Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dönemde yaşanan terör olaylarına değinerek, “Ateş önce düştüğü yeri yakmaktadır. Ancak, şehit ve gazi aileleri hepimizin aileleridir. Kendileri bizlere emanettir. Onlara sahip çıkmanın, dertleriyle dertlenmenin hepimizin borcu olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajında Avrupa Birliği sürecinden terör olaylarına kadar birçok konuya değindi. Gül, Atatürk ve İstiklal Savaşı"nda şehit olanları anarak başladığı mesajında Türkiye Cumhuriyeti"nin yücelmesine katkıda bulunan herkesi şükranla andığını belirtti. Cumhuriyet"in Türk milletinin tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olduğunu ifade eden Gül, mesajı şöyle:

CUMHURİYETİN HEDEFLERİNE DAHA YAKINIZ

"Ne mutlu ki, 84 yıl önce büyük önder Atatürk'ün önümüze koyduğu muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefinde büyük mesafeler aldık. Cumhuriyetimizin kuruluş ideali olan hedeflere bugün her zamankinden daha yakınız. Artık hedefimiz, ülkemizi çağdaş dünyanın da ilerisine taşımaktır. 84 yıl önce Cihan Harbi ve İstiklal Savaşı'ndan harap vaziyette çıkan Türkiye, bugün güçlü ekonomisi, insan haklarına dayalı demokratik rejimi, dinamik nüfusu, kuvvetli ordusu ve hepsinden önemlisi devlet ve milleti birbiriyle kaynaştırmayı başaran yönetim anlayışıyla saygın ve güçlü bir ülke haline gelmiştir.

TÜRKİYE CAZİBE MERKEZİ HALİNE GELDİ

Tarihinin ve coğrafyasının kendisine yüklediği misyonu dikkate almaya ve çağın dinamiklerini doğru okumaya başlayan Türkiye, bölgesi ve ötesindeki gelişmelere yön veren, dostluğu aranan, husumetinden çekinilen bir aktör konumuna yükselmiştir. Bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Gelinen bu nokta, milletimizin her kesiminin sarfettiği ortak gayretin ürünüdür. Bir zamanlar sorunlarla boğuşan ekonomimiz bugün dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer almaktadır. 84 yıl önce bir tarım toplumu olan Türkiye, bugün dünyanın altı kıtasına mal ihraç eden sanayileşmiş bir ülke haline gelmiştir. Türk girişimciler dünyanın dört bir yanında havaalanları, fabrikalar, alışveriş merkezleri inşa etmektedir. Türkiye"nin ekonomide sağladığı başarılar sınırlarımız dışında parmakla gösterilmektedir.
İnsan haklarına saygılı demokratik rejimimiz, açık toplumu teşvik eden yaklaşımımız, bireyi esas alan yönetim anlayışımız pekiştikçe Türkiye daha da güç kazanmaktadır. Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülkenin, çağdaş insan hakları ve demokrasi standartlarını yakalayabilmesi, hem bölgemizde hem de geniş bir coğrafyada gıptayla izlenmektedir.
84. yılında Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği'nin demokratik standartlarını yakalamış bir ülke olarak görülmekte; buna göre de itibar görmektedir.

FARKLI RENKLERİN OLMASI DOĞALDIR

Büyük ve güçlü Türkiye tasavvurunda farklı renklerin olması doğaldır. Biz farklılıkları zenginlik olarak gören, ortak tarih bilinciyle yoğrulmuş, ortak hedeflere kitlenme kabiliyeti olan bir milletiz. Tarihimiz, farklılıkların yüzyıllarca nasıl bir arada yaşayabildiğinin somut göstergesidir. Bugün de önümüze çıkabilecek her türlü engel karşısındaki en büyük değerimiz bu birlik ve beraberlik duygusudur. Bu duyguyu güçlü tuttuğumuz müddetçe aşamayacağımız sorun yoktur. Yakın ve uzak tarihimiz bunun örnekleriyle doludur.

CUMHURİYETİN TEMEL İLKELERİNİN MUHAFAZASI

Cumhuriyetimizin kazanımlarını pekiştirmek için ihtiyaç duyduğumuz bir diğer husus, Cumhuriyetimizin temel ilkelerinin muhafazasıdır. Anayasamızın değişmez hükümleriyle belirlenmiş olan Cumhuriyetimizin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliklerini bir bütün olarak savunmalı ve daha da kökleştirmeliyiz. İnsan hakları ve temel hak ve hürriyetlere saygılı demokrasimizin daha da iyileştirilmesi, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarabilmek ve devlet - millet kaynaşmasını sağlamlaştırmak için elzemdir.

AB SÜRECİ

Özellikle son dönemde Avrupa Birliği üyeliği yolunda attığımız adımlarla, insana hizmetin esas alındığı, milletin devletine güven duyduğu, kimseye ayrımcılık yapılmadığı bir ortam ülkemize hakim olmaya başlamıştır. Bu ortamı pekiştirmek hepimizin görevidir.
Yarım asırlık milli bir proje olan Avrupa Birliği"ne tam üyelik hedefimiz de, esasen, demokrasisi güçlü, insanları zengin ve müreffeh, dünyayla her alanda rekabet edebilen bir Türkiye hedefinin parçasıdır.

BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR

Cumhuriyetimiz kurulurken bu ülkenin dört bir yanından çıkıp bu vatanın bağımsızlığı uğruna cephelerde can veren şehitlerimiz neyse, bu kez Cumhuriyetin bekası için terörle mücadele ederken canlarını feda eden şehitlerimiz de bizler için aynıdır. Şairin “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” ifadesinde anlamını bulduğu üzere, bu topraklar onların sayesinde vatan hüviyeti kazanmıştır. Ateş önce düştüğü yeri yakmaktadır. Ancak, şehit ve gazi aileleri hepimizin aileleridir. Kendileri bizlere emanettir. Onlara sahip çıkmanın, dertleriyle dertlenmenin hepimizin borcu olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum."

ANKA