Kuşadası ve Didim’de yaz sezonunda hareketlenen turizm gelirini saymazsak geneliyle Aydın’ın tarım gelirleri, memur, emekli maaşının dışında başka bir gelir kaynağı yok.

İşsizlik ise bütün Türkiye’de olduğu gibi Aydın için de en büyük dert ve 18-24 yaş arası işsiz Türkiye ortalamasının üzerinde yüzde 25-27 bandında seyrediyor.

Maalesef günümüz Aydın’ı beyin göçü veren iller arasında da ilk sıralarda geliyor.

İşsizliğe birinci neden girişimcilik ve birleşme kültüründen mahrum Aydın’da köşe başlarını tutan rantçı takımının  “az olsun bizim olsun, herkes bize muhtaç olsun” mantığıyla dıştan gelecek yatırımcıyı engellemesi alışılmış düzenin bozulmamasında direnç göstermesidir.

İkincisi de zamanın gerektirdiği dönüşümün gerçekleşmemesi sonucu tekelci sermayeye ham madde olarak satmak zorunda kaldığı ürünü zararına değilse bile anası anasına satmasıdır.

Örneği de hasadın yaklaştığı bu günlerde pamuk fiyatlarındaki düşme…

Devletten derisini tuzlayacak destek göremeyen üreticinin aldığı para bankalara, kredi kuruluşlarına olan borcunu karşılamaya yetmiyor.

Çünkü dizi marketlerin, markalı malların pazarlandığı mağazaların raflarında yer almayan mamul madde dışındaki ürünler günümüzde para etmiyor.

Aydın nasıl dip yapmasın ki…

Süt üretiminde yedinci sırada ama ne ürettiği bir tane peynir markası ne de onu üretme yeterliğinde bir mandırası var.

Bal üretiminde Aydın Türkiye dördüncü ama bırakın markayı çoğu kimse bu gerçekten habersiz.

Kestanede Aydın 2017 verilerine göre yüzde 33,2 pazarpayına sahiptir ama kestane şekeri Bursa’da üretilir.

Aydın yüzde 80,7 pazarpayına sahip kereviz gibi şifa deposu bir sebzeye sahip ama daha Türkiye’ye tanıtımı yapılamamıştır.

İncirde yüzde 61,9’la sadece Türkiye’de değil dünyada adından söz ettiren Aydın ondan bir mamul söz gelimi bir incir reçeli markası çıkaramamıştır.

Enginar saray sofralarının itibar edilen yemeğidir ama aynı nedenlerden ötürü günümüz mutfağında hak ettiği yeri henüz bulabilmiş değil.

Aydın narenciyesiyle de ünlüdür ama yeni gelişen mandalina ve portakal- kg fiyatını en az beşe katlayacak-cips yapma tekniği henüz ne sanayiciler ne üreticiler arasında yeterince tanınıyor.

Örnekleri daha çoğaltmak mümkündür.

Aydın’ın günden güne irtifa kaybetmesini istatistikler de doğruluyor.

Ekonomi, eğitim, sağlık, güvenlik, kent hayatı ve kültür sanat alanındaki gelişmeleri ölçü alan 2019 yılı ‘Yaşanabilir İller’ sıralamasındaki Aydın’ın yeri 36.sıra…

Peki, bu geriye gidiş kimin eseri?

Sorumlular derecelerine göre üç grupta toplanabilir.

1-Siyasetçiler 2-Sivil toplum örgütleri(STK) 3-Halk

Siyasetçinin toplumdaki eğilimleri temsille birlikte politikacısından vatandaşına kadar Aydınlının yabancısı olduğu bir kavram olan “toplumu dönüştürme” görevi vardır.

Aydın’ı Türkiye ve dünya gündemine taşımada ve yeni Türkiye’ye entegrede birinci derecede görev milletvekilleri başta iktidar kadrolarına ikinci olarak muhalefete düşer.

Bu da herkesin doğduğu yerin değil temsilde sorumluluğunu üzerine aldığı doyduğu yerin milletvekili olduğunun bilinciyle hareket etmesidir.

Zira Aydın’da kazanıp zekâtını doğduğu yer halkına dağıtandan, Aydın’da yiyip içip diş kirasını asıl memleketine ödeyenlerden artık gına geldi.

 Diğer önemli bir konu  bu güne kadarki dönüşümleri ıskalamasının bir sonucu  günün çarığı çarığın da ayağı sıkmasıyla Aydın’ın zor bir dönemden geçmekte olduğu gerçeğidir.

Bu zor dönemde iktidar milletvekilleri icraatlarıyla muhalefettekiler de eleştirileriyle toplum dönüşmesine katkıda bulunmak zorundadırlar.

Yoksa kendilerini ilk başta tarih affetmez.

Aydın’ı Türkiye ve dünya gündemine entegrede yereldeki birinci derecede görevli siyasi makam hem yasal yönden hem de sahip olduğu imkân ve sorumluluk açısından büyükşehirdir.

Marka yaratma da tanıtım da onun görevidir.

Tarıma destek BŞB’nin üreticiden portakal, patates almak değildir vereceği destekle marka ürünler yaratmaktır.

Bu amaçla yurt içinde ve dışında ürün tanıtım toplantıları ve fuarlar düzenlemek, o işi yapacak şahıs ve firmalara Ar-Ge desteğidir, tanıtımdır.

Siz reklam panolarında yerli bir ürün reklamı gördünüz mü?

Ne öncesinde Aydın Belediyesinin ne de 2014 seçimleri sonrası Aydın Büyükşehrin böyle bir olaya şahit olundu.

Bu anormal bir durum değil çünkü yeni kaynak bulamayan belediyeler o işi başaramaz. Ayrıca konsolide bütçede öngörülen hedefleri de gerçekleşmeyi gerektirir.

Oysa gerek Ege-Et gibi Özel İdare’den intikal eden gerekse sonrasında kurulan AY-BEL gibi BŞB iştirakçileri sürekli zararda.

İtirazı olan 2017 Sayıştay Raporlarına bakabilir.

Bu arada Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul BŞB’nin yıllık 60 milyarlık konsolide bütçesinin üçte ikilik kısmı yani 40 milyarın iştirakçilerden geldiği şeklindeki sözünü de unutmayalım.

Derseniz ki, hayal görmeyin Aydın büyükşehir üreticinin mallarının pazarlanacağı son sistem bir toptancı hali bile yapamadı marka ürünü nasıl yapacak?

Siz de haklısınız.

Ancak bir kamu kuruluşu olan KOSGEB’in yerli marka ürünler yaratmada bir gayret içersinde olduğunu da yeri gelmişken belirtmiş olalım.

STK’ların Aydın’ı dönüştürmedeki rolüne gelince odalar, dernekler, vakıflar ve diğer baskı unsuru gönüllü kuruluşlar görevleri gereği düzenleyecekleri toplantılar, arama konferansları, beyin fırtınaları ve hazırlayacakları raporlarla dönüşümün alt yapısını hazırlarlar.

Böyledir ama Aydın’da beş Ticaret Odası bir kere de olsa Aydın ticaretini masaya yatırmak için bir araya geldiklerine şahit olunmadı.

Ardından da derseniz ki, kendi işindeki başarısızlıktan kepenk indiren bir meslek örgütü başkanından mı bunu bekliyorsunuz?

Siz de haklısınız derim.

Peki, Aydın’ın içine düştüğü kör kuyuda halkın sorumluluğu nedir?

 Verilecek yanıt olup biteni sorgulamadan seyretmesidir.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!