Memur-Sen Aydın İl Divan Kurulu Toplantısı’na Memur-Sen Genel Basın ve İletişim Sekreteri Halit Ortaköy, Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı Baki Karaer, Diyanet-Sen Genel Mali Sekreteri Mehmet Ali Omurca, Sağlık- Sen Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri Mustafa Kulluk, Bem-Bir-Sen Genel Teşkilat Sekreteri Medeni Sevinç, Kültür-Memur-Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri Ömer Işık, Eğitim-Bir-Sen Aydın Şube Başkanı Süleyman Alkoç, Memur-Sen’e bağlı sendikaların başkanları ve üyeleri katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı Baki Karaer, Memur-Sen’in sendikacılık anlayışında sivil toplum algısında statükocu, yasakçı ve kendi kalıplarında boğulmaya zorlanan insan profiline asla yer olmadığını söyledi. Memur-Sen’in merkezinde insan, hedefinde insanlığa hizmetin yer aldığı büyük bir medeniyetin ışığını kendisine rehber edindiğine işaret eden Karaer, “Bu doğrultuda sendikacılık yapmaya gayret eden makul ve makbul insanların oluşturduğu bir aileyiz. ‘Biz güçlü bir aileyiz’ sloganını kullanmamızı ve bu sloganın hakkını vermemizi sağlayan temel unsursa, hiç şüphesiz medeniyetimiz, köklerimizi oluşturan inancımızdır. Bu inanç ve iman, Memur-Sen’in bugünkü başarısını ortaya çıkaran yol haritasının da hammaddesidir. Kökü ezele dayanan dalları ebede uzanan kutsal davanın erleri olmadan, göl kenarında nehirler düşlemeden, her eylemle yeniden dirilmeden, doğrunun, haklının, mazlumun, mağdurun yanında yer almadan, zalimin haksızın karşısında durmadan, bir binanın tuğlaları gibi kenetlenmeden gerçek anlamda sendikacılık yaptığımızı söyleyemeyiz. Çünkü sendikacılık hareketimiz kuru bir dava, boş bir kavga yeri üyelerine maddi çıkar makam, mevki sağlamak amacıyla kurulan basit bir kurum da değildir. Mücadelemiz soylu ve erdemli bir mücadeledir. Sendikamız hak arama ve haksızlıklarla mücadele etme kurumudur. Sadece üye sayımızı artırmakla, sadece toplu sözleşme hakkını elde etmekle bu görevi hakkıyla ifa etmiş sayılamayız” dedi.
“MEMUR-SEN MİLLETİN SESİ OLDU”
Memur-Sen’in özgürlük, kardeşlik, birlik ve beraberlik demek olduğunu ifade eden Karaer, sadece üyeleri için maddi kazanımlar elde etmekle kalmadıklarına değinerek, “Bir sivil toplum örgütü olarak üzerine düşeni yapıp, Halkın vicdanının sesi olarak, toplumsal olaylarda tepkisini ortaya koymaktadır. Sendikacılık zor zamanlarda güzel şeyler yapma sanatıdır. Zor zamanda ayakta durabilmek, istediğini direnerek, emek sarf ederek almak sanatıdır. Son zamanlarda sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. Sırtımızda büyük bir yük var. Bu yükün adı da bildiğiniz üzere toplu sözleşme yasa tasarısı. Toplu sözleşme bizlerin 12 Eylül referandumuyla bu millete kabul ettirdiğimiz, ana yasaya koyduğumuz, toplu sözleşme hakkıdır. Neden direniyoruz? Çünkü Memur-Sen olarak o referandumda o maddeyi oraya koyan biziz ve çıkmasını sağlayacak olan da yine biziz. Memur-Sen ailesi olarak özelde kamu çalışanlarının, genelde milletimizin sesi olduk. Hiçbir zaman sorunların ötelenerek birikmesini istemedik. Hep çözüm odaklı çalıştık. Sorunun değil çözümün paydaşı olduk. Temel hedefimiz ülkemizin hatırı sayılır bir yerde olması, hem milletimizin hem de kamu çalışanlarımızın refahının artmasıdır” diye konuştu.
Memur-Sen’in “Kamu Görevlilerinin Demokratik ve Sendikal Haklar Çalıştayı”nda ortaya koyduğu amansız mücadeleyle sonuç bildirgesine toplu sözleşme hakkının verilmesine yönelik maddenin koyulduğuna savunan Memur-Sen Genel Basın ve İletişim Sekreteri Halit Ortaköy da, “12 Eylül 2010 referandumu öncesi yoğun girişimlerimiz sonucu toplu sözleşme hakkının anayasa değişikliği paketinde yer almasını sağladık. Ardından ‘Toplu Sözleşmeye de Toplumsal Sözleşmeye de Evet’ kampanyasını yürüttük. Ülkemizdeki tüm demokratik güçlerin katkısıyla yüzde 58 gibi yüksek bir oranla anayasa değişikliği paketi milletten onay aldı, toplu sözleşme anayasal bir hakka dönüştü. TBMM’deki tali ve alt komisyon görüşmelerinde istediğimiz hususların tasarıya eklenmesi için yoğun bir çalışma yürüttük. Birçok maddede iyileşme sağladık. Görüşmeler TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sürüyor. 16 madde kabul edildi, kalan maddelerin görüşülmesine Salı günü devam edilecek. Tasarının dayanışma aidatı, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Başkanı’nın yüksek yargı başkanlarından ve kanunla belirlenmesi gibi eksikliklerin TBMM Genel Kurul görüşmeleri sırasında giderilmesini ve Mart ayı içerisinde yasalaşmasını bekliyoruz. Toplu sözleşmenin; hizmet kolu ve genel toplu sözleşme olması olarak tasarıda tanımlanması gerekmektedir. Tasarıya eklenmesini istediğimiz bir başka husus ise dayanışma aidatıdır. Dikkat çekmek istediğim bir başka konu ise, toplu sözleşmenin, masada anlaşılması halinde iki yıl, Kamu Görevliler Hakem Kurulu’na başvurulması halinde bir yıl olmasıdır. Toplu sözleşmenin kapsamının daraltılması da toplu sözleşmenin ruhuna aykırıdır. Kamu görevlilerinin tamamın ilgilendiren konular masanın konusu olmalıdır. Bunu kısıtlayan maddenin tasarıdan çıkarılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Memur-Sen’in bu günlere kolay gelmediğine işaret eden Eğitim-Bir-Sen Aydın Şube Başkanı Süleyman Alkoç ise, kendisinin de bu zorlu mücadelede ilk baştan bu yana yer alab kişilerden bir tanesi olduğunu kaydetti. Eğitim-Bir-Sen Aydın Şubesi’nin 2 bin 800 üye sayılısına ulaştığını açıklayan Alkoç, şunları söyledi: “Eğitim-Bir-Sen olarak Türkiye’de yetkili sendika olmamıza rağmen Aydın’da henüz değiliz. Yürüttüğümüz başarılı çalışmalar sayesinde bu yıl Aydın’da da yetkili sendika olacağız. Günümüz şartlarında sivil toplum örgütlerinin en etkin olanı sendikalardır. İnsan hak ve ihlallerinin sürdüğü her yerde örgütlü topluma ihtiyaç vardır. Sendikacılık bu anlamda önemli bir yere sahiptir. Üniversitelerde başörtüsü yasağı sürüyorsa, eğitimde fırsat eşitliği ihlal ediliyorsa, mazlumların gözündeki yaş dinmemişse, haklının değil güçlünün sesi daha çok çıkıyorsa Memur-Sen’e de ihtiyaç var demektir”  

20120319aw000060_02.jpg