Aşk hormonu adını da verilen oksitosin, kendimize olan güveni, karşımızdaki kişiye olan bağlılığımızı artırır ve korkuyu azaltır. Vazoklasin ise endişeyi azaltır. Seratonin ise obsesif düşünmeyi artırır. Bu fizyolojik değişiklikler, 'Aşk kalbe iyi gelir mi?' sorusunu da akıllara getiriyor. İnsanoğlu aşk için canını verdi, dağları deldi, destanlar oluşturdu, romanlar ve şiirler yazdı, şarkılar besteledi, filmler çevirdi. Prof. Dr. Mehmet Aksoy, aşkın kalbi beslediğini söylüyor. Aksoy, "İnsanlar üzerindeki dolaylı etkilerine bakıldığında, aşk da tıpkı sevgi, neşe ve zevk gibi pozitif etkiye sahiptir. Bu pozitif etkilerinin kalp damar hastalarında, kardiyovasküler olayların ölümü azalttığı biliniyor. Yapılan araştırmalarda, balon stent yapılan hastalarda iki yıl içerisinde kalp krizi ve ölme riskinin, düşük pozitif etkiye sahip olan kişilerde 2,5 kat daha fazla olduğu görülüyor. Yine balon stent yapılan hastalar sekiz yıl boyunca takip edildiğinde, düşük pozitif etkiye sahip olan kişilerde yüksek pozitif etkiye sahip olan kişilere göre ölüm riski daha fazla olduğu görülüyor.

Yapılan bir çalışmada, evli kadınların yalnız yaşayan kadınlara göre kalp hastalığı riskinin %20 daha düşük olduğu; evli erkeklerin yalnız yaşayan erkeklere göre kalp hastalığı riskinin ise 2-3 kat daha düşük olduğu görülüyor.

Mutlu ilişkisi bulunan kadınlarda kan basıncı, kolesterol düzeyi ve vücut kitle indeksi mutsuz evli kadınlara ve yalnız yaşayanlara göre daha düşük bulundu. Ayrıca sağlıklı ilişkisi bulunan çiftlerde sigara içme oranının daha düşük olduğu biliniyor.Aşk çaba gerektiriyor ve stresi, anksiyeteyi, depresyonu azaltıyor.

YA AYRILINCA...

Ancak aşk kalp için her zaman iyi olmayabilir. Kişi sevdiğinden ayrılırsa ya da sevdiği kişi tarafından aldatılırsa ya da terk edilirse kandaki kortizol hormonu (stres hormonu) yükseliyor ve bu durum kalbe iyi gelmiyor. Hatta sevdiği kişiyi kaybeden kişilerin kalp krizi riski artıyor. İlk 24 saatte 14 kat, 48 saatte 8 kat, 72 saatte 6 saat ve 1 ayda 2 kat kalp krizi riski artıyor.