Yunan Devlet Ajansı AMNA'nın haberine göre, Kaili'nin ve eşinin adına bir ay önce kurulan gayrimenkul şirketinin mali faaliyetleri Yunanistan'ın Kara Para ile Mücadele Kurumu tarafından donduruldu ve şirket faaliyetleri mercek altına alındı.

Kaili ile eşi, annesi, babası ve kardeşlerinin tüm mal varlıkları da donduruldu.

Yunanistan muhalefetindeki Değişim Hareketi-PASOK Partisi seçim listesiyle Avrupa Parlamentosuna seçilen Kaili'nin gözaltına alınmasına ilişkin partiden yapılan açıklamada, "Yolsuzluk davası bizi üzmektedir ancak PASOK'un Kaili ile ilişkileri uzun zamandır zayıflamıştı. Herkes kendi yoluna gitmişti." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, dinleme skandalında da Kaili'nin parti ile aynı duruşu göstermediği ve hatta Yeni Demokrasi görüşlerine daha yakın tavır sergilediği için parti ile ilişkilerinin gevşediği ileri sürülerek Parti Başkanı Nikos Andrulakis'in Kaili'nin bir sonraki seçimlerde partiden aday olmayacağını daha önceden bildirdiği savunuldu.

Kaili meselesinin PASOK'u yaralamadığı öne sürülen açıklamada, genel olarak politik sistemin güvenilirliğinin yaralandığı iddia edildi.

AP Başkan Yardımcılarından ve AP'nin SYRIZA Grup Başkanı Dimitris Papadimulis, OPEN TV'ye konuya ilişkin verdiği röportajda, dinleme skandalının da Avrupa Parlamentosuna bağlı birimler tarafından ortaya çıkarıldığına işaret ederek "Eğer yolsuzlukla Yunanistan dahil her yerde mücadele etmek istiyorsak, zira Yunanistan'da da var, daha etkili yolsuzluk kovuşturması ve kontrol mekanizmasına ihtiyacımız var." dedi.

Papadimulis, Kaili'nin yolsuzluk gerekçesiyle gözaltına alınmasını üzücü bir olay olarak niteleyerek bunun Yunanistan'a zarar verdiğini ifade etti.

Hükümet Sözcüsü Yannis İkonomu ise haftalık olağan basın toplantısında, Kaili'nin yolsuzluk skandalında adının geçmesinin kendi partisini yaralamadığına ilişkin partiden yapılan açıklamaların anlamsız olduğunu savundu.

Belçika Federal Savcılığından 9 Aralık'ta yapılan açıklamada, ismi verilmeyen bir Körfez ülkesinin birkaç aydır kararları etkilemek amacıyla AP'de stratejik konumdaki kişilere büyük miktarda nakit para verdiği ve maddi değeri yüksek hediyeler teklif ettiğinden şüphelenildiği duyurulmuştu.

Açıklamada, yapılan aramalarda toplam 600 bin avro değerinde nakit, bilgisayar ekipmanı ve cep telefonu ele geçirildiği ifade edilmişti.

Basında çıkan haberlerde ise eski AP Başkan Yardımcısı Eva Kaili ve bazı parlamenterlerin, AP'nin ekonomik ve siyasi kararlarını etkilemek üzere Katar'dan rüşvet aldığı iddia edilmişti.

Belçika medyasındaki haberlere göre AP'nin 14 başkan yardımcısından biri olan Kaili ile Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı'nın (S&D) eski İtalyan milletvekili ve İtalyan Articulo Uno Partisi Üyesi Pier-Antonio Panzeri, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Luca Visentini ve S&D grubundan asistan Francesco Giorgi gözaltına alınanlar arasında yer alıyor.

Resmi açıklamalarda, Kaili ile diğer parlamenterlerin, "yolsuzluk soruşturması" kapsamında gözaltına alındığı ifade ediliyor.