi sanayici olan konuşmacının şu cümlesi beni çok etkilemişti.

Cümle şöyle; “Biz kentin güç dinamikleri olarak bir araya geliyoruz. Belediyeler, Valilik, Odalar, Üniversite, vs. ortalama her ay toplanırız. Kentimizin ne eksiği varsa tespit edip yapmaya çalışırız. Bir işi başardığımızda kimse bu işi ben yapım demez. Biz yaptık deriz”.

Cümle açık ve net. Dinamiklerin bir araya gelmesi gerek. Bunun için iletişimi sağlayacak bir unsur gerekli. Bu unsur binlerce üyesi olan ve kent ticaretine yön veren AYTO neden olmasın? AYTO’nun bunu başarabilecek gücü var. Bunu başarırsa yapabileceği en büyük işi başarmış olacaktır. Yoksa bir bina yaptım, bir okul yaptım gibi küçük şeylerle avunmak zorunda kalırız. Kent olarak da sürekli geriye gidip, nal toplamaya devam ederiz. Sonra ödediğimiz vergiler harcadığımızı karşılamayacak duruma gelir. Tıpkı şimdilerde olduğu gibi.

Sonuç olarak, seçimlerin centilmence geçmesini, Aydın ticaretine çağ atlatıp zıplatacak bir yönetimin kazanmasını istiyoruz. Bunun sarı, beyaz ya da siyah olması önemli değil. İyi olan kazansın, ama önce Aydın kazansın.

Vizyonun başı bulutlardadır ama ayağı yere basar. Vizyon bugünün hayalini, yarının gerçeği kılmak için ortaya konan beyinsel çabadır. Geleceğin gerçekliğini yakalama azmidir. (Emile Raux)

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA