24 Haziranla birlikte “yorgan gitti kavga bitti” diyorsanız, aldanıyorsunuz demektir, zira destede kâğıt biter iktidarda da muhalefette de post kavgasının sonu gelmez.

Cumhurbaşkanı geçen haftaki genişletilmiş il başkanları toplantısında teşkilatlarına Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerin startını verdi bile.

Bundan sonra da seçimle yatacağız, seçimle kalkacağız demektir bu.

Öte yandan CHP’de de bir genel başkanlık savaşı var. Mücadelenin ne kadar süreceği, nasıl biteceği ise belirsiz.

Biz bu yazıda CHP’de bu noktaya nasıl gelindi sorusuna kısaca değindikten sonra seçimin Aydın’a yansımaları üzerinde duralım, istiyorum.

CHP’yi yöneten akıl 24 Haziran stratejisini geçmişte 1973 seçimlerinde yaşanan olay üzerine kurgulamıştı.

1969 seçimlerinde Süleyman Demirel liderliğindeki zamanın Adalet Partisi yüzde 46,6 oyla 256 milletvekili çıkarmıştı.

Ne var ki, parti içinden 41 milletvekili bütçeye güvensizlik oyu verince tasfiyeler başlamıştı ve o atılanlar Demokratik Parti’yi kurmuşlardı.

Ardından Necmettin Erbakan’ın da Milli Selamet Partisi’ni kurmasıyla sağ üç parçalı hale gelmişti.

1973 seçimlerinde Demokratik Parti yüzde 11,9 oranla 45 milletvekili, Milli Selamet Partisi de yüzde 11,8’le 48 milletvekili çıkarınca Adalet Partisi iyice güçten düştü ve yüzde 29.8 oyla 149 milletvekili çıkarabildi.

Bu günkü CHP’yi yöneten akıl Erdoğan’ı alt etmek için örnek olarak bunu aldı.

Hedef de 1973’deki Demokratik Parti’nin yerine İYİ Parti’yi, Milli Selamet Partisi yerine de Saadet Partisi’ni monte ederek AK Parti’yi o günkü Adalet Partisi konumuna düşürmekti.

Bu stratejiyle amaçladığı iki konu vardı.

Birincisi Cumhurbaşkanı seçimini ikinci tura bırakmak ve böylece Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesinin önüne geçmekti.

İkincisi de birinci başarılamazsa AK Parti’yi 1973’deki Adalet Partisi’ne benzetmek, meclis üstünlüğünü engellemekti.

Kemal Kılıçdaroğlu düşüncesini gerçekleştirmek için bir dizi riske girdi.

BİR: Millet İttifakı’nın kurulmasına önayak oldu.

İKİ: Seçime sokulmak istenmeyen İYİ Parti’ye CHP’den 15 vekil vermekle önünü açtı.

ÜÇ: Saadet Partisi’ni ittifaka kazanma adına CHP listelerinde adaylarına yer verme özverisinde bulundu.

DÖRT: En önemlisi de geçmişteki rakibi Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı gösterme erdeminde bulundu.

Ne var ki, ilk hedef Cumhurbaşkanını ilk turda seçtirmeme tezi gerçekleşmedi. Sadece AK Parti’nin meclis çoğunluğunu elde etmesi engellenebildi.

Cumhur İttifakı da o eksiği MHP’nin beklenenin üzerinde milletvekili çıkarmasıyla giderdi.

Sonuçta CHP’nin teorisi birkaç nedenden dolayı gerçekleşmedi.

1-AK Parti’den Saadet Partisi’ne beklenen kayma olmadı.

2-İYİ Parti ise en büyük parçayı AK Parti’den değil CHP’den kopardı.

Amaç hâsıl olmayınca da seçim sonrasında “yolcu yoluna” dendi ve böylece Millet İttifakı da sonlanmış oldu.

Bu işten tek karlı çıkan da Muharrem İnce oldu ve 1970’lerdeki “Karaoğlan Ecevit” gibi CHP’de umut haline geldi.

Ancak onun da önü karanlık gibi görünüyor.

Bütün bunların Aydın’a yansıması ne?

Muharrem İnce Aydın’da 312 bin 871 oy aldığı halde CHP 64 bin 683 eksikle 248 bin 188 oy aldı.

1 Kasıma göre eksilme 27 bin 365…

Olaya kabaca bakıldığında milletvekilliğinde İYİ Parti’ye, HDP’ye ya da başka partilere oy veren birçok CHP seçmeni Cumhurbaşkanlığında Muharrem İnce’ye vermiş görünüyor.

Bunun anlamı, yeni kurulan İYİ Parti’ye kaymanın öngörüler doğrultusunda AK Parti tabanından değil, tam aksine CHP’den olduğudur.

İnce’ye önemli bir miktarda oy da Cumhur İttifakı’ndan gelmiştir. Çünkü bu ittifakın milletvekilliği oylarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen oylar arasında eksi 28 bin 350 fark var.

Yapılan yorumlar MHP’lilerin yarısına yakınının Sayın Erdoğan’a oy vermediği yönündedir.

1 Kasımla karşılaştırıldığında 24 Haziranda 1141 oy artışı sağlayan Kuşadası dışındaki bütün ilçelerde CHP oy kaybetti.

Kayıpta başı 8 bin 965 oyla Efeler çekmekte ikinci sırada da 8 bin 868 oyla Didim gelmektedir.

Demek ki, Didimli aday Hüseyin Yıldız ya ikinci sırada olmanın rahatlığı ile hiç çalışmadı ya da örgütle arasında sorun var.

CHP’deki bu oy kaybının başka bir nedeni de örgüte rağmen aday dayatılmasıdır.

Batı Bölgesi örgütleri bu konuda son derece duyarlıdır.

Sökeli seçmen 2007’de kendinden bir aday bulunmamasına tepki için o seçimde üç milletvekili çıkaran MHP’yi Söke’de birinci yaparak CHP’de buna neden olan elebaşılara faturasını ağır ödetmişti.

Bu seçimde yaşanan da onun bir kopyası.

Parti içi bazı güçler tarafından yerleştirilen dördüncü sıra adayını örgüt 2007’de olduğu gibi ince bir ayarla kesmiş böylece kendini yok sayanlara haddini bildirmiştir.

Parsayı toplayansa ne CHP’lidir ne de İYİ Partili… O Ankara vizesi alan şanslı AK Parti 4.sıra adayı Rıza Posacı’dır.

Sonuç olarak 361 bin 462 oyu olan Millet İttifakının dağılmasına karşılık 296 bin 978 potansiyel oya sahip Cumhur İttifakı ayaktadır.

Bu durum yerel seçimlerde CHP için tehlike AK Parti için ise umut demektir.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA