Dr. Metin Aydın şöyle konuştu;

Büyük Menderes nehri şu anda Türkiye'nin en kirli 3'cü nehri. Su kirliliği bakımından ise 5'ci sınıf su kirliliğine sahip. Bu seviyede kirli olan suyun normalde tarımsal sulamada veya bir başka amaçla kullanılmaması gerekir. Oysaki Menderes nehri şu anda Menderes havzasındaki tarımsal ürünlerin sulamasında kullanılıyor ve bu kullanıma bağlı olaraksa içindeki toksik, kimyasal, radyoaktif maddeleri besinlere bulaştırarak insanların hastalanmasına, kanser olmasına sebep oluyor. Menderes nehrini en çok sanayi tesisleri ve belediyelerin arıtma tesisi kurmamaları veya çalıştırmamaları, jeotermal akışkanlar, zirai ilaçlar, maden ocakların atıkları kirletmektedir. Buharkent’ten Söke'ye kadarki alanda jeotermal santraller birinci sınıf tarım alanlarında, yerleşim yerlerinin içinde ve yanında, sağlık ocağı bahçesinde, arkeolojik sit alanlarında, mezarlıklarda kurulmaktadır.

Sayıları her geçen gün artan jeotermal santral ve kuyular çıkardıkları tonlarca akışkanların bir kısmını reenjekte etmeden her gün dereler, çaylar, sulama kanalları, özel döşenmiş kanallar ile Menderes nehrine bırakıyorlar. 1984 yılından beri süren bu süreç sonunda bugün Menderes nehri kullanılamaz hale gelmiş, bu su ile sulanan topraklarda kirlilik ise Menderes nehrinden beş kat daha fazla olmuştur. Normalde jeotermal santrallerin kurulumu öncesi Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) istenmesi gerekiyor. ÇED kanuna göre derelere, nehirlere, su kaynaklarına, göletlere 500 metre mesafeden yakın her hangi bir sanayi tesisinin kurulumuna izin verilemez. Jeotermal kurulum pratiğine baktığımızda bu kanuna hiç uyulmadığını, ÇED istenmediğini görmekteyiz. Germencik Çevre ve Doğa Derneği olarak Aydın kırsalında yaptığımız ziyaretlerde hali hazırda yürürlükte olan pek çok kanuna rağmen, jeotermal santrallerin bu kanunlara aykırı şekilde kurulumuna izin verildiğine şahit olmaktayız.

Dernek olarak Buharkent'e yaptığımız ziyarette Çavuşoğlu aile banyoları mevkiine yakın bir noktada Menderes nehrine 15-20 metre mesafede jeotermal santral kurulumuna izin verildiğini, santralin şu an faaliyette olduğunu gözlemledik.

 

Bu jeotermal santral aynı zamanda Menderes nehrinden su alıp tarım alanlarına taşıyan Güney Sulama Kanalına sıfır noktasına kurulmuş idi. Jeotermal santralin kurulduğu topraklar birinci sınıf tarım arazisi olup, incir ve zeytin üretimi yapılmaktadır.

TAM BİR KARA MİZAH VE AZİZ NESİN'LİK BİR OLAY

Jeotermal santralin Menderes nehrine yakın kurulurken kendine yer açmak için bu alandaki incir ve zeytin ağaçlarının köklendiği görülmektedir. İşin ilginç olan tarafı ise bu jeotermal santralin adının Greeneco olması idi. Santral, kuyular ve borular bu isme uygun olarak yeşile boyanmış. Greeneco şirketi adı ve yeşile boyadığı boru ve kuyular ile bizlere yeşili sevdiğini, yeşili koruduğunu, yeşile sahip çıktığını, canlı ve cansız çevrenin dostu olduğu mesajı vermek istemiş. Valilikte herhalde santralin adına hürmeten bu santralin kurulumu için ÇED istememiş. Tam bir kara mizah ve Aziz Nesin'lik bir olay. Bizler dernek olarak yeşil tarım alanlarını yok ederek, yeşil incir ve zeytin ağaçlarını kökleyerek sadece işletmenin adını yeşili ve çevreyi anımsatan şekilde koyarak, santrali ve boruları yeşile boyayarak nasıl çevreci, canlı ve cansız yaşamın dostu, savunucusu olunduğunu anlamakta zorlanıyoruz. Yine bizler dernek olarak Menderes nehrinin yanına jeotermal santral kurulumuna nasıl ve ne adına izin verilebildiğini anlamakta da zorlanıyoruz. Bizler jeotermal santraller akışkanlarını Menderes nehrine bırakıyor, Menderes'i kirletiyor dediğimizde elinizde bilimsel delil var mı diyenleri bir kez daha akli selime davet ediyoruz.

Germencik Çevre ve Doğa Derneği olarak çağrımızdır; Jeotermal santrallerin kurulumuna izin verenler ve denetleme görevi olanlar, lütfen kanunlara uyun, kanunların sizlere verdiği yetkiyi kullanın, Aydın'ın değişik algı operasyonları ile yok olup bitmesine izin vermeyin. Ve lütfen Aydın yok edilirken bizlerle alay edilmesine izin vermeyin.

Söz konusu iddialar için Greeneco Elektrik Üretim A.Ş Firması avaukatları aracılığıyla açıklama yaptı. Firma avukatları haberdeki iddiaların gerçekleri yansıtmadığını belirtti. Firma tarafından yapılan açıklama şöyle;

ÇED raporu alınmadan jeotermal santral kurulduğu, Menderes Nehri'ne 15-20 metrede santral kurumuna izin verildiği, birinci sınıf tarım arazilerinin tahrip edildiği, ağaçların köklendiği, jeotermal akışkanlarının nehre döküldüğü, nehrin kirletildiği, JES kurulumuna izin verenler ve denetleme görevi olanların kanunlara uymadığı gerçeklere aykırıdır.

Firmamız, doğaya ve çevreye saygılı, ülke ekonomisine, öz kaynaklardan yararlanmak suretiyle katkı sağlamaya ve dışa bağımlılığı bir nebze olsun gidermeye çalışan, sosyal politikaları olan saygılı bir kuruluştur. Bu jeotermal elektrik yatırımı ile ilgili olarak ÇED raporu alınmadığı beyanı ise tamamen gerçeklere ve resmi belgelere aykırıdır.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA

fullsizerender-(1).jpgfullsizerender-001.jpg