Eski bir 'sahne kostümü' yüzünden çıkan ağır ve gizli tartışmayı kavgaya dönmekten Müzeyyen Senar'ın kızı Feraye 'ağır abla raconu keserek' önledi. Devler arasındaki bu itiş kakışta ünlü modacı Nur Yerlitaş'la genç animatör Cengizhan da ağır fırça darbesi aldı.

Olayın geldiği boyut hayli ciddi ama çıkış nedeni neredeyse komik. Okuyun kararı siz verin. Bülent Ersoy; 'Ablam, hocam, ustam, imparatoriçem' dediği Türk Sanat Musikisi divası Müzeyyen Senar'a, hastalığı sırasında moral jesti yapıp sahne kostümlerinin nadide parçası sim tuvaleti hediye eder. Meşhur Modacı Nur Yerlitaş'ın eseri olan bu pahalı tuvalet kısa bir süre Senar'ın gardırobunu süsler.

Bundan 3 ay kadar önce ' Tıpa Tıp Şov' adıyla çeşitli eğlence yerlerinde sahne alan grubun sevilen animatörü Cengizhan yeni koreografilerinde Müzeyyen Hanım'ı canlandıracağını Feraye'ye söyler ve annesinin bir sahne kostümünü ister. Tuvalet geçici olarak Cengizhan'a verilir. Bu süre içinde Sibel Can da 'Müzeyyen Senar Şarkıları' adlı özel bir gecceye hazırlanmaktadır. Yakın arkadaşı olan Cengizhan'a durumu anlatır ve eski tarz kostüm diktireceğini söyler.

SİBEL GURURLANDI

Giysinin esas sahibinin Bülent Ersoy olduğunu bilmeyen Cengizhan, Sibel Can'a: 'Bende Müzeyyen Ablanın orijinal kostümü var. 1 gecceliğine sana vereyim' der. Sibel Can çok sevinir ve bu kostümle sahne alır ve 'Üzerimde Müzeyyen Ablamın otantik kostümü' diye poz verir. Bu fotoğraf ve görüntüler yayınlanınca, Bülent Ersoy Nur Yerlitaş'ı arar ve 'Derhal bir basın toplantısı yap, kostümü benim paramla ve bana yaptığını. Benim onu Müzeyyen Ablama hediye ettiğimi söyle.' Hızını alamayan Bülent Ersoy daha sonra Sibel Can'ı arar ve ona da çok hakaretamiz konuşur. Sibel 'Ben böyle olduğunu bilmiyordum Bülent Hanım' dedikçe daha da öfkelenen Bülent Hanım'ın sesi yeri göğü inletir. Her iki assolistin de aile dostu olan çatal-bıçak kralı bir işadamı ve eşi olayı duyunca araya girip ortamı yumuşatmak isterler ama nafile.

VUKUAT VAR

Ersoy üçüncü olarak da animatör Cengizhan'ı arayıp aynı 'hiddet tarifesini' ona da uygular. Sonunda Sibel Can can havliyle Müzeyyen Senar'ın kızı Feraye'ye ulaşıp yardım ister. Feraye Işıl çok çok sinirlenir. Gerisini gelin kendisiyle yaptığım görüşme sırasında söylediklerinden öğrenelim.

Sen ne yaptın peki Feraye?
- (gülerek) Gerekeni...

Neymiş o gereken?
- Raconu kestim.

Eeee?
- Hatırlı bir ortak dostun kulağına fısıldadım.
İyi de ne fısıldadın?
- Üçüncüsü de olur dedim.

Hiçbir şey anlamadım.
- Bundan önce annemle ilgili iki yanlışı olmuştu, iki vukuat yapmıştım ben de kendisine.

Bodrum'da olanı âlem duydu da ikinciyi bilmiyordum.
- Aynısı bir de yurtdışında konserde olmuştu.

Kız yoksa şiddet mi uyguladın?
- Ben sadece gerekeni yaparım.

Yine mi aynısını söyledin?
- Biraz daha güzel şeyler söyledim de yazamazsın.

Uyyy! Ne oldu peki?
- Ortalık süt liman oldu.

Şimdi tuvalet nerede peki?
- Nerede olacak, Cengizhan'da tabii. Yaz sonunda geri alacağız (gülerek). O bize Bülent Hanım'dan hediye. ( vatan)