Dikiş makinesinin başına oturup bir parça kumaşı diken İmamoğlu, “İşi ehline bırakmak lazım” dedi. İBB'nin, sorun çözme konusunda yetersiz kaldığını söyleyen İmamoğlu, şöyle konuştu: “İBB bünyesinde üst yönetimde yüzde 3 seviyesinde kadın çalışan var. Biz, İBB'de çalışma oranını yüzde 35 - 40'lara kadar çıkartacağız. Cinsiyete duyarlı toplu iş sözleşmesi yapıyoruz Beylikdüzü Belediyesi'nde. Bugün belediyedeki kadınlar izinli, keyif yapacaklar. Aynı şeyi İBB'ye geldiğimde de yapacağım.

10 KADINDAN 7'Sİ ÇALIŞMIYOR

Hangi sorunu çözebilmişler? Biz, bu şehrin arka mahallesi kavramını sileceğiz. Bu şehirdeki insanları eşitleyeceğiz. Bu şehri eşitlemezsek, bu şehirde insanlar arasında uçurumlar yaratırsak, hiç kimse mutlu olamaz. Bu şehir güvensiz bir şehir olur. İstanbul'da yaklaşık 200 bin okuma-yazma bilmeyen insan var. Bunun da yüzde 85'i kadın. Benim güzel annem, okuma - yazmayı, 80'li yıllarda okuma yazma seferberliğinde bir okula giderek öğrendi. 'Kördüm, gözlerim açıldı, dünyayı görmeye başladım' derdi. Bütün erkek kardeşleri üniversite mezunu. Annemin isyanı şuydu; 'Beni okutsalardı, hepsinden daha başarılı olurdum, en iyi doktor ben olurdum' derdi. Dün gittiğim Başakşehir Şahintepesi Mahallesi'nde bir kız çocuğu, 'Ekrem Abi, Ekrem Abi' diye bağırıyordu. Arabanın içine aldığımda ağlayarak, 'Beni okutmuyorlar, beni okut lütfen' diye ağlıyorsa, bu şehir adalet üretememiştir. 2005 yılında, kadın-erkek eşitliği sıralamasında dünyada 105'inciymişiz. Şimdi, 131'inci sıradaymışız. Gerilemişiz. Bu ülkede ve bu şehirde 10 kadının 7'si çalışmıyor. Kadının hayata katılmadığı bir toplumda refah, mutluluk ve zenginlik yakalama şansınız yoktur.”