İlimiz son kırk yıldır ekonomik olarak gerileme gösteriyor. İlimizde tarım, turizm gibi sektörler gelişmiş görünse de başta sanayi ve ticaret olmak üzere birçok sektörün süreç içerisinde yeterli gelişme göstermemesi bu sonucu doğurmaktadır. Hatta iyi olduğumuzu savunduğumuz tarım sektörüne yönelik sanayi kuruluşları ve kobiler yeterli değildir. Başta kestane olmak üzere çok sayıdaki tarım ürününde ülke çapında söz sahibi olmamıza rağmen bu ürünlerin işlenip satılmasına yönelik işletmeler bile yetersiz kalmıştır. Tarımda yüksek verim elde etmek için yeterli Organize Sera Bölgeleri yoktur. Ayrıca modern üretim tarzı ile çalışan büyük işletmeler verimli değildir. Sonuç olarak tarımı bile yeterince verimli yapamıyoruz.

Birçok yerde olduğu gibi ilimizde de Kamu, Üniversite ve Sanayi işbirliği her türdeki işletmenin daha verimli çalışabilmesi, üniversitelerin bulunduğu yöredeki üretime katkı sağlayabilmesi için neredeyse bir zorunluluk halini almıştır.

Günümüzde refah düzeyi yüksek, kalkınmış ülkelere veya bizim ülkemizdeki bazı bölgelere bakıldığında, hemen tümünün ortak özelliği teknolojiyi üretme ve bunu pazarlayabilme kapasitesine sahip olmalarıdır. Bilim ve teknoloji dünyasındaki baş döndürücü gelişmeler ülkeler arasındaki sınırları pratik olarak ortadan kaldırmış, küreselleşme sonucu tüm dünya artık herkes için büyük ama zorlu bir pazar haline gelmiştir. Bu yarışta güçlü bir şekilde ayakta kalmak ve büyümek için tüm sektörlerdeki işletmelerin bilimsel ve teknolojik gelişmeleri de yakından takip etmeleri ve bunları üretime dönüştürmeleri artık olmazsa olmazlardan olmuştur.

Kendi teknolojisini üretme ve markalaşma, firmaların küresel ekonomide kalıcı olmalarının en temel unsurlarından birisi haline gelmiştir. Artık her türlü işletmeler, bilimsel çalışmaların yapıldığı, bilginin üretildiği en önemli merkez olan üniversitelerle yakın bir diyalog, etkileşim ve işbirliği içerisinde olmak zorunda kalmıştır. Bu durum küçük ve orta ölçekli işletmeler için mutlaka geçerli olmakla birlikte, kendi Ar-Ge birimleri olan ve çok sayıda Ar-Ge çalışanı olan büyük işletmeler için de geçerlidir. Söz konusu işbirliği işletmelere güncel bilgi transferini sağlarken, üniversitelerde üretilen bilginin yüksek katma değere sahip, insanlığın yararına ve daha iyi yaşamasını sağlayacak ürünlere dönüşmesinin de yolunu açacaktır.

Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada yıllardır tartışılan ve konuşulan üniversite-sanayi işbirliği, hiç şüphesiz oluşturulması kolay olmayan bir süreç olup, üzerinde çok çalışılması gereken bir konudur. Bunun en önemli nedeni tarafların öncelikleri, beklentileri ve bakış açılarındaki farklılıktır. Ancak küreselleşme dünyada herkesi etkilediği gibi, üniversiteleri de etkilemiş ve üniversitelerden kaliteli eğitimin dışında başka beklentilerin de oluşmasına neden olmuştur. Artık üniversitelerden bulundukları şehir ve hatta bölgede sosyal, kültürel ve ticari gelişmelerin öncüsü, lokomotifi olmaları beklenmektedir.

Bu konuya önem veren kişi olarak köşe yazılarımızda bu konuya sürekli değindik. Konu ile ilgili olarak konuya önem veren kişilerden olan Aydın Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Sinan Yılmaz ile geçtiğimiz günlerde bir görüşme gerçekleştirdik. Sinan Yılmaz konu ile ilgili olarak şunları söyledi:

"Biz toplantılarda gerek Valilerimiz ile gerek rektörlerimiz ile bir araya geldiğimizde bu Kamu-üniversite-sanayi işbirliği konusunu gündeme getiriyoruz. Bu konuda projelerimiz ve çözüm önerilerimiz var. Örneğin, üniversitede görev yapan hocalarımızın kobilere ve Sanayi kuruluşlarına danışman olarak atanması üniversite ile sanayi işbirliğinin kurulmasında kilit rol oynayacaktır. Böylece hem hocalarımız kendilerini geliştirme imkanı bulacak, hem de sanayi kuruluşlarımız daha verimli hale gelecektir. Ayrıca bu çalışmalardan edindikleri deneyimlerle kariyer basamaklarını sorunsuz geçeceklerdir. Bu çalışmalara Kosgeb gibi kurumların destek vermesi inovatif çalışmalara hız kazandıracaktır. Biz bunun örneğini seksenli yılların başında daha üniversite öğrencisiyken yaşayıp iyi sonuçlar verdiğini yaşayıp gördük. Hatta bizim şirket olarak daha önce iki hoca ile danışmanlık konusunda çalıştık ve çok faydasını gördük. Hocalarımız da sahada çalışmaktan dolayı kendilerini geliştirdi. Ne var ki ilimizde biz bu işbirliğini neredeyse tüm toplantılarda konuşuyoruz ama sonuç yok. Birçok il bunu başarıyorken biz sonuç alamıyoruz. Her ilçemizde fakülte veya yüksekokul var, branşlara göre iyi bir planlama ile çok iyi sonuçlar alabiliriz. Bizler sanayici olarak bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız, yeter ki birlikte çalışma olanağı bulalım."

İnovatif bir çalışma ile ürettikleri konsantre yem konusunda sektörüne öncülük eden Yöre Yem firması gibi firmaların artmasına bu tür işbirliği çalışmaları olanak sağlayacaktır. Bu tür firmaların fikirlerine destek olmak için kamu-üniversite-sanayi işbirliğinin kesinlikle sağlanması gereklidir.

Ayrıca bize göre rektör daha çok kent ile üniversite arasındaki işbirliğini sağlamaya yönelik emek harcamalıdır. Rektör şu personeli şuraya koyalım, bunu oraya gönderelim gibi işlerle uğraşmamalıdır. Yoksa herkes konuşmaya, bizler yazmaya devam ederiz ama sonuç alamayız.

"Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz." (Atasözü)