Kılıçdaroğlu ve Erdoğan'ın Diyarbakır mitinglerini izledikten sonra, şehirden yapılan Ahmet Hakan'ın Tarafsız Bölge programında genellikle huyum olmamasına karşın bazı iddialı tahminlerde bulunmuştum.
 
'İsteyen izleyiciler seçimden sonra test edebilirler' diyerek AK Parti'nin Diyarbakır'dan yüzde 30-35 aralığında oy çıkaracağını ve BDP'li bağımsızların 6, AK Parti'nin 5 milletvekili elde edeceğini söylemiştim. Tam isabet...
 
Bunu hatırlamamın ve hatırlatmamın nedeni tahmin gücümle övünmek filan değil. Siyasi gelişmelerle ilgili sağlıklı öngörülerde bulunmak zordur ve çoğu kere yanıltıcıdır. Kamuoyu önünde böyle açıklamalar yapmak riskli olur.
 
Evet, Diyarbakır'da, seçimlerde 'siyaset üstü bazı faktörler' devredeydi. Hem de sonuç üzerine tesir edeceği aşikar biçimde. Nitekim aynı programda diğer arkadaşlarımın bütün itirazlarına rağmen, bölgede PKK ve BDP'nin belli bir baskı stratejisi uyguladığından bahsetmiştim. Halkın iradesinin tam yansıması için her türlü baskının ortadan kaldırılması gerektiğinden... Buna seçim günü sandık güvenliği dahil...
 
Maliye Bakanı Şimşek'in Batman yorumlarıyla ilgili dünkü yazımın ardından Tarım Bakanı Mehdi Eker aradı. O da Diyarbakır'daydı, köy ziyaretlerinde... 'Mehmet doğru söylemiş' dedikten sonra 'Olayın Diyarbakır ayağında da çok ilginç ve çarpıcı boyutlar olduğunu' söyledi.
 
Ben sordum, o yanıtladı; ortaya her türlü sayısal ifadeden çok daha anlamlı gerçekler çıktı.
 
AK Parti perspektifi yerine memleket perspektifinden bakınca da düşündürücü değerlendirmeler...
 
Diyarbakırlı Bakan Eker'in samimi, dobra ve cesur yorumları ile...
 
'KARŞILAŞTIRMAK İSTEYENLERE İŞTE TABLO'
Şu sözler Eker'in Diyarbakır seçim sonucu ile ilgili açıklamaları:
'Gerçekten de ateş kuyusundan ellerimizle tek tek oy topladık. Eldiven olmayan ellerimizle. Hani çok değerli bir şeyiniz ateşe düşer ve elinizle onu alırsınız; öyle. Maşa kullanmadan. Hiçbir şey düşünmeden, içinizden geldiği gibi... Aldığımız 218 bin oyun hikayesi böyle. Karşılaştırma yapanlara verileri hatırlatalım. 2002'de oyumuz yüzde 16. Toplam 67 bin. O günkü DEHAP'ın yüzde 56, yani 236 bin. Ben 2011 Haziran'ında 218 bin oy almışım. Rakibimiz yüzde 58 ile 397 bin oy...'
 
'CUMHURİYET TARİHİNDE BÖYLE BASKI GÖRÜLMEDİ'
 
Rakamların diliyle, duyguların ifadesi işte böyle bir araya geliyor. Bakan'ın ağzından dökülen şu sitemkar tespitler ise hepimize adeta 'uyanın' mesajı veriyor. Bu iş siyaset üstü ele alınması gereken bir uyarı...
 
'Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir zaman, hiçbir partiye yapılmayan saldırılar bu kez bize yapıldı. Elimde listesi var. Diyarbakır'da tam 36 ayrı saldırı gerçekleştirildi. Yöneticilerimizin oğlunu kaçırmaktan, teşkilatlarımızın yağmalanmasına, molotoflu saldırıdan, halka AK Parti mitingine katılmama tehdidine kadar her türlü baskı uygulandı. Seçimi terörize ettiler. YSK'nın BDP'li bağımsız adaylarla ilgili kararının verildiği gün başladı, KCK davasıyla sürdü, PKK cenazeleriyle zirveye çıktı. Hepsini bahane edip kampanyayı baskı ve şiddetle yönlendirmek istediler.'
 
NEREDE BU DEVLET?
 
Bakan'ın yakınmalarına hak veriyordum. Üç gün kaldığım Diyarbakır'daki gözlemlerim de aynı yöndeydi. Yayındaki sözlerimin arkasında 'şehirde yatan nabız' vardı. Belliydi nelerin yaşanacağı... Ama yine de karşımda bir bakan, iktidar partisinin güçlü bir ismi olunca sordum,
 
'Peki devlet niye gereğini yapmadı? Niçin önlem almadınız?' Bir an sessizlik, Bakan'ın boğazında düğümlenen sesler... 'Bunu çok uzun anlatayım, bir başka sefere... O ayrı bir tartışma konusu' dedi. Sonra ekledi, 'Terörü, arkasındaki dinamikleri ve devleti...'
 
'ARTIK HEDEFTE DEVLET YOK, AK PARTİ VAR'
 
Diyarbakır'da en çok duyduğum vatandaş yakınmasıydı. 'Sandık başında BDP'liler hakim ve halkı yönlendiriyorlar.' AK Parti İl Başkanı'nın miting günü Başbakan'dan hemen önce kürsüye çıkarak 'Adil bir seçim yapılırsa, halk üzerinde baskı uygulanmazsa çok büyük başarı elde edeceğiz' sözlerini yazmıştım. Bakan'a hatırlatıp sordum, bakın nasıl bir cevap geldi:
 
'Vatandaşa gözdağı verdiler. 'AK Parti mitingine katılanların eline Kürt kanı bulaşacaktır' dediler. Elimde bildirileri var. PKK'nın propagandasında 30 yıldır düşman devlet ifadeleri vardı.
 
Bu seçimde değiştirdiler, 'Düşman AK Parti' dediler. Artık AK Parti'yi hedef alıyorlar. Mücadeleyi AK Parti'ye karşı yürütüyorlar. Bütün bunlara karşı durarak biz oy aldık. Diyarbakır sonucu, Bursa, Kütahya, Rize gibi değil, hatta Elazığ ve Urfa gibi bile değil. Evet haklısınız sandık başında baskı uyguladılar. Benim 26 bin oyumu geçersiz saydırdılar. Hepsi bizim oyumuz.
 
CHP'nin 700 sandık görevlisinin kartını BDP'liler kullandı. Bizim dışımızdaki bütün partilerin görevlisiymiş gibi kayıt yaptılar, kart aldılar hepsi BDP'li. Sayın Başbakanımızın diğer partiler de Diyarbakır'da olsun, demesinin ardında işte bu yatıyordu, kimse anlamadı.'
 
Bakan dertliydi. Ama bence her şeye rağmen çok iyi bir sonuç aldı, beş milletvekili çıkardı.
 
Etnik siyasete karşı hizmet siyasetinin karşılığında yine de azımsanmayacak bir sonuç.
 
Bakan'ın telefonu kapatırken son sözü şöyle oldu:
 
'Her üç oyun birini almışım, güzel. Ama bizim burada aldığımız oyların sayısal değeri değil, siyasal değeri yüksek.'
 
TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, dün Diyarbakır'ın ilçelerini gezerek, vatandaşlara teşekkür ziyaretinde bulundu. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde BDP'nin birinci partiymiş gibi yansıtıldığını, ancak bunun doğru olmadığını belirten Eker, şöyle dedi: Hakkari, Batman, Şırnak, Diyarbakır gibi illerin üzerinde çok çalışacağız. Ama bu bölgede Şanlıurfa, Adıyaman, Mardin, Siirt, Gaziantep, Kilis gibi iller de var. Buralarda ise yüzde 65'e varan oy aldığımız yerler var.
 
akşam