Kılıçdaroğlu, "Bir Başbakan dokunulmazlıkların arkasına sığınıyorsa hesap veremeyeceği konular var demektir" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Gazze"ye yardım götüren gemide yaşananlar ile ilgili eleştirilerini sürdürdü. "Estiler, gürlediler, kıyameti kopardılar ne oldu?" diye soran Kılıçdaroğlu, "hiçbir şey elde edilemediğini, ölenlerin kanının yerde kaldığını" ifade etti. Kılıçdaroğlu, "Ölenlerin cenazelerini getirdik diye böbürleniyorlar, o da Amerika devreye girdiği için getirildi. Yoksa onu da getiremeyecekler ve AKP hükümeti ile alay eder gibi Marmara gemisini de turisttik gemi olarak kullanacağız, diyorlar" şeklinde konuştu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu"na yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanlarının "doğru bilgi vermek zorunda" olduğunu, Davutoğlu"nun TBMM kürsüsünden 550 milletvekilinin gözlerinin içine bakarak "doğruları söylemediğini" ileri sürdü.

Davutoğlu"nun "BM Güvenlik Konseyi"nin kınama kararı aldığını" söylediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bir Dışişleri Bakanı Parlamentoda doğruları söylemezse o Dışişleri Bakanına nasıl güveneceksiniz? Bu Dışişleri Bakanı, sözde entelektüel birikimi olan, kitap yazan birisi... O zaman yazdığı kitaplara da kuşkuyla bakacağız. Onun aldığı eğitime de kuşkuyla bakacağız. Ahlaki değerleri gelişmemiş bir Dışişleri Bakanı 21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyetine Dışişleri Bakanlığı yapabilir mi? Meclis"te yalan söylüyorsunuz, bunun Türkçesi bu... İnsanın vicdanı rahatsız olur. Böyle bir anlayış olabilir mi? BM güvenlik Konseyi"nin kararı ayrı, başkanın yayınladığı bildiri ayrı. Bizi bunu bilemeyecek kadar cahil mi zannediyor bu Dışişleri Bakanı? Böyle bir anlayış olabilir mi?"

GRUPTA İNTİHAR MEKTUBU OKUDU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Mayısta Zonguldak"ta meydana gelen grizu patlaması sonrasında hazırlanan rapora göre patlamada yüzde 30 oranında Türkiye Taş Kömürü Kurumu"nun (TTK), yüzde 70 oranında da alt işverenin kusurlu olduğunun belirlendiğini ifade ederek, "Kabahat bellidir, resmi raporlarla ortaya çıkmıştır. Ortada kader falan yoktur.

Ortada doğrudan doğruyu hükümetin aymazlığı vardır" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada geçen hafta yapılan il ve belediye başkanları toplantısı ile Balıkesir"e gerçekleştirdiği yurt gezisi hakkında bilgi verdi. Kılıçdaroğlu, toplantıların ve yurt gezilerinin artarak süreceğini söyledi.

AK Parti"nin "halka verdiği sözleri yerine getirmediğini Balıkesir"de de gördüğünü" anlatan Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın 2002 yılında bu kentte vatandaşlara mazot fiyatlarını ucuzlatacağı sözünü verdiğini, ancak yerine getirmediğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Biz daha önce de söyledik, yine söz veriyoruz mazotta kesinlikle özel tüketim vergisini kaldıracağız" dedi.

Başbakan Erdoğan"ın bugün grup toplantısında Türkiye"nin iyi bir büyüme rakamı yakaladığından söz ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bizim gördüğümüz bir şey var, bu büyüme şu anda vatandaşa yansımış değil. Büyümenin muhatabı AKP ve onun yandaşları olabilir ama vatandaşın bu büyümeden nasibini almadığını biliyoruz" diye konuştu.

Bir ekonomi gazetesinin "Türkiye"de yüzlerce ünlü fabrikanın icra yoluyla satıldığı" haberini sayfalarına taşıdığını söyleyen Kılıçdaroğlu, bu fabrikaların hangi ekonomi politikalarının sonucunda satışa çıktığını ve buralarda çalışan işçilere ne olduğunu sordu. Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu tabloya "olağanüstü büyüdük, büyüme rakamlarını iyi yakaladık, neredeyse Çin"i geçtik" diye bir kıyaslama yapıyorsa Sayın Başbakan"ın önce dönüp bir Anadolu"ya bakması lazım. Anadolu kan ağlıyor. Sayın Başbakan"ın şunu yapması lazım aslında ya böyle parlak nutuklar atacak ya da başını iki elinin arasına koyup "acaba biz nerede hata yaptık" diye düşünmesi lazım. Ben ikinci yolu öneririm. Doğru olan ikinci yol. Nasıl oluyor da bu büyüme halka yansımıyor? Ne oluyor bu büyüme? Sayın Başbakan şunu da düşünmeli: Nasıl oluyor da istihdam yaratmayan büyüme kavramı AKP döneminde temel kavram haline geliyor? İşsizliğin bu kadar yoğun olduğu, fabrikaların icra yoluyla satıldığı bir ortamda siz parlak nutuklar atacaksınız... Oysa düşünmeniz ve çıkış yolu aramanız lazım."

-"BİRİLERİNİN BU TABLOYU HALKA ANLATMASI LAZIM"

Bir süre önce Denizli"de bir iş adamlarının içinde bulunduğu ekonomik koşullar nedeniyle intihar ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bu olaya ilişkin "intiharın "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın izlediği politikalar nedeniyle gerçekleştiği ve buna ilişkin suç duyurusunun Söke Savcılığı"na yapıldığına" dair bir not iletildiğini" söyledi. Konuyu araştırdığını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Dilekçeyi bulduk. Ali Hamza Karadağ, intihar etmeden önce bir mektup yazıyor ve yazdığı mektupta diyor ki "ben iyi bir ticaret adamıydım. Yaşanan kriz beni ciğerimden vurdu. Ne çocuklarıma doydum, ne torunlarıma... İntihar ediyorum, intiharın sorumlusu ve suçlusu da Recep Tayyip Erdoğan"dır." Bu acı tablo bir savcının önünde duruyorsa... Ve bu acı tabloyu hayatını yaşamak isteyen bir kişinin yaşadığı zor ekonomik koşullar sonucu hayatına son verecek noktaya getiriyorsa bunu Sayın Başbakan"ın da düşünmesi lazım.

Bir dönem başbakanlığın önünde yazar kasa atıldı ve Türkiye çalkalandı.

Bugün yaşananlar ekonomik çıkmazın getirdiği intiharlar var ama aynı tepkileri kamuoyundan göremiyoruz. Neden acaba? Kuşkusuz bir karamsar bir tablo çizmek istemiyoruz. Gönül ister ki ekonomisi gelişmiş, insanları mutlu bir Türkiye yaratalım. Bunu iktidar yapar, muhalefet yapar önemli değil. Önemli olan herkesin ülkenin kalkınması katkı vermesidir. Ama izlediğiniz politikalarla insanları intihar edebilecek noktaya sürüklemişseniz birilerinin de bu karamsar tabloyu halka anlatması lazım. Bize düşen görev bu. Bunu halka anlatmamız lazım.

Anlatalım ki duysunlar, bilsinler, dar çevrelerinin dışında farklı dünyaların olduğunu bilsinler. Orada mutsuz insanların olduğunu bilsinler ama onlar duymuyorlar, üç maymunları oynuyorlar. Üç maymunları oynamak Türkiye"nin sorunlarını çözmüyor."

-"ÖLEN HİÇBİR İŞÇİNİN KABAHATİ YOK"-

Kılıçdaroğlu, konuşmasında 17 Mayıs 2010"da Zonguldak"ta meydana gelen grizu patlaması sonrasında hazırlanan rapordan bölümler okudu. Kazada yaşamını yitirenlerin yerin metrelerce altında geçim mücadelesi verdiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan"ın kaza sonrasındaki açıklamalarından alıntı yaptı. Olayı kader olarak nitelendirmenin kabul edilemez olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Raporu bulduk. Rapor gerçekten içler acısı ortaya çıkan tablo şu: Resmi rapora göre, patlamada yüzde 30 oranında Türkiye Taş Kömürü Kurumu"nun kabahati var. Yüzde 70 oranında da alt işverenin kabahati var. Yani ölen hiçbir işçinin kabahati yok. O zaman Sayın Başbakan"a sormamız lazım: Kabahatler başkasındayken, ölüme başkaları yol açarken, alınmayan önlemler nedeniyle 30 işçi yaşamını yitirirken siz bunları görmeden ve bilmeden ve bunları araştırmadan, soruşturmadan bu işçileri bilerek ölüme gönderenler için ne yaptınız? Sayın Başbakan sorumlu bir devlet adamıysa, sorumlu bir başbakansa herhalde bunun yanıtını verecektir. Ne diyordu Sayın Başbakan? "Ben yürütmenin başıyım" diyordu.

Bizim anladığımız yürütme ile onların anladığı yürütme farklı değil ise o zaman bu sorunun yanıtına Sayın Başbakan"ın yanıt vermesi lazım." Raporda yer aldığını belirttiği ifadelerden bölümler aktaran Kılıçdaroğlu, "Yerin 540 metre altında çalışan işçilerin 23"ünün mesleki eğitim bilgilerinin olmadığı tespit edilmiş" dedi.

Kılıçdaroğlu, raporun işçilerin hiçbir kabahati olmadığını ortaya çıkardığını kaydederek, ölenlerin için ailelerine sembolik aylıkların bağlanması dışında hiçbir şey yapılmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, raporun sonucuna göre Başbakan Erdoğan"ın sorumlulara yönelik nasıl bir yaptırım izleyeceğini merakla izleyeceklerini, CHP olarak işçilerin haklarına sahip çıkacaklarını bildirdi.

Patlamada yaşamını yitiren işçilerin ölümlerinin kader olarak açıklanamayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, "Gerçek öyle mi? Gerçek, hükümetin kendi kabahatlerini gizlemek için kader sözcüğüne sığınmasıdır. Kabahat bellidir.

Resmi raporlarla ortaya çıkmıştır. Ortada kader falan yoktur. Ortada doğrudan doğruyu hükümetin aymazlığı vardır" diye konuştu.

Milliyet