Yakınlarda parlamentoda grubu olan partilerden AK Parti İl Başkanı Ömer Özmen’in, CHP İl Başkanı Ali Çankır’ın, MHP İl Başkanı Haluk Alıcık’ın ve İYİ Parti İl Başkanı Süleyman Demirci’nin yüksek sesle tarım ve hayvancılık sektöründe bir sorunu dile getirdiğini duyan, gören oldu mu?

Diğerleri de varsa bu iki sektör şunun için önemli çünkü Aydın hayvancılıkta Türkiye 7.cisi önemli bir tarım ve hayvancılık havzasıdır.

İl Başkanları ve milletvekilleri sesini çıkarmayınca Ankara doğal olarak Aydın’da her şeyin güllük, gülistanlık olduğunu varsayıyor.

Haydi, Cumhur İttifakı partileri AK Parti ve MHP’yi iktidar oldukları için gerek Ankara’ya şirin görünmek gerekse muhalefete açık vermemek adına sessizler ya CHP ve İYİ Parti’ye ne demeli?

Aydın’da siyaset milletin sorunlarına bu günkü kadar bu denli ilgisiz kalmamıştı. Bu yeni değil uzun zamandır ayan, beyan ortada olan bir gerçek.

Geçim kaynakları süt, yem, mısır, pamuk, zeytinyağı fiyatlarıyla ilgili konular gündeme geldiğinde sahipsizlikten vatandaş burnundan soluyor.

Bu konuda günlük 30 ton sütün üretildiği Yenipazar Donduran Mahallesi’nden Biran Tosun’un söylediklerine kulak verelim.

 “Sütün litre fiyatı 230 kr’dan 280 kr’a çıkması üretici için elbette olumlu ama o paranın biz yüzünü görmeden yem fabrikaları kaptı,”diyor.

Kuyucak Pamukören’den Ali Ertürk de “Bu konuda sorunun asıl kaynağı devletin süt fiyatlarını kontrol altında tutarken yem fabrikalarını serbest bırakan tutumudur.

Bunun bir sonucu dolardaki her yükselişi fırsat bilen fabrikalar fiyatları artırmakta ancak dolardaki düşüşleri dikkate almamaktadır ki, bu konuda üreticiyi korumak devlete düşen bir görevdir,” diyor.

Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu ise yem fiyatlarındaki artış ve devletim buna müdahale etmemesi konusunda “olaya iki taraflı bakmak lazım” diyerek farklı bir değerlendirmede bulundu.

Yemde parite bir litre süt karşılığında 1,5 kg yem satın almaktır. Türkiye paritesi 1,5 kilogramın da altında, 30 kr yem desteği de içinde 1,3 kg’dır.

Fakat yem konusunda şunu bilmemiz gerekir, bazı katkılar ithal ürünü olduğundan dolayı dolar yükseldikçe yemde maliyet de artar.

Ayrıca yemde yüzde 35 oranında mısır da vardır.

Çiftçiler bir taraftan mısır fiyatları artsın derken diğer taraftan da yem fiyatları yerinde kalsın, ister.

Bu ise imkânsız derece zor bir şeydir.

Bunun yanında dolar düştüğünde fabrikaların bunu fiyatlara yansıtması isteği son derece yerinde bir taleptir.

Şunu da unutmamak gerekiyor, hayvancılıkta maliyeti yükselten sadece yem fiyatları değil mesela elektrik ve suyu da bir girdi olarak kabul etmek, gerekir.

Elektrikte sorun yerelde değil Ankara ile çözülecek bir iştir.

Yapılması gereken bir yasa ya da yönetmelikle hayvan ahırlarına verilen elektriği ücretlendirmede ticarethane değil üretim yapan bir fabrika kabul edilmesidir.

Bu değerlendirme su konusunda da geçerlidir, hayvan üreticisi suyu kendi kaynaklarından da temin etse bile elektriğe ihtiyaç duyacaktır,”diyor.

Aydın’da hayvancılık sektörü deyince akla ilk gelen Arif Gürdal ise “Bakanlık 1,3 kg olan pariteyi hesaplarken yem fabrika çıkış fiyatlarını ölçü alıyor.

Oysa lojistik başta yem tüketiciye ulaşıncaya kadarki fiyatlandırmalar dahil edildiğinde parite 1,2 kilogramın bile altına düşer.

Bu şartlarda eski fiyattan yani 230 kuruştan süt satıldığında ortalama 750 baş hayvanı olan bir işletme kendi arazilerinden elde ettiği yemler de masrafa eklendiğinde aylık ortalama zararı 250 bin TL’yi bulur.

O bakımdan fiyatların 1 Ocak 2021’den geçerli 280 kr olması üretici açısından mutlaka önemli bir gelişmedir.

Ancak enflasyonist ortam devam eder, enflasyon oranında süt fiyatlarında artış olmazsa iş üreticinin zararıyla kalmaz bütün Türkiye’de hayvancılık sektörü biter” dedi.

Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu kg fiyatı 32-35 TL olan kesimlerin üreticinin ayakta kalması için en az 40 TL olması gerektiği görüşünde.

Aynı zamanda bir pamuk üreticisi de olan Birsan Tosun “Bu yıl Tariş’in 560 kuruşa aldığı kütlü pamuk 30 kr devlet desteği de hesaplandığında geçen yıla göre görünüşte iyi.

Ancak her 15-20 günde yapılan ilaçlama ve gübre fiyatlarındaki artış pamuktaki maliyeti geçen yıla göre yükseltti.

Bir de bu parayla gelecek sezonda siz ekim için tarlaya ineceksiniz ki, girdi fiyatları ne olacak orası meçhul,”dedi.

Narenciye konusunda ise Sultanhisar’dan Erdinç Çeliksoy ise market kg fiyatı 7 TL, pazarda 5 TL olan portakal yerinde 2,5 TL, aynı şekilde markette 5 TL pazarda 2,5 TL, olan mandalinanın ise yerinde 1,5 TL’den işlem gördüğünü söylüyor.

Erdinç Çeliksoy “Eğer üretici toplamasından nakliyesine kadar hasadı kendi yapmaz, yevmiye verirse eli hamur, karnı aç kalır” diyor.

Bütün bunlara bir de erkek için 150 TL, kadın için 75 TL yevmiye ekleyin, eğer bulabilirseniz…

Sonuç üreticinin, çiftçinin içten içe kaynayan hali pür melali bu…

Kuru ekmek ve Hamza Yerlikaya’nın diploması gibi suni gündemlerle uğraşmaktan milletin bu gerçeklerine vakit bulamayan siyasetçilerimize duyurulur.

Elçiye zeval olmaz…