Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayı kararı ile okullarda "Andımız" okutulmaya başlandı.

8 Ekim 2013 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 12'nci maddesi ile okullarda her gün sabah okunan 'Öğrenci Andı' kaldırıldı. Bunun üzerine açılan dava ile Danıştay, 'Öğrenci Andı'nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etti.

Danıştay’ın kararından sonra Bekir Bozdağ, 'Andımız' kararına ilişkin olarak "Danıştay anayasa ve yasayı alenen çiğnemiştir" dedi. Twitter hesabında açıklama yapan Bozdağ, şunları ifade etti;

“Türkiye, hukuk devletidir. 'İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez. Öğrenci andı kararı ile Danıştay 8. Dairesi; hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aşmış, kendisini yürütmenin yerine koymuş, yürütmenin takdir hakkını yok saymış dahası yürütmenin takdir yetkisini bizzat kullanmıştır. Kısaca; anayasa ve yasayı alenen çiğnemiştir.”

Bugünlerde herkes bu konuda kendince bir yorum getiriyor. Bugünkü yazımızda “Öğrenci andı”nın içeriğine bakalım istedim. Öyle ya onca tartışılan bu metin neler anlatıyor?

“Öğrenci andı”nı hatırlayalım. İlkokulda 1993 yılına kadar okuyan hiç kimsenin bunu kolay kolay unutabileceğini sanmıyorum.

 

Türküm,

Doğruyum,

Çalışkanım,

İlkem;

Küçüklerimi korumak,

Büyüklerimi saymak,

Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ey büyük Atatürk;

Açtığın yolda,

Gösterdiğin hedefe,

Durmadan yürüyeceğime and içerim.

Varlığım;

Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!

 

AKP iktidarına ve bu “Öğrenci andı”nın kaldırılmasını savunanlara soruyorum;

“Türküm” ifadesi, etnik bir kökeni ifade etmekten çok daha derin anlamlar taşıyan, Anadolu toprakları üzerinde tüm insanlarının ortak tanımını içerir.

32 milletten insanın yaşadığı, göçmenler tarafından kurulan ve göçmenlerin yaşadığı ABD’de herkes büyük bir gururla “I am an American” (ben bir Amerikalıyım) derken rahatsız olmuyor. Zencisi, Beyazı, Çinlisi, Arabı, Kızılderilisi, Almanı, Fransızı, Meksikalısı, Japonu, Hintlisi hiçbir rahatsızlık duymadan, gururla ve övünerek “I am an American” diyebiliyor.

Andımızın “Türküm” ile başlayan ilk kelimesinden neden rahatsız oluyorsunuz? Türküm demek, bu topraklar üzerinde, onca saldırıya rağmen ayakta kalmaya çalışan, omuz omuza dayanan ve direnen bir topluluğun ifadesidir.

Andımız da tüm öğrencilerin, çocuklarımızın “doğruyum” ve “çalışkanım” demeleri mi sizi rahatsız ediyor, yoksa “ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.” ifadelerimi sizleri rahatsız ediyor.

Yoksa “Ey büyük Atatürk; açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime and içerim.” ifadesi mi sizi rahatsız ediyor.

Atatürk’ten, onun kurduğu Cumhuriyetten, çağdaş, laik, demokratik hukuk devletinden mi rahatsız oluyorsunuz?

Anadolu toprakları üzerinde yaşayan herkes, el ele, yürek yüreğe, omuz omuza hep birlikte bu topraklara sahip çıkmak gerektiğine, bu topraklar için mücadele etmek gerektiğine inanır. Bunun adı “Atatürk milliyetçiliğidir” O nedenlerle,  “Varlığım; Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!” sözleri ile biten andımızdan rahatsız olmayın!

Rahatsız olursanız o da sizin bileceğiniz bir şey!

“Öğrenci andı”nın yazarı Aydın Milletvekili Reşit Galip’i saygı ve sevgiyi ile anıyorum.

resit-galip.jpg

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA