Toplantıda konuşan Aydın Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ayhan Özdemir, tabiattaki nebatatın düzenli devamı için arıcılığı şart olduğunu belirterek “Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeten bir ülke olması için arıcılığa daha fazla önem verilmeli ve korumalı otlatma düzeni ihmal edilmemelidir” dedi. 
Tabiattaki yem ve ballı bitkilerin yok olmaya yüz tutması üzerine Aydın Arıcılar Birliği ve Aydın Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği bilinçlendirme çalışmalarına başladı. Karacasu ilçesinde düzenlenen program ile çobanlara ve arıcılara ‘Korumalı otlatma’ yöntemleri anlatıldı. 
Yetiştiricilerin ilgisinin yoğun olduğu seminerde Tarım Danışmanları İbrahim Altıntaş ve Orçun Oruçoğlu ‘korumalı Otlatma’nın faydalarını anlatan birer sunum yaptılar. 
Bugün ülke genelindeki kaba yem ihtiyacının büyük çoğunluğunun korumalı otlaklardan sağlandığını belirten Orçun Oruçoğlu, “Otlak ve çayırlıklar, tarih boyunca milletlerin savaş sebebi olmuş, hatta Kavimler Göçü’nün gerçekleşme nedenleri arasında gösterilmiştir. Cumhuriyetin kurulmasından sonra ülkemizin otlak ve çayırlıkları korunarak otlatılması gerektiği için bu konuda yasa bile hazırlanmıştır” diyerek katılımcılara korumalı otlatmanın önemini anlattı. 
“Arılar olmazsa, tabiatta denge değişir, hayat biter” 
Bugün tabiattaki nebatın dengesinin sağlanmasında en önemli görevi arıların üstlendiğini belirten Aydın Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ayhan Özdemir, ‘Milli tarım ve hayvancılık için korumalı otlatmanın çok önemli olduğunu belirtti. Bu konuda Aydınlı arıcılar olarak bilinçli bir faaliyet sürdürme gayreti içerisinde olduklarını belirten Özdemir, “Biz arıcılar olarak hayvanların kaba yem ihtiyacını doğadan karşılaması için polinasyon işini arılarımıza yaptırıyoruz. Meralarımız ve çayırlıklarımız korunarak otlatılırsa ülkemiz diğer ülkelerden yem ve saman almak zorunda kalmayacaktır, ülke olarak kendi kendine yeten ülke durumunda oluruz” diye konuştu. 
Tarih boyunca Türklerin ana geçim kaynağını hayvancılık oluşturduğunu ifade eden Başkan Özdemir, hayvancılığın planlı ve düzenli bir şekilde yapılması gerektiğini kaydetti. 
Üreticilerden 60 yaşındaki Şükrü Girgin ise, “1990’lı yıllara kadar bizler saman ve yem almazdık. Köyümüzün otlak alanlarını ikiye ayırır yazlık ve kışlık otlatma yapardık. Köyümüzde hayvan sayısı fazla idi. Buna rağmen hem hayvanlarımız çoğalır hem arılarımızdan bal alırdık. Hayvanlarımızı beslemek için yem, arılarımızı beslemek için şeker masrafımız olmazdı” diye konuştu.