Kayyum talebiyle mahkemeye müracaat eden AYÇEP Yönetim Kurulu Üyeleri Gönül Hastaoğlu, Hicran Danışman, Selami Yaşar Öztürk, Ahmet Uslu konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

Aşağıda imzası bulunan Aydın Çevre ve Kültür Derneği (AYÇEP) Yönetim Kurulu üyesi yaşam savunucuları olarak bizler, 29.12.2019 tarihinde yapılan Genel Kurulu’nun iptaline ilişkin dün dava açmak zorunda kaldığımızı üzülerek kamuoyuna açıklamak durumunda kalıyoruz. Bu zorunluluğun nedenlerini özetlemek isteriz; Bilindiği gibi Genel Kurul’a iki listeyle gidilmiştir. Bunun tek nedeni ise derneğin kurulduğu günden bu yana başkanlığını yürüten Mehmet Vergili’nin, oturduğu koltuktan ayrılmak istememesidir! Genel Kurul öncesi yapılan son yönetim kurulu toplantısında, Mehmet Vergili’nin, 6 yıldır, yani dernek kurulduğundan bugüne kadar derneğimize başkanlık etmesi karşısında daha demokratik bir mücadele hattı örebilmek adına dernek başkanlığının aynı kişi tarafından en fazla 2 yıl yapılması, bu hususun Genel Kurul’a önerilmesi gündem olarak tartışılmıştır. Bu gündemin tartışılmasında M. Vergili’nin, başkanlığında geçen yıllar içerisinde kolektif çalışmadan uzak, başına buyruk ve üstten yaklaşımı, diğer üyelerin emeğini yok sayıp sadece kendi emeğini öne çıkararak derneğin kurumsal kimliğini geri plana atması ve dernek kendisine aitmişçesine takındığı tavır da etkili olmuştur. Bu eleştiriler karşısında M. Vergili, “derneğe en iyi kendisinin başkanlık yaptığını ve yapacağını” iddia etmiştir. Yaklaşık bir ay boyunca kendisine “başkanlık dönüşümlü olsun, kurumsal kimliğimiz ön plana çıksın, derneğin bir kişiyle özdeşleştirilmesi kurumsallığa zarar verir” tarzında yapılan tüm ikna çalışmaları karşılıksız kalmış, kendisinin başkanlığı dışında hiçbir seçeneğe de yanaşmamıştır. Sonuç olarak M. Vergili, Dernek Yönetim Kurulu’nun kararını tüzüğe de aykırı şekilde kabul etmeyerek Genel Kurul’da ayrı bir liste çıkarmıştır. Çıkarılan bu ayrı liste, koşulları gereği mücadelenin içerisinde aktif görev alamayan hatta mücadele süreçlerinde adı ilk kez duyulan kişilerden oluşmuştur. Bu süreçte de bölünme anlamına gelecek tavırların Ayçep’e ve çevre mücadelesine zarar vereceği kendisine defaten anlatılmaya çalışılmıştır. Kendisinin de içinde olacağı tek liste ile Genel Kurul’a gidilmesi teklifi “illa ben başkan olacağım” dayatmaları nedeniyle karşılıksız kalmıştır. Bu noktadan sonra artık iki liste ile seçime gidilmesinden başka bir yol da kalmamıştır. Genel Kurul’dan evvelki yönetim kurulu tarafından oluşturulan liste, bugüne kadar verilen ekoloji mücadelesinde aktif olarak emek veren kişilerden oluşturulmuş, M. Vergili’nin de emekleri asla göz ardı edilmeyerek ismi listeye eklenmiştir. Kendisi “illa başkanlık” diyerek ayrı bir liste çıkarmış olmasına rağmen Genel Kurul günü dahi ayrışmamak adına ismi listeden çıkarılmamıştır. Yani her iki listede de M. Vergili’nin ismi vardır. Maalesef usulsüzlüklerle dolu bir Genel Kurul süreci yaşanmıştır. M. Vergili’nin önerdiği divan başkanı, Genel Kurul’u adeta sabote etmiş, kimsenin konuşmasına, mücadele süreçlerini değerlendirmesine, gelinen noktayı tartışmasına fırsat vermeden apar topar seçime geçilmesi için bir çaba içerisinde olmuştur. Baştan sona usulsüz yapılan ve divan başkanının taraflı tavrı ile son derece verimsiz geçen Genel Kurul sonucunda 3 oy farkla M. Vergili’nin önerdiği liste kazanmıştır. Genel Kurul’dan bir gün sonra ise oy kullanan üye listesine sonradan eklenen isimler fark edilmiş ve DERNEK ÜYESİ OLMAYAN 5 kişinin yasaya ve tüzüğe aykırı olarak oy kullandığı tespit edilmiştir. Üye olmadığı halde oy kullanan dört kişinin M.Vergili’nin çağrısıyla onun lehine olacak şekilde gelip oy kullandıkları, birinin ise Genel Kurul günü M.Vergili’nin listesindeki bir üye tarafından yönetim kurulu kararı olmaksızın usule aykırı bir şekilde üye defterine isminin yazıldığı bu kişilerin kendi beyanlarıyla ortaya çıkmıştır. Yani seçime hile karışmıştır. Yani Genel Kurul’da “seçilen” yönetim kurulu meşru değildir. AYÇEP’in ve ekoloji mücadelesinin zarar görmemesi adına bu hususlar kamuoyuna yansıtılmamış, kendisine bu hukuksuzluğun giderilmesi için diyalog çağrısında bulunulmuştur. Seçimin usulsüz bir şekilde yapıldığı gün gibi ortadayken tüm yapıcı diyalog çağrılarına kayıtsız kalınması üzerine usulsüzlüğün hukuki yollarla giderilmesi için girişimde bulunmaktan başka bir yol da bırakılmamıştır. Tüm bu gerekçelerle dün, Aydın 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/2 Esas numaralı dosyası ile Genel Kurul’un iptali istemli dava açılmak zorunda kalınmıştır. Belirtmek isteriz ki dava süreci, AYÇEP’in meşru yönetim kurulu üyeleri olarak bizlerin, şehrimiz ve ülkemizdeki ekoloji mücadelesine yönelik çabalarımızı asla sekteye uğratmayacaktır. Ekoloji mücadelesinin “tek adam rejimi”ne bürünmesine, kişilerin egolarını tatmin etme alanı haline gelmesine ya da kişisel çıkar sağlama zemini olarak görülmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu vesile ile sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına dair mücadelemizi, dost ekoloji örgütleriyle ve tüm yaşam savunucusu dostlarımızla birlikte çoğalarak devam etmekteki kararlılığımızı bir kez daha vurgulamak isteriz."