Aydın kadını dün olduğu gibi bu gün de üretimin dolayısıyla ekonominin lokomotifidir.

Yuvayı dişi kuş yapar özdeyişi sanki daha çok Aydın kadını için söylenmiş gibidir.

Yani Aydın kadını bu coğrafyada bütün zamanlarda hayatın her alanında aktif olarak vardır.

Çarşaflama sistemi öncesi çırpılarak düşürülen her bir zeytin tanesini yerden toplayan kadındı.

Çapa makinesinin olmadığı dönemde pamuğu çapalayan da pamuk toplama makinesi bilinmezken pamuğu elle toplayan da kadındı.

Hayvanı sağan, yoğurdu, peyniri, kesiği yapan da pazarda satan da yine kadındı.

Çamaşır, bulaşık makinesinin piyasaya çıkmadığı, ekmeğin evde yapıldığı devirde en az beş altı nüfusun çamaşırını, bulaşığını elle yıkayan, ekmeğini yapan ve sofraya koyan da kadındı.

Evlerde şebeke suyunun bulunmadığı dönemlerde evin her türlü ihtiyacını karşılayacak suyu mahalle çeşmesinden, kuyusundan, kaynağından bir şekilde taşıyan da kadındı.

Bu arada aynı çatı altında yaşadıkları ailenin yaşlılarına hastalığında, sağlığında bakan, çocukları yetiştiren de kadındı.

Yazdan kışlık için bulguru kaynatan, dövülmüş biberi hazırlayan, pekmezi, tarhanayı yapan, erişteyi kesen de kadındı.

Elektrik olmadığı için akşamları gaz lambasının ışığında aile bireylerinin delinen çorabını, yırtılan gömleğini, eskiyen pantolonunu yamayan da kadındı.

Kışın yakacağı odunu varsa atla eşekle, yoksa sırtında taşıyarak yazdan istifleyen de kadındı.

Çok değil 50-60 yıl öncesine kadar en az erkek kadar Aydın kadını coğrafyasının bir gereği aileyi sırtında taşıyan bir lokomotif konumundaydı.

Ama bir gerçek var ki,o kadın bunca hayat çilesine rağmen hiç tükenmedi.

Gelişen teknolojiyle günümüz kadının işi kolaylaşsa da eski kadınların yerini evlatları hatta torunları da alsa Aydn kadının sırtındaki yuva yapma ve yuvayı ayakta tutma yükünden bir şey eksilmiş değil.

Pazarlarda erkekten fazla kadın satıcının olması, pazara kadınların çıkması zaman da geçse kadının ailenin geçimine ortaklığının devam ettiğine bir göstergedir.

Eğitim düzeyi daha artan, sosyal alanda daha da görünür hale gelen günümüz kadınları artık kabuklarını kırdılar.

Çağın gerektirdiği şekilde ülke genelinde ürettiklerini pazarlayacak kooperatifler kuruyorlar, deyim yerindeyse öküzü boynuzundan tutarak ailenin geçimine katkı yapmak için savaş veriyorlar.

Örnek mi?

 Yenipazar Kadın, Çevre, Kültür ve İşletme Kooperatifi…

Kurucuları emekli öğretmenler Fatime Özkan, Semra Aydın ve ev kadını Fatma Terzioğlu…

Moral desteği veren ise Belediye Başkanı Yüsran Erden

Kooperatif hakkında konuştuğumuz başkan Fatime Özkan gördüğümüz kadarıyla yaşadığı sağlık sorunlarına aldırmayarak kooperatif çalışmasına kendini adamış bir gönüllü.

Fatime Özkan kooperatifi kurma amaçlarını “Yenipazar’a özel lezzetleri Türkiye’ye tanıtmak ve elde edeceğimiz pazar payıyla kadınlarımıza kendi ayakları üzerinde duracak iş ve kazanç kapısı açmaktır”,şeklinde özetliyor.

2011 yılından itibaren dört yıl süreyle İzmir Fuarı’nda açtıkları stantta hem ürün tanıtmışlar hem de satış gerçekleştirmişler.

Bu arada İzmir Fuarı’na ek olarak Beypazarı, Konya Selçuk Üniversitesi  Urla Enginar ve Bodrum Tohum Takas Festivallerine katılarak kooperatif ürünlerinin tanıtımına devam etmişler.

Fatime Özkan bu gün Türkiye’nin her tarafından ürün siparişi alabiliyorsak biraz da bunu o organizasyonlarda yer almamıza borçluyuz, diyor ve ekliyor:

Ticaret Bakanlığınca yüzde 75’i hibe Koop-Des projemiz kabul edildi. Proje doğrama makinesi, ısıtma fırını, poşet kapatma gibi makine ve aksamı alımını kapsıyor.

Eğer gerekli parayı bulur, makinelerin alımını gerçekleştirirsek kooperatif olarak daha fazla hemşerilerimize iş ve gelir imkânı sağlayacağız,”diyor.

Ürettikleri hakkında da Fatime Özkan:

 “Erişte, ıspanaklı, ısırganotlu, domatesli, pancarlı çeşitlerine büyük ilgi var.

Göceli, irmikli Tarhana da aynı ilgiyi görüyor.

 Yenipazar’a özgü bu irmikli, göceli tarhanın tanıtımını iyi yaparsak Uşak’la yarışabiliriz.

Reçelgillerden ise turunç reçeli, bergamot reçeli, incir reçeli, çilek reçeli ve iğlek reçeli en fazla satılanlar…

Reçel çeşitleri arasında adı geçen iğlek bilindiği üzere incirin erkeğine denir ve Aydın’a özel bir bitki meyvesidir.

İğlek reçeli ile birlikte Yenipazar’a özgü ‘gama’ adı verilen lezzetimizin coğrafi tescili için müracaat etmeyi düşünüyoruz.

 Sebzeli ekmek de denilen bu besin maddemiz katkı malzemesi pırasa, kırmızıbiber ve toz biber karışımından meydana gelen bir çeşit çörektir.

Buraya kadar saydıklarımız bizzat kooperatifimiz kadınlarının el emeği yapımları…

Bir de siparişlere cevap vermek için Yenipazarlı üreticilerden temin ettiğimiz nar ekşisi, pekmez, salça, toz biber, kekik suyu ve kantaron yağı var.

Ürünlerimizin satış noktaları ise;

1-İzmir Halk Ege Et market şubesi,

2- Didim Ege Et market,

3- Kuşadası Belediye marketi,

4-Efeler Belediyesi Efe Bakkaldır.

Bu yerler dışında kalan müşterilerimiz de kooperatifimizin face book, instagram hesabından ve e- mail adresinden siparişte bulunabilirler,” dedi.

 Fatima Özkan’ın son sözleri “ ilk hedefimiz Koop-Des aracılığıyla alacağımız makinelerle modern bir işletmeye kavuşmak ikinci hedefimiz kurağımız işletmeyle daha da çeşitlenecek ürünlerimizi halka sunabileceğimiz Aydın’ın büyük ilçelerine kendi satış yerlerimizi açmaktır,” oldu.

Aydın’ın her ilçesinde birlik ya da şahıs ölçeğinde olsun bu tür lezzetleri üretecek bir potansiyelin olduğu herkesin bildiği bir gerçektir.

Ama ne var ki, bu enerjinin katma değere dönüşmesinin ilk şartı pazar bulmaktır.

O pazarların oluşması da günümüzde büyükşehir belediyelerinin önderliğinde düzenlenecek fuar, festival gibi etkinliklerle mümkündür ki, çoğu büyükşehirde bu tür etkinlikler yılda bir değil birkaç kez yapılır.

Ama ne yazıktır ki, bir milyonu aşkın nüfusa sahip aynı zamanda bir tarım havzası olan Aydın bu tür etkinliklerin yapılabileceği bir fuar alanından bile yoksundur.

Bu da girişimci için işin olumsuz yanı…