Geçen akşamki(24 Ağustos) Haber Türk Televizyonu’nda Fatih Altaylı’nın yönettiği Teke Tek programının konuğu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’dı.

İcraatlarını anlattığı ve hakkındaki iddialara yanıt verdiği programın bir yerinde Mansur Yavaş mealen:”Benim yaptığım hizmetlerin hiç birinde adımın ve resmimin olduğu reklam tabelası yoktur.

Eserin sadece başlayış ve bitiş tarihleri ile maliyetini gösteren küçük bir pankart vardır.

Çünkü ben parası Ankara halkının cebinden çıkacak kişisel reklamımı kabul edemem.

Bir taksi durağı yapılan bir köprülü kavşağa ”Mansur Yavaş’a teşekkür ederiz,” yazılı bir pankartı asmıştı, kaldırttım.

Çünkü köprülü kavşak yapmak benim görevim.

Bir vatandaş tapudan ya da nüfus dairesinden aldığı belge karşılığında teşekkür mü, ediyor,”  ifadelerini kullandı.

Bu sözleri duyunca ister, istemez kendi yaşadığınız kentin yöneticileri ve onların reklam panolarında bir birleriyle rekabet edercesine yarışan resimli reklamları gözünüzün önüne geliyor.

Bizdeki kentlerin giriş ve çıkışlarında, meydan, cadde ve bulvarlarda yer alan boy boy resimli reklamları görenler bir an için kendilerini eski Demirperde Ülke kentlerinde, zannediyor.

1980’li yıllarda Bulgaristan, Romanya, Macaristan gibi Demirperde Ülke kentlerinin cadde ve meydanları yöneticilerin resimleriyle doluydu.

Bu şekilde o ülkelerin geri kalmışlığı, halkın yoksulluğu kamufle edilirdi.

Keza Olimpiyat, Avrupa Şampiyonası gibi Uluslararası Spor Organizasyonları da bu ülkeler tarafından aynı amaç için kullanılırdı.

Dış dünyaya kapalı halk da her yerde hayatın kendilerindeki gibi devam ettiğini zanneder, ülkeleri, kentleri ve yöneticileriyle iftihar ederlerdi.

Ta ki, Gorbaçov 1990’lardaki glasnost(açıklık), prestroyka (yeniden yapılanma) restini çekene kadar…

O tarihten sonra Rusya’nın başını çektiği Demirperde Ülkeleri ideolojiyi bir kenara bıraktılar ve Hür Dünya Ülkeleri gibi kapitalist oldular.

Ama ne var ki, o günlerin ideolojik şartları bir hayli geride kalmasına rağmen o eski alışkanlıklar bazı kesimlerde kolayca bitivermiyor, tamamen son bulması yıllar alabiliyor.

Ama yine ne var ki, Demirperde Ülkelerindeki beşe ona katlanan reklamlar geçmişte geri kalmışlığı ifade ediyordu aynı reklamların günümüzdeki örnekleri ise yöneticilerin beceriksizliğini kamufle etmede kullanılıyor.

İsteniyor ki, kamuoyu bir şekilde oyalanarak gerçekler gözlerden kaçırılabilsin.

O konuda Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in yöntem ve teorileri dâhil her yol mubahtır.

Öyle ki, bu uğurda doğruluk pazarında yalan satmak bile caizdir.

Yeter ki,işe yarasın,sonuç alınsın.

Böylece seçim kaybettirme ihtimali olan çözümü aciliyet gerektirse bile bir sorun yok farz edebilir yani eskilerin deyimiyle ademe mahkum edilebilir.

Mesela kentin günden güne içinden çıkılmaz hale gelmekte olan trafik ve otopark sorununu yok kabul etmek gibi…

Yine mesela halkın sıcağa, yağmura karşı korunaklı bir pazaryeri ihtiyacını görmezden gelmek gibi…

Ve yine mesela kasaba görüntüsünün hâkim olduğu kente göz boyamak için “marka kent” etiketi yapıştırmak gibi…

Listeyi uzatmak mümkün…

Bu konularda bulunacak en kolay mazeretler:

1-Yapacaktık ama hükümet izin vermiyor,

2-Kurumlar engel çıkarıyor,

3-Meclis oy vermiyor,  

4-Bakıldı görüldü bunlar tutmuyor, kamuoyunu kavgalarla oyalamaktır.

Ne de olsa destede kâğıt biter oynamasını bilen için bizde oyun bitmez(!)

Mansur Yavaş Teke Tek programında ayrıca Ankara’ya mesela 30 Ağustos Parkı gibi bazıları hizmete giren 6 milyon m2 yeşil alan ve park yapımının planlandığından söz etti.

Bunlardan mesela Hayvanat Bahçesi ve Rekreasyon Alanı 900 dönüm, Yeni Mahalle Batıkent Parkı 500 dönüm büyüklüğünde.

Demek oluyor ki, başkanda ufuk büyük olunca projeler de ona göre oluyor.

Bizde de 2014 seçimleri öncesi Işıklı Doğal Yaşam Parkı sözü verilmişti, üzerinden bir seçim daha geçti, ne olduğu hakkında bir bilgisi olan var mı?

Yoksa doğruluk pazarında yalan mı satılmıştı?

Bazılarınızın Aytepe Mesire Alanı amacına uygun şekilde işletilemiyor, tarihi Pınarbaşı yeniden düzenlenerek halkın hizmetine sunulamıyor, siz hangi parktan, yeşil alandan söz ediyorsunuz, dediğinizi duyar gibiyim.

Ne diyeyim, siz de haklısınız.

Ama bir gerçek var ki, her konuda Ankaralının takdirini kazanan ki, öyle olmasaydı Cumhurbaşkanlığı anketinde ilk sırayı almazdı, Mansur Yavaş değil.

Hakkını teslim edelim, bizimkilerin de park ve yeşil alan konusunda hem de çok iyi başardıkları bir konu var(!)

Daha önce yapılan parklara, yeşil alanlara ve yürüyüş yollarına hem de birkaç yerine yönettikleri belediyelerin tabelasını dikmek…

Bu konuda haklarını yemeyelim, yollara da aynı türden tabela dikmede kimse ellerine su dökemez(!)

Necip Fazıl bu tür sahiplenmelere “lüpçülük” derdi, rahmetli sağ olsaydı da yapılanı görseydi(!)

Bir de Mansur Yavaş kentsel dönüşüm kapsamında Ankara’da 14 bin konut inşa edildiğinden bahsetti.

Aydın’da başkanların boydan resimleriyle ta 2014’de ilan edilen bir Ilıcabaşı Kentsel Dönüşüm alanı vardı.

Bir de çileleri kesin son verileceği sözü verilen Aykonut mağdurları vardı, bunların akıbeti ne oldu, bileniniz var mı?

Bakalım Gorbaçov’un Rusya’daki çıkışı gibi Aydın’da da kral çıplak diyecek birisi çıkacak mı, bekleyip göreceğiz.