Kadınların evlat olarak başladıkları hayatlarına eş, anne, kız kardeş, abla, hala, teyze ve büyük anne olarak devam ederken, aynı zamanda ev hanımı ve iş kadını olarak da hayatın her noktasına temas ettiklerini ve bu temas ile dünyayı daha yaşanılır kıldıklarını belirten Eşin; “Kadınlarımız hava, su, ekmek gibidir, onlarsız bir yaşam mümkün değildir” diyerek şunları söyledi:

“Kadınların biz erkeklerden farklı bir anatomide ve faklı bir ruh hali ile yaratıldığını, biz erkeklerden daha titiz ve duygusal olduklarını bilerek, onlara karşı daha hoşgörülü ve saygılı davranmamız durumunda, dünyanın herkes için daha yaşanılır bir hal alacağını bilmemiz gerekir.”

En büyük emekçi kadınların ise anneler olduğunu ifade eden Eşin; mutlu anneler mutlu toplumların hazırlayıcısıdır. Bir çocuğu doğurup büyütmek için harcanan emeğin karşılığı olmadığını dile getiren Eşin, Peygamber Efendimizin “Cennet annelerin ayaklarının altındadır.” sözünün kadınların toplumdaki konumlarını en üst seviyeye çıkardığını belirtti.