Bir yandan dar gelirli kesimin canını yakan akaryakıt istasyonlarındaki zam yağmuru ve iğneden ipliğe gün geçmeden aşırı fiyat artışları diğer yandan yerel yönetimlere yönelik siyasi partilerin stratejik hamleleri zaten sıcak olan Aydın havasını daha da ısıtıyor..
Çarşıdaki, pazardaki yangını esnafa sorduğunuzda hafta sonunda katıldığı düğün veya sünnet töreninde evlenen çiftlere ve sünnet çocuğuna taktığı çeyrek ya da gram altın fiyatlarındaki artışı gerekçe gösteriyor.
Artan fiyatların satışını ve kar marjını etkilemesinden şikâyetçi bazı pazarcı esnafı da fiyatlardaki artışı bir hafta önce toptancıya ödediği parayla bu haftakini kıyaslayarak müşterilerine açıklamaya çalışıyor.
Siyasette ise seçim yenilgisinin etkisinden bir türlü kurtulamayan ve bu gidişle o ortamdan yakın zamanda da çıkması pek mümkün görünmeyen muhalefet partileri kendi dertleriyle uğraşmaktan vatandaşın halini gördükleri yok.
İktidar ise vatandaşın fiyat artışları ve emeklilerin maaşlarına beklediği zamları yapamamasına karşılık kamuoyunun dikkatini başka alanlara çekmek için zaten dağınık olan muhalefetin iki yakasını bir araya getirmemek için stratejik hamleler yapıyor.
İktidar AK Parti’nin 31 Mart 2024 seçimlerinde 2019’da kaybettiği Ankara ve İstanbul başta büyükşehirleri alabilmek için Millet İttifakı partilerinden bir taraftan İYİ Parti’yi hedef alacağı diğer taraftan da Yeşil Sol Parti’nin seçimlere kendi adayları ile girmelerine yönelik politikalar üreteceği öngörülüyordu.
İşte iktidar AK Parti İYİ Parti’ye yönelik Aydın’da seçimlerden sonra ilk hamlesini İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya’yı transfer etmekle yaptı.
Bilindiği üzere eski Tarım Bakanlarından AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba’nın hayli ses getiren- hatta bu transferin ardından AK Parti dağılıyor mu, yorumları yapılan- İYİ Parti’ye transferine karşılık AK Parti Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan’le yaptığı misillemeyle yanıt vermişti.
Aytekin Kaya’nın kendilerine katılımıyla AK Parti Nazilli’deki olaydan bir taşla birden fazla kuş vurarak daha karlı çıktığı söylenebilir.
BİR: AK Parti mahalli seçimlere yönelik bu hamlesiyle aynı zamanda geçmişte Millet İttifakını meydana getiren partilerin tabanlarına yönelik onları demoralize edecek bir harekette bulundu.
İKİ: Aytekin Kaya’nın parti değiştirmesi önceki mahallesinde “bu bizim İYİ Parti önümüzdeki seçimde bir varlık gösteremeyecek” algısı uyandırmak adına da seçilmiş bir örnektir.
ÜÇ: Olay yaklaşan 31 Mart 2024 Belediye seçimleri için İYİ Parti ile CHP arasında yapılacak olası bir ittifaka da engel olacak niteliktedir. Aralarında ittifak gerçekleşse bile İYİ Parti vereceği fire ile eskiden olan ahengi sağlayacağını söylemek pek mümkün görünmüyor.
Çünkü krizin temelinde yatan İYİ Parti’den daha çok Millet İttifakı’nın diğer ayağı CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile arasında geçen CHP delege seçimine Aytekin Kaya’nın müdahil olması kavgasıydı.
DÖRT: Bundan kısa süre önce İYİ Parti Yenipazar Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Kıvanç İşbilen’in hem partisinden hem de meclis üyeliğinden istifa ederek katılması da AK Parti’ye karşı bir ilginin olduğuna dair algının oluşmasında önemli bir kilometre taşıydı.
Bunun üzerine hayat pahalılığına rağmen Aytekin Kaya’yı transferi zamanlama bakımından vatandaşın Cumhur İttifakına olan ilgisinin devam ettiğine dair kamuoyuna verdiği mesaj AK Parti teşkilatlarına moral aşılamıştır.
31 Mart 2024 seçimlerine yönelik Aytekin Kaya’nın parti değiştirmesi gibi birden fazla kuş vurma girişimin bir başlangıç olduğunu AK Parti’nin İYİ Parti başta diğer Millet İttifakı partilerine benzer hamlelerinin ilerleyen süreçte de devam edeceğini düşünebiliriz.
Mesela drahamosu (çeyizi) zengin bazı İYİ Parti yöneticilerine belediye başkanlıkları, belediye meclis üyelikleri teklif edilmesi gibi…
Aytekin Kaya’nın da gidişi ile İYİ Parti’nin Aydın’da belediye başkanı kalmamasına, İYİ Parti İl Başkanı Recep Taner iki belediye başkanını partide tutamamıştır da denebilir.
Bir gerçeğin altını çizmek gerekir: Siyasi kişiliklerin insanların kişiliklerinden bağımsız ayrı bir kişilik olduğunu düşünürüm. Sandıkla belirlenen siyasi kimlik farklı bir insandır. Öngörüsü ve kendine özgüveni olmayan, korkuları ve vehimleri olanları şansı iteklese de siyasette daim kalamaz, kalsa da oyun kurucu olamaz.
Bu mihenk taşına vurulduğunda kişilik olarak Recep Taner çamaşırı temiz, düzgün, saygın karakterli, sevilen bir yüzdür. Ancak söz konusu siyasi kişilik ve yöneticilik olunca eleştirilecek pek çok yönleri vardır.
BİR: Günümüz particiliği ittifakların geçerli olduğu, hem müttefiklik hukukunu koruyan hem de rekabet ettiren farklı bir tarzı siyasettir. Bu tarz siyasette ilke ittifak partilerinin iç işlerine karışmamaktır.
İYİ Parti yetkilileri CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile aynı partiden Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay arasındaki siyasi ihtilafa gerek verdikleri görüntü ile gerek belli ettikleri davranışlarıyla açıktan taraf olmalarının bedelini bir il başkanının partiden disiplin kurulu kararıyla atılmasıyla ödedi. En azından kamuoyunda bıraktığı algı o yönde.
İYİ Parti yöneticileri yaşananlardan hiç ders almamış olacaklar ki, bu sefer de ikili arasındaki delege seçiminde rekabette taraf olunca İncirliova Belediye Başkanı’nı kaybetti.
Yaşanan her olayın bir sorumlusu vardır, kuralı siyasette de geçerlidir ve partiden öyle veya böyle gidenlerin sorumlusu İl Başkanı Recep Taner’dir.
İKİ: Siyasette başarı içinde yaşanılan toplumun siyaset sosyolojisini okumakla ve reel siyasetten ayrılmamakla mümkündür. İYİ Parti il başkanı Recep Taner seçim takvimi önseçim yapmaya izin vermediği halde ısrarcı olmuş, sonuç istediği gibi çıkmayınca da çareyi kontenjan adayı ile sıralamayı değiştirmekte bulmuştur.
Sonucunda da üç milletvekili çıkarma hedefi ile girdiği seçimde tartışmasız bir yenilgiyle hem de 2018 seçimlerine göre oy kaybederek üç vekilden birini alarak çıkmıştır.
ÜÇ: İYİ Parti Aydın’da yaptığı hatalarla önümüzdeki seçimlere ittifak yapmaksızın tek başına kendi adaylarıyla girmesi halinde oyun kurucu aktör olmak yerine partilerin eksiğini tamamlayan bir parti konumuna düşmüştür.
Bunda İYİ Parti’nin kurulduktan sonra paradigmanın değiştiğinin farkına varamayarak eski MHP zihniyetindeki kotlara göre siyaset yapmaya devam eden Recep Taner’in payı büyüktür.
DÖRT: İYİ Parti kurulduğunda en azından Aydın’da iyi bir atmosfer yakalamıştı. Ancak sonrasında önceki siyasi hayatından kalan Ali Uzunırmak ve merkez sağ korkusu daha ilk kuruluşunda bu partiyi kadük hale getirdi.
Bir gerçek daha varsa o da siyasi hayatlarının uzun bir süresi tek başına iktidar hayali olmayan küçük partilerde geçen siyasi kişilikler eski alışkanlıklarının bir eseri “küçük olsun benim olsun” mantalitesinden kurtulamadıkları gibi partilerinin büyümesinden de korkarlar.
BEŞ: Bir bilen olarak Recep Taner meclis üyelerinde ve parti teşkilatlarında partiye dair bir kimlik ve aidiyet de oluşturamayınca İYİ Parti MHP’nin bir yan kuruluşu parti olmaktan kurtulamadı.
Bunun bir sonucudur ki, il başkanları her platformda çıktığı kürsülerde kendi partilerinin başarıları yerine ortaklarının başarıları ile övündüler, kendi başarıları yerine CHP’li belediyelerle gurur duyduklarını belli etmekten çekinmediler.
MHP kimliği ile siyaset yapmaya devam etmelerinin sonucu ilk kuruluşunda merkez sağdan, merkez soldan, CHP’den gelen kitleler zamanla İYİ Parti’den elini eteğini çektiler.
Şu da bir geçek ki, bir partiden ayrılanlar gömlek değiştirmedikten sonra eski siyasi görüşünü korudukları sürece kitle partisine dönüşemiyor.
Tıpkı Aydın İYİ Parti’de olduğu gibi.