BDP'liler Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle'nin tutukluluğunu, Dicle'nin koltuğunun AK Partili Oya Eronat'a verilmesini ve yerel yöneticilerinin KCK soruşturmalarıyla tutuklanmalarını protesto için seçimden bu yana Meclis'i boykot ediyorlar. Milletvekili yemini etmeyen BDP, grup toplantılarını da Ankara yerine Diyarbakır'da yapıyor. Yarınki toplantıda, Meclis'e gidip gitmeme yönünde kritik bir karar verilecek. Tabandan, gitmeyin diyen de var, gidip yemin etmelisiniz diyen de.
 
DERİN YABANCILAŞMA
 
Her gün bir başka kentten çatışma, ölüm ve bombalama haberlerinin geldiği günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in daveti üzerine gittiğimiz Diyarbakır'da, BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak'la gelişmeleri değerlendirdik. Toplantıya BDP Eşbaşkan Yardımcıları Filiz Koçali ile Av. Meral Danış Beştaş da katıldı.
Baydemir, böyle bir buluşmaya neden ihtiyaç duyulduğunu şu sözlerle anlattı: Karşılıklı yabancılaşma giderek derinleşiyor. O yüzden bu buluşma acil ve kaçınılmazdı. Türkiye'de sadece Kürt olmak bedel ödetmiyor. Artık vicdan sahibi herkes bedel ödüyor. BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
 
- Savaşın bile hukuku var: Silvan, PKK'nın planlı bir saldırısı değildi. Saldırıyı meşrulaştırmak için söylemiyoruz. Ancak PKK'nın üssü olduğu bilenen bir yere yıllar sonra askeri operasyon yapılması ilginçtir. Ankara saldırısını ise izah edemeyiz. Savaşın  bile bir hukuku, ahlakı vardır. Sivillerin hedef alınması kabul edilemez.
- Müzakereler sürmeli: Aslında bu masa kandırmaca masasıydı. Yine de diyaloğun, müzakere masasına oturulmuş olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Kamuoyu tarafından da kabul görmüş müzakerelere devam edilmeli. 
- Tezler açıklansın: Hükümet o masaya hangi tezleri koydu, bunu bilmiyoruz ama İmralı'nın tezlerini hükümetin reddettiğini biliyoruz.
 
BU ANLAYIŞ ÜRKÜTÜCÜDÜR
- Demokratik özerkliği anlatamadık: Demokratik özerkliği ilan ettik ama talebimizi kamuoyuna doğru anlatamadık. Bu bir özeleştiridir.
- Biz söylesek suçlu oluruz: Erdoğan, İsrail'e 'Gerçek güvenlik gerçek barışla sağlanır. İsrail bunu aklından çıkarmamalı' , Esad'a 'Reform yapmak için tam güvenliğin sağlandığı ortamı bekleme. O gün hiç gelmeyebilir' diyor. Bunları biz söylesek bizi suçlu ilan eder. Kürt yurttaşlarımın güvencesi anayasadır, hukuktur demiyor. Güvence benim diyor Başbakan. Bu anlayış ürkütücüdür.
 
Yarın başka bir güne uyanabiliriz
- MECLİS KARARI YARIN: Hakkımızda devam eden davalar gösteriyor ki, Meclis'e girsek de tutuklanmayacağımızın garantisi yok. Yeni anayasa çalışmalarında bizi kenar süsü olarak kullanmak isteyebilirler. Dışarıda mı yoksa içeride mi etkili oluruz ona yarın karar vereceğiz.
- SEÇİM BARAJI DÜŞÜRÜLSÜN: Seçim öncesi sadece baraj düşürülseydi bile bu noktaya gelinmezdi. Bugün iyi niyetin ortaya çıkması açısından barajın düşürülmesi önemlidir.
- UMUTSUZ DEĞİLİZ: Her şeye rağmen umutsuz değiliz. Yarın bambaşka bir güne uyanabiliriz. Yeter ki, çözme kararlılığı olsun.
 
Çözümsüzlükten çıkışın yolları
Anaların yüreği bu kez Siirt-Pervari'de yanan ateşle dağlandı. Kürt sorunu, geçen her saniye, çözümsüzlüğe hapsoluyor. Ne istiyordu BDP?
Karanlık günlerin sorumlularını ortaya çıkaracak Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun.
Siyasi Partiler Yasası demokratikleştirilsin.
Seçim barajı düşürülsün.
Yürüyüşe katılanı bile örgütün amacının propagandasını yapmakla suçlayıp hapse atabilen Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu değiştirilsin.
İfade ve basın özgürlüğü önündeki engeller kaldırılsın.
Seçilmiş siyasetçilerin tutuklanmasına son verilsin.
Kürtlerin de kendini ait hissettiği yeni bir anayasa yapılsın.
Demokrasi isteyen kim bu taleplere karşı çıkabilir ki?
 
CHP LİDERİNİN SÖZLERİ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün çok önemli bir açıklama yaptı, 'Silahla bu işin çözülemeyeceğini öteden beri söylemiştim. Siyaset kurumunun terörü sonlandırma konusunda politika, çözüm üretmesi lazım. Gerekirse bütün siyasi partilerin, kamuoyunun desteğini almak gerekiyor. Eğer böyle bir adım atılırsa CHP olarak her türlü desteği vermeye hazırız.'
***
BDP'nin Meclis'i boykot ettiği tarihle bugün, çok farklı. BDP'liler Diyarbakır'da kalıp Ankara'ya gitmedikleri sürece siyasetin dışına itilme tehlikesiyle karşı karşıyalar. PKK'nın artan saldırıları BDP'yi daha da sıkıştırıyor. İktidar ise sert açıklamalarıyla yangına körükle gidiyor.
AK Parti ile BDP uzlaşamayacaksa devreye başka aktörler girmeli.
 
ORTAK AKIL HEYETİ
Diyarbakır'da görüştüğümüz CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, partisinin 'Ortak Akıl Heyeti' önerisini hatırlatarak şunları söyledi...
'Siyasetin iki önemli kurumu, iktidar partisi ile bu sorunun birinci derece muhatabı olduğunu belirten BDP, söylem ve tutum olarak uzaklaşmış durumdalar. CHP taraflar arasında mıknatıs görevi görme iddiasındadır. Ortak Akıl Heyeti, güven ortamını yeniden yaşatabilir. AK Partili Nurettin Canikli, 'BDP'liler tükürdüklerini yalayacaklar' sözlerinin bölgede nasıl algılandığının farkında değil. Başbakan'ın bu sorunu kendi kişisel meselesi olarak görme eğiliminden uzaklaşması, iktidar olmanın sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Uzlaşıcı ve öfkeden uzak bir dil kullanmak zorunda.'
 
Özlem Çelik'in yazısı...