Dünyanın en yararlı içeceği süt, insanların doğumlarından itibaren aldıkları ilk besindir. İlk günlerinde annelerinin sütüyle beslenen bebeklere, daha sonraları hem anne sütü hem de hayvani sütler verilir. Süt, bebeklerin narin vücutlarını sağlamlaştırır, güçlendirir.

Çocukluk döneminin ilk birkaç yılının, bir çocuğun gelecekteki sağlıklılığı üzerinde hayati bir önemi vardır. Sütte bulunan galaktoz beyin ve sinir dokularının oluşumu da rol oynar. Laktoz vücudumuzun kalsiyum ve fosfordan daha iyi yararlanmasını sağlar bu nedenle özellikle bebeklerin kuvvetli kemik ve diş, sıkı kas ve sağlıklı doku oluşumunda faydalıdır.

Süt, memeden kesilen çocuğun gıdasının önemli bir parçası olmaya devam eder. Yörsan Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilüfer Hakarayan'ın verdiği bilgiye göre iki yaşın altındaki çocuklara tam yağlı süt verilmelidir. Çünkü sütteki yağın sağlayacağı enerji ve vitamin A’ ya ihtiyaçları vardır. 2 yaşından sonra daha çeşitli gıdalarla beslenmeye başladıklarından diyetlerine yavaş yavaş yarım yağlı süt eklenebilir.

Ergenlik çağında besinlere ihtiyaç oldukça yüksektir. 12,5–15,5 yaş arasında erkek çocuklar daha hızlı büyürler ve yılda 10 cm’ ye kadar boyları uzayabilir. Büyüme hızı kızlarda biraz daha azdır. İçinde fosfor ve kalsiyum vardır.

Her yaş grubunun günde en az 2 su bardağı süt tüketmesi öneriliyor
Süt ve süt ürünlerinin kemik yoğunluğunun en üst noktaya ulaştığı yirmili yaşlara kadar tüketilmesi, kemik yoğunluğunun artmasına neden olur. Her yaş grubunun günde en az 2 su bardağı süt veya süt ürünlerini tüketmesi öneriliyor. Yörsan Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilüfer Hakarayan'ın verdiği bilgiye göre günde bir bardak süt içen bir çocuk, protein ihtiyacının %35’ ini, kalsiyum ihtiyacının %52’ sini, B12 vitamini ihtiyacının %98’ ni karşılayabiliyor. Çocuklarımızda malnütrisyonun( vitamin ve mineral yetersizliklerinden kaynaklanan hastalıklar) hala önemsenecek düzeyde olduğu ülkemizde, bu denli değerli besin maddesinin tüketiminin artırılması ve özellikle hayatımız boyunca sahip olduğumuz alışkanlıkların edinildiği en önemli dönem olan çocukluk ve gençlik dönemlerinde süt içme alışkanlığının kazanılması çok önemli bir konudur.


Erken yaşlarda süt tüketimi kemik erimesi hastalığına yakanlanmayı önlüyor!
Osteoporoz; halk arasında kemik erimesi olarak bilinen ve Dünya çapında 200 milyon bireyi etkileyen en yaygın kemik hastalığıdır. Osteoporoz; kemik yoğunluğunda azalma ile karakterize, özellikle vertebra ve femur kırıklarında yüksek insidans nedeni olan, sistemik kemik hastalığıdır. Kemik yoğunluğu, endojen (genetik ve hormonal) ve ekzojen (beslenme ve fiziksel aktivite) faktörlerin bütününden etkilenmektedir. Kemik sağlığı için özellikle beslenme büyük öneme sahiptir. Yörsan Beslenme ve Diyet Uzmanı Nilüfer Hakarayan kemik yoğunluğu açısından elzem olan temel besin öğeleri kalsiyum, fosfor ve D vitamini olup kaynakları süt ve süt ürünleri olduğunu söyledi. Kalsiyum depolarının azalması ve kemik yoğunluğunda zayıflama osteoporoz ile ilişkilidir. Kronik ve ileri derecede D vitamini yetersizliği, kemik matriksinde mineralizasyon eksikliği ve osteoid yoğunluğunda azalma semptomları da osteomalasia ile ilişkilidir. İnsan yaşamının farklı evrelerinde kemik mineral yoğunluğu değişmektedir. Çocukluk ve adolesan dönemde kemik yoğunluğu hızla arttığı için beslenme önemli bir yere sahiptir. Maksimum kemik yoğunluğu 25–35 yaşları arasında oluşurken, ilerleyen yaşlarda kalsiyum alımı artsa da kemik yoğunluğu artmamaktadır.