Geçen yazıda(15 Temmuz) konu ettiğimiz Aydın/Efeler’deki Aytepe Mesire Alanı, Pınarbaşı ve Gazi Koşu Yolu’nun bakımsız hali hayli ilgi topladı.

Yazının ana fikri bu konuda suçlu aramak değil orta halli ailelerin gezintiye çıkabilecekleri, piknik yapabilecekleri, Aydın Ovası’nı kuşbakışı seyredebilecekleri Mesire Alanı’nın ayrıca eski Aydın’ın Sadabad’ı Pınarbaşı’nın işlevsel hale getirilmesiydi.

Ayrıca bu ilgisizliğin 1950’li yıllarda Mesire Alanı’ndaki ağaçları diken İsmet Sezgin adına da yakışmadığına ona karşı muhabbetini bildiğimiz Sayın Ahmet Gözen’in de dikkatini çekmiştim.

Sayın Gözen de yaptığı yorumda “…mezbeleliği gördüm ve sordum Mesut Özakcan buralara bakmadı çünkü onun sorumluluğundaymış msl paylaşımında” ifadesini kullanmış.

Peşinen söyleyeyim Sayın Gözen’in görüşünü burada dile getirmekten amacım yeni bir polemiğe kapı aralamak değil kamuoyunu doğru bilgilendirmektir.

Doğrusu nedir diye Sayın Mesut Özakcan’ı aradım, o da Aytepe Mesire Alanı’nın Aydın Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olan bir yer olduğunu ifade etti.

Yazı öncesi bu Alanı’nın durumunu yerinde görmek için gittiğimde gördüğüm hem güvenlikçi kulübesindeki hem de sahada çalışanların giysilerindeki “büyükşehir belediyesi” yazısı Mesut Özakçan’ın sözlerini doğruluyor.

Sayın Gözen yanlış bilgilendirilmiş olmalı…

***

Efeler Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden gönderilen elektronik postada da Pınarbaşı Mesire Alanı’nın geçen ayki toplantıda büyükşehir tarafından Efeler Belediyesi’ne devredildiği bilgisi yer alıyordu.

O yazıdan ben bu yönde bir meydan okuma “bakın biz ne hale getireceğiz” sonucunu çıkardım.

Hem olması gereken de bu…

Çünkü varlıklı bir vatandaş ama ailesini ama misafirini kahvaltı ya da piknik amaçlı Kuşadası ya da Didim’deki bir mekâna veya başka yerlere götürme imkânına sahipken orta halli gariban vatandaş ne yapacak?

Güya on yılı geçkin bir süredir Aydın dar gelirlilerin yaşamlarını kolaylaştırmayı, refah seviyelerini yükseltmeyi ilke edinen sosyal demokratlık iddiasındaki CHP’li bir başkan tarafından yönetiliyor.

Kaldı ki, ister sağcı ister solcu hangi görüşe mensup olursa olsun bir belediye başkanının bu tür insanlara şehir içi vasıtalarla gidebileceği mekânları sağlaması birinci görevidir.

Bu açıdan bakınca yeni alan açmayı bir yana bırakın gerek Aytepe Mesire Alanı’ndan gerekse Pınarbaşı’ndan Aydınlının mahrum edilmesini izah etmenin bir mantığı yoktur.

Halbuki Özlem Çerçioğlu’nun seçim kazandığı 2009 seçimleri öncesi İlhami Ortekin tarafından yeni yönetime hem de teleferikli eski haline kavuşturulmuş bir Pınarbaşı devredilmişti..

Özlem Çerçioğlu döneminde özen gösterilmeyince bu yer eskisinden beter serkeş yatağı haline geldi.

Bu gün herkesteki beklenti Efeler Belediyesi tarafından kurulacak düzenin sürdürülebilir olmasıdır.

Çünkü sadece orta gelir grubunun değil bütün Aydın’ın nefes almak için Pınarbaşı’na müthiş ihtiyacı var.

Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay’a işte fırsat

Pınarbaşı cıvıl cıvıl halini tekrar kazanırken o da millette karşılığı olan, siyasi getirisi yüksek bu meydan okumayla gücüne güç katabilir.

***

Bir okur da Ege Mavisi rumuzuyla yaptığı yorumda Gazi Koşu Yolu hakkındaki görüş ve düşüncelerini aktarmış

İçeriğinden anlaşıldığına göre koşu yolunu iyi bilen bir çevreci olan okurumuz o çevrede oturan halkın çöplerini park için yapılan küçük bidonlara atmalarından, bunu da kasıtlı yapmalarından, köpek gezdiren “sosyete kokoşların”  köpeklerinin pisliğini öylece bırakmalarından şikâyetçi.

Ve iddiası o ki, böyle bir yere tuvalet yapılırsa bir saate kalmaz kokudan geçilmez.

Okurumuz serzenişlerinde haksız sayılmaz.

Çünkü şikâyet ettiği konulardan yakınan çok kimse var ve benim de gördüklerim karşısında kendime “biz düzenli ve bakımlı kentlerde oturmayı henüz daha hak etmiyor muyuz”,diye sorduğum zamanlar olmuştur.

Millet olarak evlerimizin temizliği konusunda üzerimize yoktur ama gelişmiş Avrupa Ülkeleri ile kıyaslandığında maalesef çevre temizliğinde sicilimiz ilkindeki gibi iyi değil.

Bu konuda kendi açımdan en can yakıcı ve incitici olanı da gazetelerdeki (10.06.2019) “Didim Koyları Çevreci İngilizler Tarafından Temizlendi,” haberiydi.

Haber karşısında içim burkulmadı, utanmadım desem gerçeği ifade etmemiş olurum.

Konu hakkında çok şeyler söylenebilir, yazılabilir ancak konunun kısa özeti evimizin kapısı dışında kalan yerleri yaşamımızdan bir parça saymamız gerçeğidir.

Bu da çoğumuzun henüz kasabalılığı üzerimizden atıp kentli olamadığımız kaynaklıdır.

Oysa kentli olmak insana komşusuyla ilişkilerinde, bakkalda, toplu taşıma araçlarında, markette velhasıl insanla ve çevreyle olan bütün ilişkilerinde bir yığın sorumluluk yükler.

Onlara riayet ettiğimiz, yerine getirdiğimiz oranda kentli yani medeni ya da pirimitif bir toplum oluruz.

Medeni olmak da tahsille, nasihatle ya da telkinle değil hayatın içinde yaşayıp görmekle kazanılacak bir özelliktir.

Kaldı ki, herkes aynı davranış ve düşüncede de değildir. En azından iyi örnekleri çoğaltmakla ayrıca kural tanımazlara örnek olması açısından modern parklar ve sosyalleşme alanları yapmakla yükümlüyüz

Nasıl ki, terörist grupların demokrasiyi istismarlarını bahane ederek demokrasiden vazgeçemeyeceğimiz gibi kötü kullanacaklarını varsayarak parklara tuvalet yapmaktan da vazgeçemeyiz.

Yoksa nasıl modern kentli bir toplum oluruz?

 

 Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!