Bugün sabah hemen hemen hepimiz telefonun alarmı ile uyandık, telaşla mutfakta mikrodalgada ısıttığımız sütü çocuğumuza verdik. Cep telefonumuzla konuşarak ve bilgisayarda çalışarak günlük işlerimizi yaptık. Günümüzde evlerin büyük bir çoğunluğu elektrikli aletlerle dolu... Saç kurutma makinesinden DVD'ye, elektrik süpürgesinden mutfaktaki fırına kadar... Yani günlük yaşamın her alanında elektromanyetik radyasyon ile iç içeyiz…

Amerikan Hastanesi Radyasyon Onkoloji Bölümü Uzmanı Dr. Yasemin Bölükbaşı günlük yaşamdaki radyasyon kaynaklarımız, bize zararları ve korunma yollarını şöyle açıklıyor:

Günlük yaşamda radyasyonu nerelerden alıyoruz?
"Radyasyon açısından en büyük kaynak içinde yaşadığımız binaların yapımında kullanılan taş, toprak ve malzemelerdir. Elektromanyetik radyasyon kaynaklarının yaklaşık yüzde 50’sini yaşadığımız binalarda mevcut olan radon gazından alırız. Diğer doğal radyasyon kaynakları arasında güneş, hava, su, toprak sayılır.

Yapay radyasyon kaynakları içinde, nükleer santraller, röntgen makineleri, cep telefonları vericileri, TV vericileri, uzaktan kumanda cihazları, elektrikli ısıtıcılar, uzun bir listeye örnek olarak sayılabilir. Elektromanyetik radyasyon, iyonlaştırıcı ve iyonlaştırıcı olmayan radyasyon olarak ikiye ayrılır. İyonlaştırıcı radyasyon, görüntüleme amacıyla ve kanser tedavisinde kullandığımız X ışınlarını ifade eder.

Elektromanyetik spekturumun diğer ucunda ise düşük enerjili, iyonizasyon yani atomdan elektron koparma yeteneği olmayan iyonlaştırıcı olmayan radyasyon yer alır. Gelişen teknoloji bu konuya farkındalığımızı ve ilgimizi artırdı.

Normal şartlarda yaşanan ortama bağlı olarak kişilerin aldıkları doğal radyasyonun dünya ortalaması 2.4 mSv düzeyindedir.

İyonlaştırıcı olmayan radyasyon kaynağı aletler hangileridir?
İyonlaştırıcı olmayan radyasyon kaynağı aletlerin, yaşamımızda temel rol oynamaya başlaması ile beraber, kanser ile ilişkisinin merak edilen ve tartışılan konu olmasını sağladı. TV vericileri, radar, uzaktan kumanda cihazları, telsizler, cep telefonları, baz istasyonları, mikrodalga fırınlar, radyo, TV – bilgisayar ekranları, non iyonize radyasyon kaynaklarına örnek olarak sayılabilir.

İyonlaştırıcı olmayan radyasyon kansere neden olabilir mi?
İyonlaştırıcı olmayan radyasyon atomlardan elektron kopararak iyonizasyon yapacak güçte değildir, dolayısıyla DNA hasarına yol açmaz ve kansere neden olduğuna dair bilimsel bir kanıt da yoktur.

İyonlaştırıcı olmayan radyasyon insanlar üzerinde kısa süreli etkileri nelerdir?
Elektromanyetik radyasyonun, beynin elektriksel yapısında ve algılama fonksiyonlarında (dikkat, hatırlama, tepki verme gibi) kısa süreli değişimlere neden olduğu bilinir. Buna bağlı olarak, üzerimizde kısa zamanda oluşan etkileri yorgunluk, baş ağrısı, uyku kaybı, hafıza kaybı, kulak çınlaması ve eklem ağrıları olarak sayılabilir.

Baz istasyonları nükleer radyasyona neden olur mu?
Baz istasyonlarının neden oldukları ışınım, iyonlaştırıcı olmayan radyasyon sınıfında yer alır. Bu nedenle baz istasyonları nükleer radyasyona neden olmaz. İyonlaştırıcı radyasyon bölgesindeki dalgaların frekansları, baz istasyonlarının çalışma frekanslarından yaklaşık milyon kere daha yüksektir. Baz istasyonlarındaki anten, dar bir bölgeyi etkileyen yönlü antenlerdir. Bu antenler arkalarına ve diplerine ışımanın çok az olacağı biçimde tasarlanmıştır. Bu nedenle binada yaşayanları riskli hale getirmez.

Ancak antenin konumu, antenin ışıma örtüsünün kurulduğu binayı içine almayacak şekilde belirlenmelidir. Anten yeri, çalışma frekansı ve çıkış gücüne göre hesaplanacak güvenlik mesafesi içinde insanların istem dışı ve sürekli maruz kalmayacağı şekilde seçilmelidir.

Telekomünikasyon Kurumu tarafından 12.7.2001 tarihli resmi gazetede yayımlanan “10 KHz-60 GHz Frekans Bandında Çalışan Sabit Telekomünikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik” ile Türkiye’de geçerli olan sınır değerler belirlenmiştir.

Cep telefonları iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı mıdır?
Cep telefonlarının 1990’larda hayatımıza girişinden sonra, kullanımı artarak devam ediyor. Cep telefonu kullanımının kansere neden olup olmadığı bütün dünyada en çok merak edilen konulardan biridir. Tüm dünyada cep telefonu kullananların sayısının 2009 yılında 4.3 milyarı aştığı düşünülürse bu sorunun gündemi daha uzun süre meşgul etmesi beklenir. Cep telefonlarının çalışma prensibine baktığımızda iki yönlü çalışır. Baz istasyonlarından gelen dalgaları anteni aracılığıyla alır ve vericisi aracılığıyla elektromanyetik radyasyon-iyonlaştırıcı olmayan radyasyon yayar.

Cep telefonlarının insanlar üzerinde etkileri nasıldır?
Yapılan araştırmalarda cep telefonunun termal ve termal olmayan iki temel etkisi gösterilmiştir. Termal etkiler, vücut tarafından yutulan elektromanyetik enerjinin ısıya dönüşmesi ve vücut sıcaklığını artırması olarak tanımlanır. Bu sıcaklık artışı, ısının kan dolaşımı ile atılarak dengelenmesine dek sürer.

Cep telefonları gibi radyofrekans kaynaklarının sebep olabileceği sıcaklık artışı gerçekte çok düşüktür ve bu artışı ortalama 0,1 C dolayındadır. Bu elektromanyetik dalgaların beyne ulaşmasının yaş ile birlikte azaldığı, 5 yaşındaki bir çocukta bu dalgaların beyine %75 oranında ulaştığı, erişkinde bu oranın %25 olduğu deneysel çalışmalarda gösterilmiştir.

Termal olmayan etkilere bağlı olarak beyin aktivitelerinde değişiklikler, uyku bozuklukları, dikkat bozuklukları bildirilir.

Cep telefonları kansere neden olabilir mi?
Cep telefonları elektromanyetik dalga yayar. Yaydığı elektromanyetik dalga enerjisi çok çok düşüktür. Bu enerji düzeylerinde iyonizasyon olamaz. İyonizasyon olmadığı için de DNA hasarı oluşmaz ve kanser gelişemez. Bu konudaki önemli çalışmalardan biri olan Danimarka çalışmasında, 420 bin cep telefonu kullanıcısı 21 yıl boyunca izlendi. Cep telefonu kullanımı ile kanser görülme olasılığının yükselmediği görüldü.

İngiltere’de ise beyin tümörlü 966 ve sağlıklı 1766 kişi cep telefonu kullanım yoğunluğu açısından araştırıldı. Beyin tümörü olanlar ile sağlıklı grup karşılaştırıldığında aralarında fark bulunmadı. Almanya, Fransa, Japonya gibi 13 gelişmiş ülkeden, 16 çalışma grubunun işbirliği ile yapılan interphone çalışması geçen yıl çok ses getirdi. Düzenli cep telefonu kullanımı ve 10 yıldan fazla kullananlarda memejiom, gliom ve akustik nörinom gelişme sıklığında artış saptanmazken, ilk günden itibaren 1640 saatten fazla konuşma süresine sahip olanlarda, bu tümörlerin gelişim riskinde artış olduğu gösterildi. Ancak bu çalışma, düzeni nedeniyle eleştiri aldı. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, cep telefonu teknolojisiyle kanser arasında kesinlikle bir ilişki yoktur demek için yetersizdir.

Cep telefonu kısırlık yapar mı?
Erkekler cep telefonlarını özellikle pantolon ceplerinde taşıdıkları için kısırlık konusunda birçok araştırma yapıldı. Cep telefonlarından yayılan iyonlaştırıcı olmayan radyasyonun beyin, kalp, genel durum üzerine etkilerinin yanı sıra sperm sayısında yüzde 30, motilitesinde (hareletlilik) yüzde 40’lara varan oranlarda azalma saptandı. Bu konuda farklı sonuçlar olmakla birlikte yeni araştırmalara ihtiyaç vardır.

İnternet bağlantısı da insanları etkiler mi?
İnternet bağlantımızı sağlayan WIFI teknolojisi çok düşük şiddette radyo dalgalarını kullanır. Evde mikrodalga fırınlarla karşılaştırınca yüz bin kez daha da non iyonizan elektromanyetik radyasyon yaydığı bildirilir. WIFI sağlayıcılarına yakında bulunmamak veya WIFI kullanılan laptopların masa üzerinde kullanılması önerilir.

Mikrodalga fırınlar çalışırken mutfaktan çıkmalı mıyız?
Yeni teknoloji ile üretilen mikrodalga fırın çalışırken yaklaşık 50 cm uzağından alınan radyasyon, çevre geri plan radyasyon oranlarından farklı değildir. Eski ve kapı sistemi bozuk cihazlar kullanılmamalıdır. Çalışırken yaklaşık bir kol boyu yani 50 cm uzakta bulunulması önerilir.

Günlük hayatımız için nasıl önlemler alabiliriz?
Elektrikli cihazlardan mümkün olduğunca uzak durun. Elektromanyetik etki mesafeyle azalıyor.
Mikrodalga fırın çalışırken en az 50 cm uzakta durun.
Televizyonu (ön ve arka) en az 2 metre uzaktan izleyin.
Elektrikli tıraş makinesini mümkünse şarjlı olarak kullanmayı tercih edin.
Çocuklarda sinir sisteminin ve başın gelişimi sürdüğü için, çocuk ve gençler risk altındadır. Bu nedenle 16 yaşın altındakilerin cep telefonu kullanmamaları, zorunlu olması halinde ise günde 10 dakikayı geçmemesi Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilir. Cep telefonu kullanılmadığı sürece kapalı tutulmalıdır. Cep telefonunuzdan kulaklıkla konuşmayı tercih edin. Hastane, tren, havaalanı veya asansör gibi çekim alanlarının az ve metal parçaların çok olduğu alanlarda konuşmaktansa, açık alanlarda konuşmaya çalışın. En temel önlem ise cep telefonu ile konuşma sürenizi kısaltmaktır.
Saç kurutma makinesinin manyetik alanı yüksektir. Uzun süreli kullanmak yerine aralıklarla kullanın.
Elektrikle çalışan radyolu çalar saatleri başınızdan mümkün olduğunca uzak tutun, mümkünse pille çalışanları tercih edin. Elektrikli battaniyeyi yatağa girmeden önce kapatın.
Kullanmadığınız cihazları kapalı tutun ya da fişten çıkarın. Dizüstü bilgisayarlar, şarjlı kullanıldığında daha düşük elektromanyetik alana sahiptir.


Sonuç olarak elektromanyetik radyasyonu yaşamımızdan tümüyle çıkarmamız olası değildir. Kullanımında dikkatli davranma, bu zararları en aza indirmek için en akılcı yol olarak görünür."

PUDRA