Şeytan tüyü var bu kadında. Türkiye’yi tavladı. Türk müzik sahnesine getirdiği R&B aromalı pop şarkıları ve danslarıyla müzik listelerini salladı. “O Ses Türkiye”deki enerjisiyle yarışmanın çıtasını yükseltti. “Hadise’den hem dans, hem starlık dersleri almak için en doğru zaman” diyen Vogue ekibi ünlü şarkıcının kapısını çaldı.

“O Ses Türkiye”de yarışmacıları sık sık kendinle özdeşleştiriyorsun. Çok etkileniyorsun şarkı söylemelerinden, anlattıklarından... Ağlıyorsun, heyecanlanıyorsun. Senin hikayen ne?


- Çok genç başladım. Ona rağmen hem okul hayatını hem de şarkıcılığı ve sahneyi bir arada götürdüm. Pazarlama okudum, mezun oldum. Sahnede dans ederken büyüdüm. Okurken yurtta kalırdım. Gece 03.00’te gelirdim. Sahne saçımı, makyajımı bozmadan mutfakta ders çalışırdım. Bazen hiç uyumadan sınava girerdim. Bir şekilde bunları dengeledim.

Kendimi sanatçı ve insan olarak yetiştirmeye çalıştım. Annem ve babamın en büyük isteği çocuklarının iyi eğitim almasıydı. Hepimiz çok çalıştık. Daima çok yakın bir aile olduk... Bir şarkıcının ailesi olarak hep mütevazı, dingin kaldılar. Çizgileri hiç değişmedi, delirmediler.

Ne zaman başardım dedin?

- Benim içimde hep başarma isteği ve gücü var ama hiç yüzde yüz başarmışlık hissi yok. Başardım hiç demedim ama 2006’da Belçika’da bir Türk kızı olarak ilk ödülümü aldığımda, “Başladık” dedim. Çok sevinmiştim. 15 bin kişinin izlediği bir yarışma. Bir sene sonra ve 2009 Eurovision senesi yine aynı ödülü aldım. O mutluluğu tarif edemem. Belki o yüzden “O Ses Türkiye”deki yarışmacıları anlıyorum ya da kendimle ortak noktalar buluyorum. Onlara enerjimi verebileceğimi düşünüyorum.

ŞÖHRET BENİM İÇİN KÜT KÜT ATAN KALPTİ

Çocukken şöhret senin için neydi, şimdi ne?

- Küt küt atan bir kalpti benim için şöhret. “Vaov”du. Herkesin önündesin, sahnedesin, televizyondasın... Yine öyle elbette ama bir de işin perde arkası var. O da kolay şey değil. Dışarıdan görünen o görkemli imajı sağlamak için çok çalışıyorsun. 04.00’te Beyaz Show’dan çıktım, hastayım. 08.00’de Vogue çekimine geldim mesela. Farklı bir disiplin.

Pişman oldum der misin?

- Bir gün kızım olursa böyle hayaller kurmasına mani olurum, bu piyasaya sokmam! şaka yapıyorum. Hayallerimi gerçekleştiriyorum şu an. Sahnedeyim. Bunu ne kadar sevdiğimi tarif edemem.

Hakikaten, bir gün kızın olursa ona anlatacağın en güzel anın hangisi?

- Kendimi ilk defa radyoda duyduğum an. Belçika’da ablamla, annemin arabasındayız. Ablam kullanıyor, ben yanında oturuyorum. Birden bire DJ benden bahsetti, hem de överek. Ve şarkım başladı. Arabayı kullanamadı ablam, durduk. Ağladık. O anı hiç unutamam.

Bugün hâlâ ne zaman radyoda şarkıma denk gelsem o günü hatırlarım. Hangi cadde, etrafta ne var, çok net aklımda.

İSTEDİĞİM AN AĞLAYABİLİRİM

Benim izlediğim Hadise’nin enteresan tarafı hem naif bir genç kadın olabilmesi, hem tek kaşı kalkan dişli bir kadına dönüşebilmesi.

Çekimde giydiğin kıyafetleri de pek çok modelden iyi taşıyorsun, şuhsun. Nasıl bu kadar dönüşebiliyorsun?

- Ben chameleon’um (bukalemun). Yani sürekli değişen insan. Spor kıyafetlerle gör, 16 yaşında dersin, bugünkü kıyafetlerle şuh bir kadın. Ben de öyle olduğunu görüyorum ama nasıl oluyor bilmiyorum. Sahneye çıkınca da öyle, bir anda bütün vücut dilim değişiyor, başka bir şeye dönüşüyorum. Bilmiyorum, hafif piskopatlık mı var dersin?

Bilmem. Var mı?

- Biraz deliyim. Çok yükselip, çok down olabiliyorum. Mesela isteyerek ağlayabilirim. Beni üzen bir şeyi düşünüp hemen hüzünlenebilirim. Bu konuda biraz deliyim anlayacağın.

Ensendeki dövme çok güzel. Nedir anlamı?

- Kendi kanatlarıyla uçan kız... ılk dövmem bu bileğimdeki. Üç kız kardeş yaptırdık. Bitmeyen sevgi anlamına geliyor. Bunu yaptırırken dövmeci Monica “tekrar geleceksin” demişti. Olmaz demiştim ama doğruymuş, şimdi sekiz tane dövmem var.

BİRİNDEN ETKİLENİRSEM BOŞA ZAMAN KAYBETMEM

Yaşadıklarının albüme yansıdığını söylüyorsun. Nedir bir albümü oluşturmadaki itici güç?

- Aşk önemli. Her anlamda. Ayağıma aşk dövmesi yaptırdım. Her adımımı aşkla atayım diye. Aşk, üzüntü, ayrılık tecrübeleri de benim yapacağım albüm için önemli. Bazen çok güzel bir şarkı geliyor önüme ama sözleri normalde benim konuşacağım, aklımdan geçecek sözler değil. O zaman o şarkıyı okuyamıyorum. Albümde “Macera” diye bir şarkı var mesela. “Ara beni, yazıyor işte numara” diyor bir yerinde.

Aynen öyle! Biri beni etkilediyse zaman kaybetmeyi sevmiyorum. Hemen buluşalım, beklemeyelim. Belki iki hafta sonra bir şey olur, o zaman ay keşke dersin.Eskiden böyle düşünmüyordum...

Sahnede, kliplerinde sürekli dans halindesin zaten. şimdi seni bir partiye götürsem?

- Dışarı o kadar az çıkıyorum ki... Uykum, enerjim çok önemli. Ama çıkarsam, sevdiğim bir ortamdaysam hakkını veririm. En son erkek kardeşime Belçika’da sürpriz doğum günü yaptık. Hayatımda en eğlendiğim gecelerden biri. Deli gibi dans ettim. Beş gün kendime gelemedim. Öyle riskleri çok sık alamıyorum.

İnsanların senin hakkında neyi bilmesini istersin?

- Yaptığım her şeyde samimi olduğumu.

2011’ini anlatan şarkı hangisi?

- Adele, “Don’t You Remember”.

TIRNAKLARIM KENDİMİ GÜÇLÜ HİSSETTİRİYOR

Evde de star mısın? Ampul patlasa değiştirir misin?

- Gardıroba takığım. Kocaman bir dolap düşün, onun önünde ev kızı Hadise. Renklere göre ayır, tarza göre ayır. Tozunu al, baştan her şeyi katla. Terapi benim için.

Tırnaklarına çok önem veriyorsun. Sürekli gözlerin orada. Ve çok uzunlar!

- Kendimi güçlü hissettiriyor, güvenimi artırıyor. Seviyorum bakımı. Yap manikürünü, ağdanı, fresh çık sokağa!

Hassas noktan neren?

- Ailem. Orada bir kopukluk olursa domino gibi her şey bozuluyor benim için.

AYNAYA BAK KENDİNLE SEVİŞ

Sence yarışmada birinciyi çıkaracak mısın?

- İddialıyım! Hayatımda ilk defa iddialı olup bunu dile getirdim.

Ben çok kötü dans ediyorum. Yarışmaya katılsam kesin seni seçerdim. Beni eğitebilir misin?

- Evet!

Nasıl başlamalıyım?

- Aynada kendine bak ve kendini beğen. Vücudunu tanı. Müzik açıp, bakışlarınla, vücüt dilinle, biraz kendinle seviş!

Medyafaresi