MHP 2007 seçimlerindeki yüzde 25.89 oyuyla AK Parti’nin ardından en güçlü ikinci partiydi ve üç milletvekili çıkarmıştı.

Sonrasında üçüncülüğe düşse de gücünü korumuş Türkiye genelinin altına düşmemişti.

Ta ki, 24 Haziran’a kadar.

Bu seçimde ilk kez Aydın ortalaması Türkiye genelinin(%11,1)  altına düştü ve yüzde 8,1 oyla dibe vurdu.

Nedenini üç başlıkta toplamak mümkün…

BİR: Birleştirici, bütünleştiriciliği sağlamada yegâne sermayemiz olan milli ve manevi değerlerimizdeki yozlaşmadan ülkücülüğün kaynağı “milliyetçilik” de nasibini aldı.

Seküler hayat tarzı, mevki makam hırsı ülkücüler arasındaki duygudaşlık bağını zayıflatmış ülkü kardeşliğine zarar vermiştir.

Buna çarpıcı bir örnek:

24 Haziran seçimleri arifesinde görevden alınan Levent İlter yönetimi haberin duyulduğu aynı gün durum değerlendirmesi yapmak üzere partide toplanırlar.

İl Başkanı olarak görevlendirilen Burak Pehlivan henüz Ankara’dan Aydın’a intikal etmeden Yakup Cemil’in Babı Ali baskınına benzer bir olay yaşanır.

15-20 kişilik bir grup il binasına gelerek toplantı halindeki yönetime “Biz atandık, binayı boşaltın,” derler.

Haliyle olay şık bir davranış değildir.

Ancak eski yöneticiler buna rağmen itiraz etmezler, veda toplantılarına kenar mahallede bir kahvede devam etmek zorunda kalırlar.

Oysa Türk Töresine ve kültürüne göre düşene vurulmaz… Aman diyene kılıç çekilmez… Düşman da olsa yeri geldiğinde insana saygıda kusur edilmez.

Birinci Dünya Savaşı’nda Antalya Kemer’de henüz 23 yaşına yeni basan Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul komutasındaki topçu bataryası tarihe örnek bir başarı göstermiş, Fransız Savaş Gemileri Paris II ve Alexandra’yı batırmıştı.

Denize dökülen ve ölmeyi bekleyen düşman askerlerinin Mustafa Ertuğrul yaralarını sarmakla kalmaz acılarına hürmeten askerlerine zafer kutlama izni de vermez.(Ben Bir Türk Zabitiyim, Mustafa Aydemir)

Kurtuluş Savaşı sürerken 2 Eylül 1922 günü Yunan General Trikopis teslim olur. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Yunan Komutanı aşağılamaz.

Trikopis’in elini sıkar “oturun general… Yorulmuş olacaksınız. Unutmayın ki, koca Napolyon da esir düşmüştü. Siz vazifenizi tam olarak yaptınız. Biz de sizi takdir ediyoruz.

Size hürmet ediyoruz… Burada esir değilsiniz, misafirsiniz,” der.(Yavuz Donat,13.09.2018 Sabah)

Türk’ün töresi ve kültürü insanlığa böyle davranmasını emreder.

Kaldı ki, gövden alınanlar da başka partili değil MHP’li…

İKİ: MHP’nin Aydın’da dibe vurmasının başka bir nedeni negatif seleksiyondur. Yani başarılı olanı görevden alma âdetidir.

Efeler İlçe Başkanlığınan alınan Mesut Gümüş genç… Çamaşırı temiz… Oturduğu kalktığı yeri bilen… Çalışkan… Aydın’da sevilen, sayılan… Gelecek vadeden bir gençtir.

Mesut Gümüş aynı zamanda bu güne kadar MHP kimliği ile kimsenin gidemediği mahallere gidebilen, oralarda dostluklar kuran, düğünlerinde halay çeken, iyi ve kötü günlerinde insanları arayan bir ilçe başkanıydı.

Çok yönlü bu siyasetçinin görevden alınması MHP’nin Aydın’da dibe doğru gidişteki yarışta vites değiştirdiğinin en büyük göstergelerinden biridir.

ÜÇ: MHP’yi zayıflatan diğer bir neden de Aydın’da iyi bir akıl tarafından yönetilmemesidir.

Altı çizilmesi gereken bir gerçek var ki, oda Deniz Debboylu’nun tecrübe bir yana siyasi yeterlilikte Ali Uzunırmak’ın yerini doldurmaktan çok uzak olmasıdır.

Bu konuyu 1 Kasım öncesi eski milletvekili Mehmet Yüzügüler de dile getirmişti.

Deniz Debboylu’nun siyasette en büyük şanssızlığı Ali Uzunırmak’ın yerini doldurmak zorunda kalmasıdır..

Onun ikinci şanssızlığı da MHP gibi bir ideoloji partisinde o ideolojik atmosfer dışından gelen biri olarak siyaset yapmak zorunda olmasıdır.

Duygudaşlık uyumunda Deniz Debboylu her ne kadar elinden gelen çabayı gösterse de ülkücü kesimle soğukluk tam giderilmiş değil.

O nedenledir ki, ilçesi Nazilli’de 1 Kasımdaki yüzde 18,19 olan MHP oyları 24 Haziranda yakın zamanın rekor düşüşüyle yüzde 7,3’e geriledi.

Ayrıca tek milletvekili olarak MHP’de ipleri eline aldığında Aydın genelindeki 106 bin559 oy (%15,53)  24 Haziran’da 59 bin 207’ye düştü, geldi.(% 8,1)

 

Aliya İzzetbegoviç’in bu gibi durumlar için altın değerindeki   “ben olsam Müslüman Doğu’daki tüm mekteplere ‘eleştirel düşünme dersleri’ koyardım.

Batı’nı aksine Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir. Ve birçok sancının kaynağı budur,” sözü her siyasetçi için rehber niteliğindedir.

Çünkü yüzleşmek hatadan dönmenin ve yeniden inşanın başlangıcıdır.

Suçu şahıslarda aramak çöküşü hızlandıracağı gibi şahsın kendini bu süreçte er ya da geç öğütecek bir değirmendir.

Deniz Debboylu başarıya uzanan en kestirme yol olan özeleştiri yerine genel başkan yardımcılığı gücünü de kullanarak işin kolayını tercihle milletvekili seçilememesini teşkilatlara ve adaylara fatura etmeye devam edecek gibi gözüküyor.

Eğer bu çark böyle dönmeye devam ederse fazla sürmez bir seçim sonra MHP Aydın’da siyasi mevta olur.

Benden hatırlatması…

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA