'Son Bahar' adlı dizide Erkan Petekkaya ile birlikte oynayan Ayça Varlıer Marie Claire dergisine konuştu.

Müzikal eğitimi almak için 16 yaşında Amerika'ya giden Varlıer, 11 Eylül olaylarının ardından Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. Varlıer, önce Fahir Atakoğlu'nun solistliğini üstlendi, ardından küçük konserler verdi.

Beyaz'la birlikte rol aldığı 'Karım ve Annem' dizisiyle birlikte TV seyircisiyle tanıştı. Ancak yıldızı 'Gümüş' dizisinden sonra parladı.

11 EYLÜL'DEN SONRA DÖNDÜM

* 16 yaşında Amerika'ya okumaya gittiniz. Neden ABD'yi seçtiniz?
Annem balerindi, babam da sanata çok düşkündü. Önce balerin olmak istiyordum fakat ayaklarımın kemik yapısı uzun olduğu için annem istemedi. Sonra müziğe ilgi duymaya başladım. Piyano dersleri aldım. 16 yaşında müzikal eğitimi almak istediğimi anladım. Bu konuda en iyi yerin Amerika olduğunu fark edince, oraya gittim.

* Nasıl geçti Amerika günleri?
Çok iyi bir ailenin yanında kaldım. Büyük bir şanstı benim için. Hâlâ görüşüyorum. Lisede bir sürü aktivitede bulunup, kendimi konservatuvara hazırladım. Amerika'nın Doğu yakasındaki iyi birkaç okula kabul edildim ve aralarından Hart School of Music'i seçtim. Derken oyunculuk üzerine master yapmaya karar verdim. Harvard Üniversitesi'ne kabul edildim. Amerika'da çalışma hayatımla birlikte tam 11 yıl yaşadım.

* Neden döndünüz?
11 Eylül olaylarından sonra çalışma izni vermediler bana. Dava açtım ama kazanamadım. İki seçeneğim vardı; ya bir Amerikalı ile evlenecektim ya da dönecektim. Dönmeyi tercih ettim.

* Döndüğünüzde herhalde burada zor günler yaşamışsınızdır.
Tabii... İlk önce burada tanınmıyordum. İşimi yapabilmem zor gibi gözüküyordu ama ben bir Türküm ve 'Bu işi kendi ülkemde nasıl yapamam?' diye de hırslandım. 10 yıl hep İngilizce konuşmuş, İngilizce şarkı söylemiş, İngilizce tiyatro oynamıştım. O yüzden tonlamalarımda hatalar vardı. Türkçeyi doğru kullanamıyordum. Can Gürzap'ın diyalog kursuna gittim. Sıfırdan başladım her şeye... Neyse ki şans benden yanaydı, fazla beklemeden ilk işimi aldım.

* Neydi ilk işiniz?
Fahir Atakoğlu'nun solistliğini yaptım. Ardından da 'Karım ve Annem' aldı diziyle de kameraya alıştım. Sahne oyunculuğundan kamera oyunculuğuna geçmek zor oldu. Konuşamıyordum, kızarıyordum. Ama arkadaşlarımın yardımıyla öğrendim her şeyi...

* Hep iyi işlerle gündeme geliyorsunuz ama özel hayatınız hakkında fikrimiz yok.
Medya hayatımla ilgilenmeye çalıştığı zaman 'özel hayatım' deyip sessiz kalmayı tercih ediyorum. Şu anda işimle ön plandayım ve medyatik olarak ayakta kalmak istemiyorum. Oyunculuğumla, sesimle adımı duyurmak istiyorum. Zaten haftanın altı günü setteyim. Özel hayatım da yok.

* Aşk için zamanınız yok mu?
Ben aşk için her şeyi yaparım. Mesela ABD'den dönmem gerektiğinde birine aşık olsaydım ne yapıp edip, orada kalırdım.

HEP BU ROL İÇİN DUA ETTİM

* 'Gümüş' biteli neredeyse bir yıldan fazla olmasına rağmen etkisi hala sürüyor.
Zaten 'Gümüş' öyle bir dönüm noktası ki; hiç bitmedi, bitmiyor da... Arap dünyasından 85 milyon kişi izlemiş. Hepsi diziye hayran. Basın toplantısı için Dubai'ye gittik; insanları görseniz, delirmiş gibiydiler. Birçok Arap dergisi bize yer vermek istiyordu. Onların favori oyuncuları haline geldik. Bir fenomen oldu.

PINAR'I UNUTTULAR

* 'Son Bahar' nasıl gidiyor?
Dizi çok iyi gidiyor. Reytingleri gittikçe daha yüksek gelmeye başladı. Çok mutluyum. Gümüş'ten sonra, 'Bir daha bu kadar iyi bir ekiple çalışamam herhalde' diyordum. Bu yüzden bir yıl ara verdim, doğru teklifi bekliyordum. Hep dua ettim Sabiha karakterinin özelliklerini taşıyan bir anneyi oynayayım diye... Sonra da bu rol teklifi geldi bana. İnsanlar da artık Gümüş'teki Pınar'ı unutmaya başlamış gibi... Her şey şimdilik yolunda gidiyor.

Sabah