Kıta ölçeğinde ya da uluslararası yaşanan felaketlerin milletlere ve insanlığa kayıpları yanında geleceğe yönelik kazandırdığı bilgi, kültür ve teknoloji tecrübeleri de vardır.

Bunların başında geçmişte savaşlar vardı, küreselliğin geçerli olduğu günümüzde ise savaşlara virüs salgını gibi hastalıklar da eklenmiş oldu.

Savaşlar sonucu insanlığın kazanımlarına örnek olarak Haçlı Seferleri sonucu Avrupa’nın Anadolu’da yaygın hamam kültürüyle tanışması teknolojiye de Doğu milletlerinin en etkili savaş silahı kılıcın yapıldığı çeliği tanımaları gösterilebilir.

Bu gün yaşanan salgın hastalığın da komplo teorilerini dışarıda tutarsak hem küresel hem yerel boyutta yaşanacak bazı gelişmelere yol açacağını söylemek mümkündür.

Bunların neler olabileceği ilerleyen süreçte görülecektir ancak bu günden öne çıkan sağlık sektörüdür.

Düne kadar vatan ve millet savunması için devletler yeterli askere ve ona gerekli silah temini için fabrika yapımına veya dışarıdan silah tedarikine öncelik veriyorlardı.

Artık gelecekte devletler orduların bile engellemede yetersiz kaldığı yaşadığımız salgına benzer biyolojik savaşlara hazırlık için de yatırım yapmak zorunda kalacaklar.

Artık bundan sonrasında milletler için güvende olmanın garantisi güçlü ordular kadar olası biyolojik saldırılara karşı fikir üreten beyinler yetiştirmek, saldırıyı önlemeye yönelik yatırım yapmaktır.

Türkiye bu konuda şanslı olan nadir ülkelerdendir. Akademisyeninden doktoruna, hemşiresinden büro memuruna kadar sağlık örgütü salgındaki performansıyla kendini kanıtlamış oldu.

Fiziki olarak olmasa da gerek tepe yönetimi gerek doktor ve yetişmiş personel bakımından Aydın sağlık konusunda Türkiye ortalamasının gerisinde değildir.

Salgının seyri hakkında görüşlerini aldığımız Sağlık Müdürü Dr. Osman Açıkgöz hasta sayısı hakkında bilgi vermedi ancak başarıda arkadaşlarının hakkını teslim etti.

“Aydın an itibariyle bu mücadelede durumu iyi iller arasında yer alıyorsa bu görevi uğruna çocuklarından, evinden ayrı kalma fedakârlığını gösteren sağlık çalışanı sayesindedir,”dedi.

Cumhurbaşkanı’nın Valiliklerde kurulmasını istediği Pandemi Kurulu kimlerden oluşuyor, ilk kararları nedir, soruma Dr. Osman Açıkgöz “biz kurulu bir ay önce oluşturduğumuzda gerekli tedbirleri almıştık, o bakımdan ikincisi mutat bir toplantıydı.

Kriz Koordinasyon Merkezi de iki haftadır çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

Emniyet ve jandarmanın katkılarıyla oluşturulan şehre girişlerdeki kontrol noktalarında kente giriş yapanların kontrol ve muayeneleri çoktandır yapılıyor.

İleride ne olur bilemem ama bu gün itibariyle Aydın’a giriş ve çıkışların yasaklanması söz konusu değil,” dedi.

Pandemi Kurulu kararları açıklanacak mı, kurula ulaşmada özel bir hat var mı, dediğimde “Sağlık Bakanlığı konuyla ilgili gerekli bilgi paylaşımında bulunuyor, vatandaşlarımız ALO 184’ü arayabilir” karşılığını verdi.

Dr. Osman Açıkgöz pazaryerleri hakkında da “teknik yönden görüşümüzü belirttik o konuda yetki “Sayın Valimiz ve belediye başkanlarına aittir”,dedi.

En fazla merak edilen de hasta tespitinde hızlı tanı kitlerinin ne zaman kullanılmaya başlayacağıydı.

Dr. Osman Açıkgöz “sistem 30 Mart pazartesi itibariyle devreye girecek,” dedi.

Peki, hızlı tanı testini isteyen herkes yaptırabilecek mi?

BİR: İlk etapta hastalığı öksürük, ateş ve nefes almada zorluk gibi pozitif emareler gösterenlere,

İKİ: Test sonucu pozitif çıkan bir şahsın yakınlarına ve temas ihtimali olan kişilere ve o nedenle izlenen kimselere uygulanacak.

ÜÇ: Ağız ve burun mukozası yardımıyla yapılan bu testler ancak iyi yetişmiş personelle donanımı tam bir laboratuar ortamında yapılabiliyor.

 İlk iş olarak personele aldırdığımız eğitimle bu işe hazır hale getirdik.

Testlerin bir merkezde yapılacak olmasının nedeni laboratuarın bir takım özelliklere sahip olmadan kaynaklı zarurettir ,” dedi.

Sağlık Müdürü Dr. Osman Açıkgöz yığılmayı önlemek için laboratuar adını açıklamak istemediğini de sözlerine ekledi.

 Testten sağlıklı sonuç alınabilmesi için dikkat edilmesi gereken en önemli husus mukozanın işin ehli tarafından, doğru yöntemle alınmasıdır. Yoksa çıkan test sonucu yanıltıcı olabilir.

Buna dikkat edilmezse Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman örneğinde olduğu gibi sonuç negatifken pozitif, ya da tam tersi pozitifken negatif çıkabilir.

Bilindiği gibi Aytaç Yalman’ın ölüm nedeni yakınlarından alınan test örnekleriyle anlaşılabilmişti.

Pozitifken negatif çıkan hastanın virüsü daha da yaygınlaştırması demek olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı?

Bu arada pandemi konusundaki iki eksikliği yetkilere hatırlatmak gerekiyor.

BİR: Hastanelerde her kademeden görevli personelin konuyla ilgili sorununu ileteceği ya da ihtiyaç halinde muhatap olacağı bir yetkiliyi toplantılar nedeniyle bulmada zorluk çekiyor.

 Bir başhekim yardımcısının, bir başhemşirenin ve bir hastane müdür yardımcısının nöbetçi olması ve onların toplantılara katılmaması sorunu çözer, diye düşünüyorum.

İKİ: Pandemi ile mücadelede aile hekimlerinin tamamen dışta tutulmasıdır. Onlarla yapılacak bir toplantıyla sürece dahil edilmesinin olumlu katkıları olacağı şüphesizdir.

Sonuç olarak devlet ve sağlık örgütü salgını en az hasarla atlatabilmek için Aydın’da var gücüyle ve bütün gayretiyle çalışıyor.

Ama yeterli mi?

.Asıl iş devletin aldığı tedbirlere uyma konusunda vatandaşa düşüyor.

İşin şakaya gelir yanı olmadığını sağır sultan bile duydu ama bizim bazı vatandaşlarımız duymadı.

Biraz sorumluluk lütfen…

Sadece kendinize zarar vermekle kalmıyorsunuz, kul hakkına tecavüzle iki hata ve günah birden işliyorsunuz.