1990 yılları öncesi iki kutuplu, Soğuk Savaş dönemlerinde Türk Solu içindeki ayrışma Maocular, Marksçılar ya da enternasyonalciler veya yerli solcular gibi ideolojik tanımlamalara göre olurdu.

O nedenle solcuların parti kongreleri, siyasi toplantıları son derece dinamik geçer bazı hallerde kavgayla sonuçlanan oldukça sert mücadelelere sahne olurdu.

Ülkücüler, İslamcılar dışında kalan merkez sağ içindeki siyasi tanımlamalar da kişiler üzerinden misal Aydın’da İsmet Abiciler, Nahit Abiciler şeklinde yapılırdı.

Sağ cenahtaki siyasi rekabet en yoğun önseçimlerde yaşanır ancak mücadele aktörlerden çok taraftarları arasında geçerdi.

Kimileri arabalarıyla, kimileri şahsen gece gündüz ağabeylerinin başarısı için koşar, ter dökerlerdi.

Abileri günümüz siyasetçilerinden ayıran farksa ne basın ne de seçmen önünde birbirini incitici söz ve davranışta bulunmama özellikleriydi.

Hatta aralarındaki saygının bir gereği içlerinden birinin bakan olması halinde diğer bölge vekilleri önemli atamalarda söz önceliğini bakana verirlerdi.

***

Ancak Soğuk Savaşın bitmesiyle birlikte merkez partileri de hak ile yeksan oldu, sol partiler güç kaybına uğradı,  ılımlı İslam’ı referans alan partiler iktidar oldu.

Bürokratik vesayetin de ömrünü tamamlamasıyla boşlukta kalan solu temsil iddiasındaki CHP de iktidar ümidini merkez sağa açılıma bağladı.

Bu değişim ve dönüşüm de ilk Aydın’da gerçekleşti.

Çok partili döneme geçiş 1950’den 1994 yılına kadarki geçen sürede yerel seçim başarısı görmediği Çine’de CHP Osman Aydın’la ilk kez seçim kazandı.

Bu başarı Özlem Çerçioğlu’nun 2009’da Aydın Belediye Başkanlığını kazanmasıyla devam etti.

O tarihten beridir de Aydın’da liberal, merkez sağın da desteğiyle CHP birinci parti…

***

Ama ne var ki, Aydın’da yeni merkez partisi olma yolunda hayli yol kat eden CHP’de ideolojik kimliğe göre oluşan farklılıkların yerini yeni konumuna uygun kişiye dayalı siyaset felsefesi aldı.

Bir farkla ki, dünkü ağabeylerin yerinde bu gün ilçe belediye başkanları var.

Hatırlanacağı üzere 2014 BŞB seçimlerinde CHP “oylarınızı büyükşehirde ve ilçede CHP’ye veriniz ki, hizmet akışında uyumsuzluk yaşanmasın,” dedi ve bu stratejiyle büyükşehirle birlikte 11 ilçe belediyesini kazanmıştı.

Ama verilen sözlerin ömrü kısa sürdü, üçü de CHP’li Mesut Özakçan (Efeler), Süleyman Toyran (Söke) ve Özer Kayalı (Kuşadası) ile Özlem Çerçioğlu ters düştüler.

2019 seçimlerinden hemen sonra da bu sefer yine CHP’li Fatih Atay (Efeler) Levent Tuncel (Söke) önceki dönem Özer Kayalı (Kuşadası) yerine Fuat Öndeş’le (Germencik) Özlem Çerçioğlu bir iddiaya göre geçimsizler.

Hatta son Kılıçdaroğlu’nun Aydın ziyaretine gezinin içeriğinden çok damga vuran bu geçimsizlikle ilgili dedi-kodular oldu.

Rivayete göre Salih Dinçer’le (Çine) birlikte CHP’li dört başkan Kılıçdaroğlu ile bir fotoğraf karesinde bile yer alamamışlar.

Sizin anlayacağınız iddialara bakılırsa bu dört başkan için parti içi bir dışlanmışlık söz konusu… 

***

Bu konuda akılları karıştıran ise CHP’li büyükşehirle ilçe belediyeleri arasındaki parti içi çekişmede İYİ Parti’nin taraf olduğu algısına yol açan ziyaretleri…

Ziyaretin yapıldığı makamlar Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay ve Germencik Belediye Başkanı Fuat Öndeş…

Ziyareti ilginç kılansa zamanlaması…

Kılıçdaroğlu ziyaretine davet edilmemesinden Özlem Çerçioğlu’nu sorumlu tutan İYİ Parti yönetimi tepki için böyle bir davranışta bulunmayı uygun bulmuş, olabilir.

Ancak Özlem Çerçioğlu ile İYİ Parti arasında seçimden bu yana süregelen ve Kılıçdaroğlu’nun ziyareti ile daha belirginleşen krizin temelinde iki parti ile belediyeler arasında bir protokolün olmayışı vardır.

Krizin çözümü ise son derece basit…

İYİ Parti milletvekili Aydın Adnan Sezgin’in hakemliğinde CHP’li belediyelerle İYİ Parti ilişkilerini bir protokolle yoluna koymak mümkün.

Bu yapılmadığı sürece CHP ile İYİ Parti arasında Ankara’da sürdürülen siyasi ittifak Özlem Çerçioğlu karşısında İYİ Partilileri mağdur eder.

Sonuçta büyükşehirle çekişme içindeki belediyeleri İYİ Parti yönetimin ziyareti zamanlama olarak CHP içindeki çekişmeye destek anlamına geleceğinden krizi derinleştirmekten başka bir işe yaramamıştır.

Zira siyasette ziyaret edilen kişiler ve yer kadar bir o kadar önemli olan ziyaretin zamanlama ve şartlarıdır.

Diğer taraftan bu kritik ortamdaki İYİ Parti yönetiminin bu ziyareti büyükşehre karşı sorunlu ilçe belediyelerinin İYİ Partilileri arkasında gösterme oyununun bir parçası mıydı?

Eğer büyükşehre karşı bir ilçe belediye başkanının gövde gösterisi oyunu ise yöneticiler İYİ Partiyi CHP’nin parti içi meselelerine ortak etmeyebilirdi.

Her şeyden önemlisi de tarafsız kalarak mağduru oynamak, puan almak varken getirisi olmayan bir eyleme girişilmeyebilinirdi.

Sonuçta siyaset bir zamanlama, sabır aynı zamanda bir hesap işidir.