Balyoz Planı’nda adı “Yunanistanla savaş çıkarmak için kullanılacak adacık” olarak geçen Zürafa kayalığı çevresinde yaşanan gerginlik Yunan medyasını korkuttu.

Ocak 1996’da Yunanistan ile Türkiye arasında Türk bandıralı bir geminin karaya oturması sonucu Türk ve Yunan kurtarma ekipleri arasında anlaşmazlıkla iki ülkeyi savaşın eşiğine getiren Kardak Kayalıkları krizinin bir benzeri Ege’de Zürafa Kayalıkları için yaşanıyor. Gökçeada yakınlarındaki adacığın çevresinde avlanan Türk balıkçıları önceki hafta Yunan Sahil Güvenlik botlarının tacizine uğradı. Bunun üzerine bölgeye hemen Türk sahil güvenliği sevk edildi. İki ülkenin botları arasında yaşanan ‘it dalaşı’nın ardından Yunan gemilerinin geri çekilmesiyle kriz bir nebze olsun dindi ancak balıkçılara yönelik taciz ilerleyen günlerde de devam etti. Türk balıkçıların “Yunan askerleri bize silah gösterdi” iddiasıyla Yunan basının da gündemine giren adacıklar için dün Yunan medyasında, “İkinci Kardak krizi” yorumları yapıldı. Yunan Kosmos gazetesi Türkiye’nin Yunanistan’ın içinde bulunduğu ekonomik zafiyeti değerlendirerek Ege’de gerilim çıkardığını iddia etti.

‘Provokatif avlanma’
Yunan karasularının Zürafa kayalıkları çevresini kapsadığını iddia eden gazete 20 Türk balıkçı teknesinin karasu ihlali yaptığını ve 3 Yunan botunun da bu duruma müdahale ettiğini klaydetti. Balıkçıların “provokatif şekilde avlandığını” belirten gazete iki ülkenin hücumbotlarının karşı karşıya gelmesiyle sonuçlanan olay öncesinde de 21 Mart’ta Türk donanmasına ait bir geminin Zürafa kayalıklarına yaklaşarak üzerindeki deniz fenerinin fotoğraflarını çektiğini ileri sürdü. Cosmos gazetesi, onlarca yıldır unutulan bir kaya parçası olan adacığın rezil bir haldeyken balıkçı teknelerinin çevrede avlanmaya başlamasıyla bir anda önemli bir toprak parçası haline geldiğini belirtti. Hatta gazetede yayınlanan yorum yazısında bu kara parçasının Yunanistan için asla vazgeçilemez bir adacık olduğu vurgulandı ve Türkiye’nin ‘tahriklerine’ aynı şekilde cevap verilmesi gerektiği ileri sürüldü.

‘AB’nin en uç noktası’
Yunan donanmasının kayıtlarına göre 1955 yılında çevresindeki adacıkların suya gömülmesiyle bölgedeki tek kayalık olarak kalan Zürafa, Yunanistan tarafından Avrupa Birliği’nin en uç noktası olarak kabul ediliyor. Hatta 2000 yılında Yunan vekiller Avrupa Parlamentosu’ndan bu adacığı AB’nin doğudaki son noktası olarak tanımalarını istemişti.

Bilim adamları Zürafa kayalıklarının aynı çevresindeki kayalıklar gibi zamanla sulara gömüleceğini belirtiyor.

Denize kıyısı 32 metre
Adacığın denize kıyısı sadece 32 metre uzunluğunda. Kayalıklar Yunanistan’la Türkiye arasındaki Kuzeydoğu sınırının uç noktasında olması nedeniyle stratejik olarak önemli görülüyor. Üzerindeki deniz feneri ile de Ege’deki deniz trafiğini kontrol açısından kritik bir üs olarak görülüyor.

Suga Planı: Kriz Zürafa’dan çıkar
Zürafa kayalıkları Gölcük’te ele geçirilen Balyoz belgelerinde dahi geçiyor. Yunanistan ile savaş ortamı yaratılmasını hedefleyen Suga Eylem Planı’na göre dönemin Donanma Komutanı Özden Örnek, Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar (EGAYDAAK) üzerinden kriz çıkarmak için çalışma yaptırdı. ‘Konu teklif EKA’ adlı belgeye göre, Deniz Kuvvetleri’nde Suga ile ilgili Aralık 2002’de yapılan toplantıda, Zürafa adacığı civarında Türk ve Yunan balıkçı tekneleri arasında zaman zaman çıkan sürtüşmelerin kriz için kullanılması teklif edildi. Tuğamiral Deniz Cora’nın yazdığı sonuç raporunda ise Zürafa adacığına balıkçı gemileri ile koordineli, hücumbot tipi gemilerle harekât planlanmasının Suga kapsamında hedeflenen etkiyi oluşturabileceği belirtildi.