İYİ Parti dönemsel, konjoktürel bir parti midir ki, CHP’li belediye başkanları tarafından hafife alınıyor, yok muamelesi yapılıyor.

Sığıntı mı yoksa paydaş mı?

Kimseden habersiz CHP, İYİ Parti’ye seçim bitti, size ihtiyaç yok, paydos mu dedi?

Parti yöneticileri bu duruma niye sesiz?

Soruların sahibi İYİ Partililer…

Hem 24 Haziran 2018 genel hem 31Mart 2019 yerel seçimlerin iki ortağından İYİ Parti cephesinde Aydın yerelde CHP’ye karşı işte böyle homurtu sesleri yükseliyor.

Şimdilik volümü düşük şikâyetler yola konmazsa öfkeye dönüşecek gibi görünüyor ancak isyana dönüşür mü onu zaman gösterecek.

Diyebilirim ki, İYİ Parti için hayli çekişmeli geçeceği anlaşılan birden fazla adaylı kongrede aday olduğu takdirde Cemal Sarı’ya karşı rakiplerinin ana argümanı da bu ortaklık konusu olacaktır.

Peki, nedir bu rahatsızlığın nedeni?

İYİ Partililerden dinlediklerim:

BİR: Ortada apaçık bir gerçek var ki, İYİ Parti olmasaydı CHP Aydın’da ne büyükşehri ne de kazandığı birçok ilçeyi alabilirdi.

24 Haziran seçimleri ölçü alındığında Özlem Çerçioğlu’nun büyükşehirde aldığı oyun(368 bin 791) üçte biri(108 bin 069) İYİ Parti oylarıdır.

Eğer seçim ortaklaşa kazanılmışsa o zaferin sonucunda doğacak imkânların da adalet ve hakkaniyet ölçüsünde paylaşımı gerekir.

Ortaklığın gereği budur ahlaki olanı da…

İKİ: Bunu gerçekleştirmede ilk gerekli olansa prensip sözleşmesidir.

İYİ Parti ile ne CHP’li belediyeler ne yöneticileri arasında yol haritası niteliğinde ortaklığın ana çerçevesini çizen ne yazılı ne de sözlü bir mukavele söz konusudur.

ÜÇ: Partinin ve partilinin hakkını takiple görevli İYİ Parti İl Yönetimi bu yönde bir girişimde bulunmayınca oluşan boşluğu büyükşehirle birlikte CHP’li ilçe başkanları doldurdu.

Ne personel görevlendirmelerde yetkililerine bilgi verme ihtiyacı duyuldu ne de diğer icraatlarda bilgi paylaşımında bulunuldu, İYİ Parti hepten yok farz edildi.

Bunun vebali de işi oluruna bırakan İYİ Parti İl Başkanı ve yakın kurmaylarına aittir.

DÖRT: Malum Aydın’da başkanları İYİ Partili İncirliova ve Nazilli olmak üzere iki ilçe var.

CHP Nazilli’ye Mert Öreroğlu’nu İncirliova’ya da Ender Yeğen’i başkan yardımcısı atattı.

Karşılığında da bir İYİ Partili ne CHP’li bir belediyeye başkan yardımcı oldu ne de bu belediyelere ait bir şirkete yönetim kurulu üyesi…

Oysa mütekabiliyet kuralına göre büyükşehirde İYİ Parti’ye daire başkanlığı ya da genel sekreter yardımcılığı gibi bir üst düzey kontenjan verilmesi gerekirdi.

 Ya da yerine 24 Haziran sonuçları ölçü alınarak İYİ Parti sayesinde CHP’nin kazandığı başta Efeler (30 bin 048 yüzde 16.4), Söke (11.111 yüzde 14,4), Çine (5228 yüzde 15) olmak üzere ilçelere de birer başkan yardımcısı atama hakkı tanınabilirdi.

Bunlar olmadığı gibi belediyelere alınan personel konusunda da İYİ Parti’ye her hangi bir kontenjan hakkı verilmemiştir.

Her iki konuda da İYİ Parti mağdur edilmiştir.

Büyüme bir yana birileri söyleyebilir mi bu şartlarda İYİ Parti varlığını nasıl sürdürecek?

BEŞ: CHP’li başkanların İYİ Parti’yi umursamazlıkları o dereceye vardı ki Kuşadası’nda bu parti kontenjanından meclis üyesi seçilen Volkan Alkış ve Özgür Limoncu İYİ Partili yöneticilerin ısrarlı davetlerine rağmen gelmediler, CHP’de kaldılar.

Nazilli ve İncirliova’da desen durum hepten içler acısı…

İYİ Partili Belediye Başkanları partilinin gözünde CHP’li mi yoksa İYİ Partili mi belli değil.

İYİ Partililere bakarsanız her iki başkan da Özlem Çerçioğlu’nun güdümündeler. Yatırım alma ümidiyle ondan habersiz ne bir personel görevlendirebiliyorlar ne de tek başlarına bir adım atabiliyorlar.

Karşılığında istediklerini alabilseler haydi neyse de o konuda da elde ettikleri görünürde bir şey yok.

Bazıları da söz konusu şikâyetlerin milletvekili Aydın Adnan Sezgin’in naif, sakin, taban siyasetine yabancı, devlet adamı kimlikli bir siyasetçi olmasından da kaynaklandığı görüşündeler.

Bütün bu konular Ankara’ya kadar taşınmış.

Meral Akşener karşılığında “Sizler bulunduğunuz yerlerde CHP’nin kapısında sığıntı değil, paydaşsınız hakkınızı arayınız ve de almada ısrarcı olun,” talimatını vermiş.

Konuyu sessiz kalmakla, partinin ve partililerin hakkını yeterince koruyamamakla eleştirilen İl Başkanı Cemal Sarı’ya sordum.

Dedikleri şu:

“CHP’li büyükşehir veya ilçe belediyeleri ile İYİ Parti arasında bütün belediyeleri kapsayan ne yazılı ne de sözlü bir ortaklık anlaşması olmadığı doğrudur.

İlişkiler iyi niyet çerçevesinde karşılıklı anlayış üzerinden gidiyor.

Beklentilerle ilgili sıkıntılar yok değil, var. Bunlardan bazıları yetersiz bütçeden bazıları da ya imkânsızlıktan ya da yasal zorluklardan kaynaklanıyor.

Seçimlerin birinci yıl dönümü Mart ayında sözü edilen şikâyetlerle ilgili parti olarak bir durum değerlendirmesi yapacağız.

Sonucu da partililerle ve kamuoyuyla paylaşacağız,”dedi.

İYİ Partililerin serzenişi ve İl Başkanı Cemal Sarı’nın hakkındaki eleştirilere yaklaşımı böyle…

Sizin de gördüğünüz gibi İYİ Parti’de havalar iyi değil, herkesin keyfi kaçık…