İnternet Andıcı Davası’nda ikinci tutuklama kararı çıktı. Eski 1’inci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız, silahlı terör örgütü yönetme suçlamasıyla İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklandı...

“İnternet andıcı” davası kapsamında haklarında yakalama kararı çıkarılan 14 kişiden biri olan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız, dün teslim olduğu İstanbul Adliyesi’nde çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Mahkemede hakkındaki iddialara ilişkin sorular üzerine Iğsız, sözü avukatına bıraktı. Iğsız’ın avukatı Orhan Önder ise dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u işaret ederek, “Andıç en üst makama da sunulmuştur. Bu silsilede yer alan subayların hepsinin terör örgütüne üye olması hayatın olağan akışına uygun değildir” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “internet andıcı” iddianamesinin kabulü ile hakkında yakalama emri çıkarılan emekli Orgeneral Hasan Iğsız, önceki gün Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü polislerince aranarak adliyeye çağırıldı. Dün sabah avukatı ile birlikte Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelen Iğsız, hakim ve savcıların kullandığı protokol kapısından içeri girdi. Yaklaşık yarım saat adliye bahçesinde bekleyen Iğsız’a öğleden sonra adliyeye gelmesi bildirildi. Bunun üzerine adliyeden ayrılan Iğsız, öğleden sonra bir kez daha adliyeye geldi.

Bu aşamada bir şey söylemeyeceğim

Mahkemeye çıkacağı süreyi adliyenin terasında geçiren Iğsız, mahkeme üyelerinin duruşma salonunda yerini almasının ardından avukatıyla hakim karşısına çıktı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin karşısına saat 13.00 sıralarında çıkan Iğsız’ın ilk olarak kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, “Hasan Bey buyrun, ayağa kalkar mısınız?” diyerek Iğsız’ın kimlik tespitini yapmaya başladı. Iğsız, emekli subay olduğunu, aylık gelirinin 5 bin TL civarında olduğunu belirterek askeri lojmanda kirada oturduğunu ve 800 TL kira ödediğini söyledi.

Iğsız hakkında iddianamede anlatılan suçlamaları okuyan Özese’nin, “Suçlamalara ne diyorsunuz?” şeklindeki sorusuna Iğsız, “Bu aşamada bir şey söylemeyeceğim. Sözü avukatıma bırakıyorum” cevabını verdi.

‘Hayatın akışına aykırı’

Avukat Orhan Önder, Iğsız hakkındaki terör suçlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu söyledi. Avukat Önder, “10 yıldır bu siteler çalışıyor. Genelkurmay da bunu kabul ediyor. Faturası en son müvekkilim ile andıcın altında imzası olan kişilere çıkmıştır. Müvekkilim ile ilgili olarak ‘İllegal faaliyetlerin üstünü örttü’ deniyor. İllegal faaliyetlerin üstünü örtmek için yazılı belge hazırlamak suçu ifşaya girer. Ortada yazılı belge olduğuna göre illegal durum söz konusu değildir. Çünkü yazılı belge ile illegal durumun üzerinin örtülmesi mümkün değildir” dedi.

Önder, yüzbaşıdan 2. Başkan’a kadar bir silsile içinde andıcın hazırlandığını belirterek, “Andıç en üst makama da sunulmuştur. Bu silsilede yer alan subayların hepsinin terör örgütüne üye olması hayatın olağan akışına uygun değildir” dedi.

‘Balyoz’da bırakmışlardı

Sitelere 10 yıllık süreçte neler konulduğu, kim tarafından ve ne zaman konulduğunun iddianamede açıklanmadığını ifade eden Önder, “Bunlar tespit edilmeli. Bu hukuki illiyet kurulsaydı, gerçek suçlular ortaya çıkacaktı. O zaman suçlamalar, hükümete hakaret ya da görevi kötüye kullanma olabilirdi ” diye konuştu.
Dava konusu internet sitelerinin “İrtica ile mücadele eylem planı” ile irtibatlandırılmasının zorlama olacağını savunan Önder, müvekkilinin kaçma şüphesinin olmadığını, kendiliğinden adliyeye geldiğini “Balyoz Planı” davasında bazı sanıklar hakkında daha ağır suçlamalar olduğu halde onlar hakkındaki yakalama kararının kaldırıldığını, CMK’nın 100. maddesi kapsamına giren suçların otomatik tutuklamayı gerektiren suçlardan olmadığını, müvekkili Iğsız’ın şimdiye kadar hassas dönemlerde bile İstanbul’dan ayrılmadığını ve yakalama şartlarının oluşmadığını öne sürdü.

‘Hükümete teşebbüs’

Yakalama emriyle ilgili görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel ise sanığın iddianamede yüklenen suçları işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi doğuran somut olguların bulunduğunu ve atılı suçun CMK’nın 100. maddesinde sayılı tutuklama nedenleri arasında sayılmasının dikkate alınarak Iğsız’ın tutuklanmasına karar verilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, suçlarının mahiyeti, dosya içeriği, sanığın isnat edilen suçları işlediğine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin olması, delilleri gizleme veya değiştirme hususlarında da kuvvetli şüphenin bulunması, adli kontrolün yeterli olmaması ve suçun CMK’nın 100/3. maddesinde sayılan tutuklamayı gerektirebilecek suçlardan olmasının dikkate alınarak Iğsız’ın “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” ve “silahlı terör örgütünü yönetme” suçlarından tutuklanmasına hükmetti.

Genelkurmay’a gidecek

Savunmanın ardından mahkeme heyeti Iğsız’ın tutuklanmasına karar verildi. Tutuklama kararına karşı 7 gün içinde İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkmesi’ne itiraz hakkının bulunduğunun belirtildiği kararda, iddianamenin bir örneğinin Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilmesine de hükmedildi.

YAŞ’ta emekli edildi

4 Ağustos 2010 yılında 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Hasan Iğsız, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantılarında en çok konuşulan isim olmuştu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanması beklenen Iğsız, YAŞ toplantıları sürerken “internet andıcı”na ilişkin soruşturma kapsamında 18 kişi ile birlikte ifadeye çağrılmış, terfi edilmesi beklerken soruşturmada adının geçmesinin ardından geçtiğimiz yıl emekli edilmişti. Iğsız’ın adı “Ergenekon” savcılarına gönderilen ihbar mektubu ile de gündeme gelmişti. Mektupta, “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nın, o dönem Iğsız’ın emri ile Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı öne sürülmüştü.

12 kişi kaldı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 sanıklı davada YAŞ kararıyla Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’na atanan Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, korgeneraller Mehmet Eröz, İsmail Hakkı Pekin, tümgeneraller Hıfzı Çubuklu, Mustafa Bakıcı, Tuğamiral Alaettin Sevim, Albay Sedat Özüer, emekli Albay Fuat Selvi, Hulusi Gülbahar, Cemal Gökçeoğlu, Mehmet Bülent Sarıkahya ile Ziya İlker Göktaş hakkında yakalama emri çıkartmıştı. Bu kişilerden önceki gün teslim olan emekli Albay Fuat Selvi ve dün teslim olan Hasan Iğsız’ın ardından geriye 12 kişi kaldı.

Yakalama kararına itiraz

“İnternet andıcı” davası kapsamında haklarında yakalama emri çıkartılan 14 sanıktan biri olan Tuğamiral Alaettin Sevim’in avukatları, karara itiraz etti. Yakalama kararının kaldırılmasını talep eden Sevim’in avukatları, kararın kaldırılmaması halinde ise müvekkillerinin sağlık durumu sebebiyle yakalama kararının geri bırakılmasını talep etti. Tuğamiral Sevim’in avukatları Celal Ülgen, Murat Ergül ve Hüseyin Ersöz’ün imzalarını taşıyan dilekçede tutuklama içeren yakalama emri verilirken sanık ve avukatlarının savunmalarının alınmaması sebebiyle savunma hakkının çiğnendiği belirtildi. Sevim’in sağlık durumunun cezaevi koşullarında bulunmaya elverişli olmadığı ise dilekçede şöyle anlatıldı: “Mahkemenize sunduğumuz 29 Temmuz 2011 tarihli İzmir Asker Hastanesi Raporu, müvekkilimizin fizik tedavi sürecinin ardından 20 gün yatak istirahatını zorunlu kılmaktadır. Bu süre zarfında yaşanacak olumsuz etkenler müvekkilimizin tedavi sürecinde gelinen aşamaya kadarki tüm olumlu gelişmeleri ortadan kaldıracaktır. Bu sebepten CMK 268/2. Madde de düzenlenen kararın rapor süresince geri bırakılmasının koşullarının bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir” denildi.