Aydın Barosu adına yapılan basın açıklamasını okuyan Aydın Barosu Saymanı İrem Bozkurt, “Savunmadan hiç haz etmediniz biliyoruz, ilk fırsatta kapılarınızı ayırdınız, olmayınca duruşma salonlarından atmaya, olmayınca tutuklamaya, olmayınca hastanelere göndermeye çalıştınız, Avukatlığa hastalık derecesine sahipleniyorlar diye olmayınca hukuksuz yargılamalarla on yıllarca ceza vermek yolunu seçtiniz. Şimdi teslim alamadığınız Baroları parçalayarak, cübbelerimizi ilik açmaya, düğme dikmeye çalışıyorsunuz. İstiyorsunuz ki, yargının son ayağı iktidara bağlansın. İstiyorsunuz ki herkes sussun. İstiyorsunuz ki bu karanlık böyle sürsün. Sizden öncekilere söylemiştik duruşma salonlarında, şimdi size aynı şeyi söylüyüruz, bu  projenin eski sahiplerinin yakalandıkların da ilk sözlerinin “Avukatımı istiyorum” olduğunu aklınızdan hiç çıkarmayın. Unutmayın, tarih aydınlık için, umut için, insanlık için mücadele edenleri, umuda savunanları yazar.” Bu Barolar artık çok oldu” diyorsunuz ya siz yargıyı bağımlı kıldıkça, hukuku yok saydıkça, adaleti unuttukça, insan haklarını ayaklar altına almayı devam ettikçe, biz de “Çok” olmaya devam edeceğiz."

"Siz çocuk istismarına, kadına şiddete, kadın cinayetlerine, doğanın talan edilmesine sessiz kaldıkça, biz Barolar da “Çok” olmaya devam edeceğiz. Bu ülkenin Baro başkanlarının adalet adımlarına çelme takmaya çalıştığınız da”Çok” olmaya devam edeceğiz. Baroları bölmeye, susturmaya yönelik tasarı yasallaşırsa “Daha çok” olmaya devam edeceğiz. Çünkü bu ülkede avukatlar var. Aydınlığa onlar temsil ediyor. Özgürlüğe onlar, hukuk devleti ve demokrasi adına ne varsa onlar temsil ediyor. Onlar bütün baslılara, tehditlere, gözdağlarına, yargılamalara rağmen susmayanlar, güce biat etmeyenler, vazgeçmeyenler, özgürlükler için bedel ödeyenler.  Ne yurttaşın sesinin kısılmasına izin verecekler, ne de karanlığınızın sürgit devam etmesine. Savunmaya dokunma.” dedi.