Geçtiğimiz Salı(3 Aralık) Aydın Barosu, jeotermal santrallere(JES) karşı sivil toplum örgütleri ve aktivistler için hareketli bir gündü.

Nedeni de bir gün sonrasında Kızılcaköy’e kurulması planlanan ve ihalesi yapılan Sarızeybek Jeotermal Enerji Santrali’nin (JES) İnceleme, Denetleme Kurulu’nun toplanarak nihai kararlarını açıklayacak olmasıydı.

18 aydır santralin yapımından vazgeçilmesi için çadır nöbeti tutan Kızılcaköy Kadınları Nöbet Çadırı’nda yaptıkları basın açıklaması ile Cumhurbaşkanı başta yetkililere seslerini bir kez daha duyurmaya çalıştılar.

Geçim kaynakları topraklarının jeotermal firmalarına feda edilmemesi, yaşam kaynağı havalarının sularının temiz kalması, kanser, koah benzeri ölümcül hastalıklara yakalanmadan yaşayabilmelerine yardım için yetkililere çağrıda bulundular.

Bir kadının “ben geçimimi bu topraklarda atalarımın, dedelerimin yetiştirdiği zeytin ve incir ağaçlarından sağladım.

Çocuklarımı onların gelirleriyle okuttum, everdim ev bark sahibi yaptım. Benden sonra gelecekler hayatlarını JES’lerden çıkacak zehirli gazla mı devam ettirecekler” feryadı en can yakıcı olanıydı.

O bunu söylerken duygulu anlar da yaşandı ve bazı kadınlar gözyaşlarını tutamadı.

Kızılcaköy halkı bu güne kadarki itirazlarını hiçbir ideolojinin ve siyasi partinin güdümüne girmeden, örgüt sızmalarına izin vermeden, özgün bir şekilde, büyük bir olgunluk içinde sürdürdüler.

Mükâfatları da eylemlerinin katışıksız olmasıyla Ulusal medyanın dikkatini çekmiş olması ve bu yolla bütün Türkiye’de yankı bulması oldu.

Aynı maksatla Efeler Kent Meydanı’nda Aydın Çevre ve Kültür Platformu(AYÇEP) da bir basın açıklaması yaptı.

Kızılcaköylulerin basın açıklamasına AYÇEP’lilerin, AYÇEP’inkine de Kızılcaköylülerin az ilgi göstermesi akıllara JES karşıtları bölündü mü, sorusunu getirdi.

Ayrıca aynı saatte Aydın Barosu’nun da konuyla ilgili bir açıklamasının olacağının önceden duyurulması kamuoyundaki bu bölünmüşlük algısını pekiştiren hadise oldu.

Konuyu sorduğumuzda ise Baro Başkanı Gökhan Bozkurt suç duyurusu amacıyla düzenledikleri basın toplantısının tamamen adliye içi bir faaliyet olduğunu Baro olarak başka bir eylemi baltalamak gibi bir niyetlerinin olamayacağının altını çizdi.

AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili de konuyla ilgili:

“Bizim ne Kızılcaköylülerle ne Aydın Barosu ile bir sorunumuz var. Ancak Baro daha önce de bir suç duyurusunda bulundu ve ne ona ne de buna bizi çağırdı.

Kızılcaköy halkına desteğimizi de gerek çadır kurum aşamasında gerekse yaptıkları eylemlerde hiç eksik etmedik, hep yanlarında olmaya çalıştık.

Ama onlar bazı arkadaşlarımızın telkinleriyle mücadele için kendilerine farklı bir kulvar seçtiler. Biz de onların bu hareketine saygı duyuyoruz,” dedi.

Ayrıca Mehmet Vergili’ye fırsat bulmuşken AYÇEP hakkında çok gündeme getirilen bir eleştiri konusunu da sordum.

-Sadece jeotermal söz konusu olduğunda sesinizi yükseltiyorsunuz. Oysa çevre bir bütündür. Menderes’i kirletenlere, arıtma tesisi yokluğundan kaynaklı pis kokuya çare bulmaları için belediyelere karşı niye sessizsiniz?

Sizin bu konulardaki tepkisizliğiniz kamuoyunda “bunlar eski tüfek sermaye karşıtlarıdır. Eylem yaparlar gerisini getirmezler, her şey görüntüde kalır.

Karşıdaki de bildiğini okumaya devam eder, algısına yol açıyor, ne dersiniz, dedim.

-O söylediğin konularda eylem yapmıyor, değiliz. Mesela Çine Mutaflar Mahallesinde ÇED raporu olmadan ocak işleten bir maden firmasını biz engelledik.

Diğer konularda da yeri geldiğinde tepkimizi ortaya koyuyoruz.

Fakat Aydın’ın JES ağırlıklı bir gündemi olduğu için diğer çalışmalarımız gölgede kalıyor, dedi.

Bunu belirttikten sonra asıl konumuz Kızılcaköylüler AYÇEP’e niye mesafeliler konusuna gelecek olursak buna neden AYÇEP’in jeotermalle ilgili her türlü eylemini CHP’li Efeler Belediyesi ile ortaklaşa yürütüyor olmasıdır.

Nitekim aynı ortaklık bu basın açıklamasında da sürdü.

Başkan Fatih Atay; “enerji üretimine karşı değiliz” dedi ancak halkın sağlığı korunduğu, çevreyi kirletmediği sürece kaydını da düşmeyi ihmal etmedi.

Ayrıca yeni edindikleri hidrojen sülfür ölçen ölçüm cihazının Efeler Belediyesine intikal ettiğini, kurulumunun tamamlanmasının ardından ölçüm sonuçlarının belediyenin internet sitesinden halkla paylaşılacağını dile getirdi.

Daha ilginç olansa Aydın Barosu’nun aynı saatlerde Efeler Belediye Başkanı sıfatıyla Fatih Atay başta Germencik, Köşk ve Kuyucak başkanları hakkında suç duyurusunda bulunuyor, olmasıydı.

Nedeni de bu ilçelerde kurulu JES’lerden 23’ünde Gayri Sıhhi İşletme Ruhsatı 15’inde ise Yapı Kullanım İzni’nin bulunmuyor, olmasıdır.

Haklarında kamu davası açılması istenenler ise yasanın verdiği görevleri yerine getirmemek suretiyle halkın sağlığını tehlikeye atan, yerel belediyelerde ruhsat vermeye yetkili olanlarla merkezi idarenin JES’lere ruhsat veren, denetleyen birinci derece görevlilerdir.

Peki, kim bu görevliler?

Sorunun cevabı için hukukçu dostumuz Akın Yakan’ın yazısına bakmak yeterlidir sanırım. (Aydınpost,21.10.2019)

BİR: İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatı olmayan JES’lerin faaliyet göstermesine göz yumanlar.

İddiaya göre faaliyetini hâlihazırda sürdürmekte olan üç adet ruhsatsız santral hakkında işlem yapmayan yeni başkan Fatih Atay, eski başkan Mesut Özakçan…

Diğer üç ilçedeki JES’lerden Gayri Sıhhi İşletme Ruhsatı ve Yapı Kullanım İzni olmadığı halde faaliyetini sürdürenleri idare yoluna giden eski, yeni başkanlar…

İKİ: Santralleri birinci derecede denetim yetkisine sahip Aydın Valiliği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yetkili bürokratları…

ÜÇ: Yasaya göre halk sağlığına yönelik çevreyle ilgili her türlü önlem ve tedbiri almakla yükümlü Aydın BŞB görevlileridir.