Engellilerin diğer vatandaşlar gibi aynı haklara sahip olması gerektiği vurgulayan Aydın Halk Sağılığı Müdürü Şenol Okur, “Engellilik doğuştan ya da kaza veya uzun süren bir hastalık sonucunda oluşan bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yeteneklerin kaybı olarak tanımlanmaktadır. Engelli insanların yaşadıkları sorunlar sadece kendilerinin değil ailelerinin, çevrenin, toplumun, kısacası tüm insanların ortak sorunudur. İnsanların engelli olmaları çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan bir sonuç olmakla birlikte, engellilerin normal bir hayat sürmeleri ancak toplumsal duyarlılığın oluşturulmasıyla mümkündür. En büyük engel ise sevgisizliktir” dedi.

OKUR,TÜİK 2010 ENGELLİ İSTATİSTİK DEĞERLERİNİ AÇIKLADI
Türkiye’deki engellilerin istatistiki değerlerini de açıklayan Okur, “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Özürlüler İdaresi Başkanlığı arasında yapılan protokol kapsamında; Ulusal Özürlüler Veri Tabanında kayıtlı olan engelli bireylere yönelik olarak, ‘Özürlülerin Sorun ve Beklentileri Araştırması 2010” sonuçlarına göre engellilerin yüzde 29,2’si zihinsel, yüzde 25,6’sı süreğen hastalığı olan, yüzde 8,8’i ortopedik, yüzde 8,4’ü görme, yüzde 5,9’u işitme, yüzde 3,9’u ruhsal ve duygusal, yüzde 0,2’si dil ve konuşma ve yüzde 18’i birden fazla özre sahip olanlardır. Kayıtlı engellilerin, yüzde 58,6’sı erkek, yüzde 41,4’ü kadındır. Kayıtlı olan engelli bireylerin özrünün ortaya çıkma nedenlerine bakıldığında; yüzde 56,8’i hastalık, yüzde15,9’u genetik veya kalıtsal bozukluk, yüzde 9,6’sı kaza ve yüzde 3’ü gebelikte/doğum sırasında yaşanan problemler sonucu ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

“ENGELLİLİĞİN ÖNLENMESİNDE HEKİMLERİN GÖREVİ YADSINAMAZ”
Engellilik nedenleri arasında birçok faktörün yer aldığını ifade eden Okur, “Engellilik nedenlerinin doğumsal ve genetik bozukluklar, annenin fetüsü etkileyebilecek sağlık sorunlarının olması, doğum sırasında ortaya çıkabilecek sorunlar veya doğumdan sonra geçirilen hastalıklar ve kazalar olmaktadır. Bütün bu süreçlerde hekimlerin, gerek engelliliğin önlenmesi ve gerekse engelli kişilerin sağlık sorunlarına çözüm üretilmesi ve rehabilitasyon programlarının başarı ile gerçekleştirilmesi noktasında son derece önemli bir görev üstlendikleri yadsınamaz. Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının engelliliğin önlenmesi konusunda başarılı olabilmeleri açısından; erken tanı amacı ile sağlık taramaları için gerekli koşulların sağlanması, eğitim programlarının geliştirilmesi, güvenilir, sağlıklı veriler elde edilebilmesi için kayıt sistemlerinin iyileştirilmesi, alt yapı hizmeti veren kuruluşlar ile koordinasyonun sağlanması, sağlıklı çevre bilincinin ve koşullarının oluşturulması, sürekli tıp eğitimi kapsamında engellilikten korunma ve rehabilitasyon çalışmalarına yer verilmesi gerekmektedir” dedi.

"ENGELLİLER İÇİN KURUMSAL HİZMETLERİN GELİŞTİRİLMESİ ESAS ALINMALIDIR"
Engellilere hizmet götürmenin önemli bir görev olduğunu kaydeden Okur, ““Engelli vatandaşlara acıma duyguları ile yaklaşmak yerine, kurumsal hizmetlerin geliştirilmesi esas alınmalıdır. Bu nedenle engellilere hizmet götüren kamu, özel sektör ve gönüllü sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesine önem verilmelidir. Devletimizin evrensel ölçülerde engellilerini sahiplenme çabası, toplumsal bilinçlenme ve kamuoyu desteği ile anlamlı ve gerçek bir boyuta ulaşacaktır” .