Doğa ve tarihin iç içe olduğu Türkiye’nin en güzel göllerinden biri olan Aydın-Muğla il sınırındaki Bafa Gölü’nde meydana gelen ekolojik bozulmalar nedeniyle bölgede yaşayan köylülerin talebi üzerine Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği(EKODOSD) tarafından araştırma yapıldı.

Son yıllarda yaz sıcaklarında görmeye alışılan ekolojik değişimlerin, bu yıl Mayıs ayında erken sinyal verdiği ortaya çıktığı araştırmada, göl aynasında meydana gelen yeşil renkteki alglerin, özellikle Kapıkırı ve Gölyaka yerleşimlerinin önündeki kıyılarda birikerek bir balçık oluşturmaya başladığını tespit edildi. 

Kuşadası EKODOSD bilim danışmanı SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, “Bafa Gölü’nde alg çoğalması bu yıl çok erken alarm verdi. Bafa Gölü‘nde artış gösteren alg türü daha önceki yıllarda SDÜ ve EGE Üniversitesinin ortak çalışmalarıyla belirlenen zehirli alg türüdür. Göllerde aşırı kirlilik nedeniyle görülen aşırı alg artışı bu yıl Bafa Gölü‘nde çok erken dönemde görüldü. Bafa Gölünde birim alanda yapılan su analiz sonuçlarında birim alandaki mavi-yeşil alg miktarı çok yüksek sayıda olup,Bafa Gölü‘nde bu aydaki çözünmüş oksijen miktarı da son yıllardaki en düşük seviyededir. Bu durum önlemler alınmazsa, önümüzdeki aylar da hava sıcaklığı ve kuraklığa bağlı olarak kirliliğin çok ciddi boyutlara ulaşacağının ve göldeki yaşamın bundan olumsuz yönde etkileneceği kaçınılmazdır.

Göl havzasında kirlilik ve biyolojik kayıplar nedeniyle artan gün sinekleri Bafa‘da günlük yaşamı ve turizmi olumsuz şekilde etkilemektedir. Göl çevresinde akşamları ışık yakılamaz hale gelinmektedir. Göl sineklerinde bu anormal artış gölün çok büyük ekolojik kayıpları olduğunun göstergesidir. Bafa Gölü’ndeki aşırı orandaki kirlilik nedeniyle oluşan alg patlaması (Mavi yeşil alg-su yosunu) Göl çevresindeki tarımsal üretimde çok miktarda gübre, pestisit vb. kimyasallar kullanılmaktadır. Drenaj ve yüzey sularıyla taşınan tarım atıkları gölü kirleten temel unsurlar arasındadır. Özellikle taşkınların olduğu dönemlerde bu kirliliğin etkisi artmaktadır. Bafa Gölü‘nün içi kirli, B.Menderesin suyu kirli, Bafa Gölü yok olmanın yanı sıra hastalıkta saçar duruma gelebilecektir, çünki bu tür algler toksik etki yapmaktadır. Göl biyolojik yöntemlerle temizlenmeli ve göle temiz su verilmelidir “ dedi.

Bafa Gölü’nün 10 yılı aşkın süredir aynı sorunla karşılaştığına dikkati çeken Kuşadası EKODOSD bilim danışmanı SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, “ Şimdiye kadar alınan önlemler yetersizdir. Bafa Gölü‘nün alg sorunu her yıl ciddi boyutlarda artış göstermektedir. Aşırı çoğalma su canlılarının ve kuşların ölümlerine neden olabilir. Gölden su alımlarının durdurulması ve göl suyunun kullanımına izin verilmemesi gerekmektedir. Gölde içeriden ve dış çevreden kirlilik yüklemesi olduğu için, sadece temiz su girişinin sağlanması gölün temizlenmesi için yeterli olmayacaktır. Gölün dip kısmı su bitkileri ve alglerden (yosunlar) oluşan balçık tabakasıyla kaplıdır. Ayrıca dönemsel olarak ani çoğalma yapan algler göldeki biyolojik kirliliğin göstergeleridir. Aşırı oranda çoğalan mavi yeşil algler koloniler oluşturarak örtü oluşturmaları tortu olarak isimlendirilen dipte kümeleşen kirlilik unsurlarıdır. İlk acil önlem de; Göle mutlaka temiz su verilmelidir. Bunun ardından dünya genelinde uygulanan farklı temizlik yöntemlerinin Bafa Gölü için uyarlanması gerekmektedir . Göl bir bütün olarak değerlendirildiğin de bölgesel olarak mekanik temizlik ve biyolojik temizlik yöntemleri uygulanmalıdır. Bu konuyla alakalı Ege Üniversitesi Hidrobiyoloji Bilim dalı ile hazırlamış olduğumuz çalışmalar bulunmaktadır. Bakanlığa bu konuda bilgi verilmiş ve önlemlerin çok acil olarak alınması istenmiştir. Bu yıl alg çoğalmasının erken görülmesinin bir diğer nedeni de B.Menderes ve Bafa Gölüne ulaşan su kanallarının önlerinin kapatılması ve Bafa Gölüne su gelmemesidir“ deyi konuştu.

Yapılan araştırmayı değerlendiren Kuşadası EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ise, “ Bafa Gölünde, Ege üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilimdalı araştırmacıları tarafından yapılan testler sonucu toksik olduğu saptanan Nodularia spumigena ani çoğalması 2014 yılında da görülmektedir. Bölgede araştırmalarını sürdüren ve düzenli analizler yapan Ege Üniversitesi Hidrobiyoloji Bilim Dalı Doktora öğrencisi Kutsal Kesici su kalite parametrelerinin(azot, fosfor, su sıcaklığı, çözünmüş oksijen, elektriksel iletgenlik, tuzluluk vb.) belirlenmesi amacıyla Serçin ve Kapıkırı/Gölyaka bölgelerinden numuneler almıştır. Elde edilecek sonuçlar önceki su kalite değerleri ile kıyaslanarak mevcut durum ve çözüm önerileri değerlendirilecektir. Bu yıl çok erken daha henüz sıcaklar başlamadan oluşan bu durum, özellikle göl kıyısında oturan yöre insanlarında gelecek günlerle ilgili kaygı yaratmıştır. Balıkçılar göle ağ atamayacaklarını, dipte oluşan balçığa bulaşarak ağlarını kaldıramayacaklarını bu nedenle teknelerini kıyıya alarak bakıma başladıklarını belirttiler. Balıkçılarla birlikte en çok etkilenecek olanlar göl kıyısında turizm işletmeciliği yapanlar olacaktır. Kıyıya biriken ve balçıklaşan algler sıcakların da etkisiyle hem koku hem de sinek yapacaktır. Yöre insanlarının “bir zamanlar bu gölün suyunu içerdik” dediği Bafa Gölü’nde insanlar artık yüzemiyor. Siyah beyaz fotoğraflarda kalan yüzen insanları tekrar görebilmenin umuduyla, Ege’nin en güzel gölünün bir an önce temizlenerek kurtarılmasına herkes elbirliğiyle katkı yapmalıdır “ dedi.