Merhaba yine güzel yine sağlıklı ve huzurlu bir haftayla başlıyoruz yazımıza…

Sizlerle beraber olmak çok güzel, bu hafta birçok zaman naftalini konuştuk, hemen aklıma atkestanesinin tam zamanıdır dedim. Naftalinin atkestanesi ile ne alakası var diyeceğinizi biliyorum.

Önce naftalinin zararlarını anlatalım daha sonra atkestanesinin faydalarına geçelim

Naftalin yani beyaz zehir, içeriğindeki madde temel olarak taş kömürünün dinlendirilip damıtma işlemiyle elde edilir. Ağır kokusu olan naftalin yani beyaz zehir katı şekilden sıvı hale gelmeden gaza dönüşen bir kimyasaldır.

Çok masum sandığımız ve zamanla eriyip yok olan naftalini defalarca alıp kullanırız. Bu kimyasal maddeye bu kadar güven duymamıza rağmen insan sağlığı açısından çok tehlikeli sonuçlar doğurabilmekte. Üzerine naftalin bulaşmış giysiler ve kapalı ortamlarda solunan naftalin, akciğer tarafından bronşlara çekilmekte ilk başta önemsiz gibi görünen bu durum zamanla birçok sağlık sorununa sebep verir. Dünya sağlık örgütüne göre çok tehlikeliler sınıfında yer alır, buna istinaden, Avrupa’da yasaklanmasına rağmen ne yazık ki ülkemizde satışı hala serbest ve kolayca bulunuyor.

Peki, naftalinin zararlarına bakalım;

İçeriğinden dolayı vücuda çok hızlı girerek olumsuz etki eder

Gaz halinde solunmasıyla akciğer ve gırtlak kanserine yol açtığı tespit edilmiştir.

Devamlı ve aşırı derecede solunması kırmızı kan hücrelerine son derece zarar verir,ayrıca klasik zehirlenme gibi mide bulantısı,baş dönmesi,kusma,halsizlik,akciğerlerde hasar meydana gelebilir.

Anlaşılacağı üzere bir beyaz zehirmiş naftalin.

At kestanesi Deyip Geçmeyin..!

Gök gürültülü havada dışarıda kaldıysanız atkestanesi ağacının altına sığınabilirsiniz. Atkestanesi ağacına yıldırım isabet etmez, elektriği geçirmez.

Güvelere karşı atkestanesi meyvelerini çamaşır dolaplarına koyabilirsiniz.

Atkestanesi ağacının gövdesinden mutfak aletleri ve oyuncaklar yapılabilir.

Kestaneleri, Fransa ve İsviçre'de ipek, yün, Hint keneviri, keten beyazlatmasında eskilerde kullanılırdı ama bugün kullanılan bir yöntem değil.

Çiçekleri Ukrayna'nın başkenti Kiew'in simgesidir.

Bazı yerlerde de kestaneleri boncuk gibi dizilerek mücevher olarak kullanılır.

Kestanelerinin bir odanın köşelerine yerleştirilmesi durumunda örümcekleri kaçırdığına inanılır.

Nazara karşı insanlar üzerlerinde atkestanesi tohumu taşırlar ya da tütsü şeklinde evlerde kestanesinin tozu yakılır.

Kömüründen barut elde edilir.

Almanya'da atkestanesi ağaçları bira mahzenlerinin üzerine ekilir. Böylece derin olmayan kökleri, kilerin kubbeli tavanına zarar vermez. Ayrıca büyük yaprakları, biranın olgunlaşması ve depolanması için ek bir nem ve serinlik de sağlar.

Meyvelerinin çantada taşınması uğur sayılır…

At Kestanesinin Kullanıldığı Alanlar

Flebit (bacaklardaki toplardamarların iltihabı).

Varis.

Hemoroit (basur).

Romatizma ve kas ağrıları.

Gut

Hamilelik çatlakları ve kilo alıp vermekten dolayı kaynaklanan çatlakların iyileştirilmesinde faydalıdır.
(Unutmamalıyız ki, bu tür çatlaklara cerrahi müdahale dahi kesin çözüm değildir fakat sabah akşam düzenli kullanımda, çatlaklarda gözle görülür bir kapanma meydana gelir).

Cilt kırışıklıkları.

Yüzdeki kırmızılığa sebep olan, cilt yüzeyine yakın kılcal damarların giderilmesinde.

Ve boyun derisini toparlayıcı ve sıkılaştırıcı faydaları bilinmektedir.

Kestanesi: Kestaneler öğütülerek toz haline getirilir. Bir bardak suya bir kaşık toz konularak günde üç kere içilirse basur, ishal ve varis hastalıklarına iyi gelir.Nezle ve nefes darlığına da iyi gelir.

Tohumu: Romatizma ve mafsal ağrıları giderir.

Kabuğu: Kabuğu kaynatılarak içilirse; hazımsızlığa, soğuk algınlığına, ateş yükselmesine, Nikriz hastalığına iyi gelir.

Nasıl Kullanmalıyız? : İnce kıyılmış kestanelerden bir kahve kaşığı 0,5 litre suda haşlanır, 2 saat bekletilir. Günde 4 defa yemeklerden önce birer çay bardağı içilir. Yapraklardan ise aynı miktar suya bir çorba kaşığı konularak aynı şekilde kullanılır.

At Kestanesinin Faydaları

Özellikle kadınların daha genç görünmek için ilgi gösterdiği kırışık giderici kremlerde ana etken madde olarak atkestanesi kullanılmaktadır. Ciltteki genişlemiş gözenekleri kapatmakta, yüzdeki kırmızı görünen kılcal damarları yok etmektedir. Bu özellikler atkestanesinin damar büzücü oluşundan kaynaklanmaktadır.

 Günümüzde birçok botox etkisi yapan krem, vücut bakım ürünü ve sıkıştırıcılarda atkestanesi bulunmaktadır. Romatizmal ağrılar, kas ağrıları, saç dökülmesi, yüzdeki güneş lekeleri, damar ağrıları ve göğüslerin toparlanmasında son derece etkili olan atkestanesi, hemoroit tedavisinde de kullanılmaktadır.

Bu bitkinin damar büzücü etkisi vardır. Ciltte oluşan genişlemiş gözenekleri kapatır.

Gevşemiş boyun derisini sıkıştırır.

Vücudun tüm organlarında meydana gelen iltihapları kurutur.

Bacaklarda görülen variste dolaşımı düzenleyici ve ağrıları azaltıcı etki gösterir.

Basura yönelik de kullanılır. Damar esnekliğini arttıran bu bitkinin içinde aescin adlı kılcal damar kanamalarını durduran bir bitkisel enzim yer almaktadır.

Varis sorunlarında kompresyon çorapları kadar etkili olur.

İç kanamalarda etkilidir. Kılcal damarların çatlamasını ve kanamasını iyileştirir.

Hazımsızlığı önler. Kan dolaşımını güçlendirerek, atardamar iltihaplarını giderir.

Vücuda kuvvet veren güçlü bir antioksidandır.

Öksürüğe faydası vardır, göğsü yumuşatır.

Yemeklerden yarım saat önce birer bardak su ile birer çay kaşığı yutulmaya devam edilirse, kanlı basura iyi gelir. 

Almanya Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E Komisyonu bu bitkinin varislerde kullanılabileceğini belirtmiştir.

At Kestanesi, Hangi Rahatsızlıkta ve Ne Şekilde Kullanılır?

Sıtma ve romatizmaya karşı, bir miktar tohum toz haline getirilir. Sabah ve akşam birer kahve kaşığı yutulur.

Romatizmaya karşı, bir şişeye atkestanesi çiçekleri konur, üzeri örtülecek şekilde zeytinyağı ilave edilir, uzun bir süre güneşte ağzı kapalı bir şekilde bekletilir, romatizmalı yerlere ovulur. Atkestanesi meyvesinin ezerek yağı çıkarılır, romatizmalı yerler ovulur.

Sivilce tedavisi için, cilt atkestanesi tozu ile ovulur. Sinüzite karşı, burna enfiye gibi atkestanesi tozu çekilir.

Basur kanamalarına karşı, 100 gr. suya 4 – 5 gr. kestane konur, pişirilir. Sonra süzülür, günde üç bardak içilir; veya toz haline getirilir, günde 3 – 4 defa birer kahve kaşığı, su ile birlikte içilir.

Romatizma veya siyatik için, bir miktar kestane meyvesi toz haline getirilir. Balla karıştırılarak macun yapılır. Günde üç defa birer kahve kaşığı yenir veya bir miktar kestane toz haline getirilir, üzeri tamamen örtülecek şekilde zeytinyağı + çörek otu yağı karışımıyla doldurulur. Üç hafta güneşte bekletilir, şikâyet edilen yerler bu yağla ovulur.

Yüzde görünen ince kılcal damarlar, göz kenarlarındaki kırışıklıklar ve kuru cilt için, bir miktar atkestanesi ezilir, çıkarılan yağ okşayarak yüze sürülür.

Nezle, romatizma ve varise karşı, birkaç adet atkestanesi toz haline getirilir, kahve gibi pişirilip içilir.

Basur ve varise karşı, bir litre suya 10 -15 adet kestane konur, yarım saat kaynatılır. Elde edilen suyla hemoroitli bölge yıkanır, varisli bölge hafifçe ovulur. Aynca, pamuk üzerine dökülen bu su, hemoroitli veya varisli bölgede en az bir saat bekletilir.

Sinüzit için de, toz haline getirilmiş meyve burna çekilir.

Atkestanesi ağacının kabuğu kaynatılıp içilirse kronik bağırsak nezlesine, hazımsızlığa, yüksek ateşe ve soğuk algınlığına iyi gelir.

Prostatta kestaneler haşlanır, günde 5 adet yenilir.

Variste 60 gr atkestanesi aynı miktar kekik, ısırgan, eğir kökü parçalanıp karıştırılır, 2 bardak suya, 2 kaşık konur, 10-15 dakika kaynatılır, süzülür, 1 çay kaşığı tuz ilave edilir, soğuduktan sonra ayaklar içine sokulur, banyo yapılır.

Çok fazla içilmemesi tavsiye edilir.

Bundan sonra hayatımızdaki naftalinin yerini ve daha fazlasını tutacağını düşünüyorum. Sağlık için doğadan kaçmayın onda gerekli görülen her şey vardır. Haydi şimdi dolaplarımızdan naftalini arındırıp atkestanesi dolduralım.