Değerli YUPA TUR gezi dostları ve Aydınpost okuyucuları; sizleri 3 bölümdür Karadeniz yazılarımla, Karadeniz’i iliklerinize kadar hissettirmeye, gidemeyenler için anlatmaya çalıştım. Biraz da sizleri ANADOLU MİMARİSİ ile tanıştıracağım. Umarım okuduğunuzda keyif alırsınız.

Anadolu’nun üçüncü tepe noktası olarak ele alacağım bu yazı esasında başlı başına çok konu çıkacaktır. Her yönüyle Anadolu’yu tanıtmak arzusu ve gayreti içerisinde olduğumuzdan bu kapsamlı konuyu Anadolu’nun en önde gelen motifleriyle örneklendirerek tanıtmaya çalışacağım.

1950’li yıllara kadar binlerce yıl, Anadolu coğrafyası üzerinde yapılmış olan planlı şehir, su kemeri, tapınak, kilise, kervansaray, medrese ve camilerde yani sivil ve dini mimaride şaheserler veren tüm Anadolu halklarının emeğine ve üsta mimarlarına şükran ve minnetlerimizi sunarım.

Arkeoloji üzerine;

Eski kültürleri ve medeniyetleri, geçmiş uygarlıkları, yazılı belgelerle birlikte anıtlara ve maddi kalıntılara bakarak inceleyen ve dünyamızı bilinçli olarak yaşamamıza yardımcı olan arkeloji, diğer bilim dallarının yanında oldukça genç sayılır.

Arkeolojiye yardımcı bilimler kısaca tanıyalım:

1)Tarih: Özetle uzak ve yakın geçmişin bilimidir.

Arkeolji sadece kaybolmuş tarih ile ilgilidir. Kaybolan tarih ve maddi kalıntıları ortaya çıkaran arkeoloji, bu aşamadan sonra görevini sanat tarihine bırakır.

2)Jeoloji: Yer bilimi.

3)Antropoloji: İnsan bilimi.

4)Epigrafya: Taş, Metal ve çeşitli nesneler üzerindeki eski yazıları inceler.

5)Toponomi: Yer adları bilimi. Yer adlarının kökenine inerek kayolmuş bir uygarlığın izlerini bulmaya yardımcı olur.

6)Onomastik: Kişi adlarının kökenini araştıran bilim dalı.

7)Nümizmatik: Sikke bilimi.

8)Kronoloji: Zamanlama, tarih bilimi. Zaman içerisinde çeşitli toplumlarca kullanılan farklı takvimler arasında ilişkiyi inceler.

9)Heraklid: Armaları inceleyen bilim dalı.

10)Kriptografi: Bir yazıdaki gizli anlamları bulmak için çalışan bilim dalı.

11)Etnograya: İnsanların etnik kökenini inceleyen bilim dalı.

12)Filloji: Dil Bilimi.

Değerli AydınPost okuyucuları ve YUPA TUR gezi dostları, Anadolu, tarihsel zenginliğine bağlı olarak ören yerlerinin çeşitliliği ile ve arkeoloji bilimi açısından bulunmaz ölçüde değerli bir çalışma alanıdır. Tarih öncesi dönem ve tarihsel açıdan takip edilebilen tüm evrelere ait sayısız kalıntıya sahip Anadolu ve Anadolu mimarisine toplu bir bakışla bir değerlendirme çalışması olan bu yazım umarım bu alandaki boşluğu biraz olsun doldurur.

NEOLİTİK DÖNEM ÇAYÖNÜ VE ÇATALHÖYÜK

Neolitik dönem Anadolu’sunun bu ünlü şehrini tanıtmadan önce bir noktayı yinelemenin faydası olacağı düşüncesindeyim. Anadolu’da bütün arkeoloji, çağlar boyunca meydana getirilmiş olan ince nitelikli güzel sanat eserleri, yapıldıkları bölgeye özgüdür. Bu, esasında 7 Tepe Anadolu’da yaşamış olan çeşitli etnik gruplar tarafından yapılmış yerli bir Anadolu sanatıdır.

Üslup ve teknik bakımından ortak kaynağa sahip olan bu köklü sanat ürünleri Anadolu karakterini taşır ve Anadolu’nun etnik köken olarak birbirinden farklı yerleşikleri tarafından inşa edilmişlerdir.

Başlangıçta tanrı ve tanrıçalar için yapılmış olan tapınaklar, Hıristiyanlığın Bizans tarafından kabulü sonucu çoğunlukla yıktırılmadan kiliselere çevrilmiştir. Selçuklu ve Osmanlı’nın Anadolu’daki hakimiyeti ile birlikte tapınaktan dönme kiliseler camiye çevrilir. Neticede Anadolu’ya her yeni gelen hakim unsur, kendinden önce yapılmış dini mimari örneklerini benimsemiş ve koruma altına almıştır.

Özellikle Selçuklu Devleti, kısmen egemenlik kurduğu Anadolu coğrafıyasında bu açıdan çok istisna olarak görülür. Müslüman Selçuklu Devleti, egemenliği altına aldığı Hıristiyan toplumu dini inançlarında serbest bıraktığı gibi, onların kilise ve manastırlarına hemen hemen hiç dokunmadan Orta Asya’dan getirdiği kendi mimari üslübüna göre yeni camiler inşa etmiştir.

Kars yakınlarındaki Ani şehrini aldıkları zaman hakim unsur olduklarının siyasi mesajını vermek maksadıyla Ani Meryem Ana Katedrali’ni camiye çevirerek Fethiye ismini verirler. Şehri fethetmenin bir nişanı olarak Ani’nin en büyük dini mimarisini camiye çevrimekle yetinirler ki bu siyasi bir uygulamadır. 1064 yılında gerçekleşen bu fetih neticesinde diğer kiliselerin Hıristiyanlarca kullanılmasına izin vermişlerdir. Öte yandan yani bir cami de inşa ederler ki, bu cami Anadolu’da inşa edilen ilk camidir.

Selçuklu gibi Osmanlı İmparatorluğu da benzer bir politika izliyerek farklı dinlere en az Selçuklu Devleti kadar hoşgörülü olmuştur.

Cennet bahçesi Anadolu’nun üzerinde inşa edilmiş olan günümüze kadar gelebilmiş yahut gelememiş önemli mimari eserleri tanıtmaya Anadolu’nun ilk Başkenti olarak gördüğümüz Çatalhöyük’ten başlamayı uygun buluyorum.

Ancak Çatalhöyük’ten daha eski olan Çayönü Höyüğü’nden kısaca bahsederek neolitik dönem dünyasına geri dönmekte fayda vardır.

Neolitik Çağ MÖ 9000- 5500 tarih aralığını kapsar. Tarım ve hayvanlığın başlangıcını ve Anadolu uygarlığının temelini oluşturan neolitik dönemin en parlak şehri, Diyarbakır yakınlarındaki Çayönü Höyüğü’dür.

O dönem dünyasındaki diğer köy yerleşimlerinin aksine olağanüstü bir planlı yapılanma örneğini ilk kez Çayönü’nde görürüz. Yaklaşık olarak 9500 yıl önceki bu Anadolulular buğday ekmişler ve ürünleri öğütme taşlarında ezerek un haline getirmişlerdir. Avladıkları hayvanların derilerinde, iğne iplik işlevi gören aletler yardımıyla elbise yapmışlardır. Bu yurttaşlarımız ayrıca önce köpeği sonra da koyun ve keçiyi evcilleştirmişlerdir.

Radyocarbon(C-14) yöntemiyle tarihlendirilen Çayönü Uygarlığı MÖ 7250 ile 6750 yılları arasında gösterilir.

Arkeoloji arkeolojik yöntemlerle ortaya çıkarılmış kültürleri sosyoloji, coğrafi, TARİH, ETNOLOJİ gibi birçok bilim dalından yararlanarak araştıran ve inceliyen bilim dalıdır.

Türkçeye yanlış bir şekilde kazıbilim olarak çevrilmiş olsada kazı arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir.

Sonuç:

Anadolu Türk mimarisi öncellikle Türkiye mimarisini tarihsel olarak üç katagoriye ayırarak başlayabiliriz, Erken dönem Anadolu Mimarisi, Türk Mimarisi, Osmanlı Mimarisi, Bu da 11. ve 14. yüzyıllar arasındaki dönemi kapsayan Anadolu Selçuklu Mimarisidir.

Benden bu haftalık da bu kadar. Okurken geçmişe yolculuk yapacağınıza inanıyorum. Değerli yorumlarınızı bekliyorum. Tabiki bu arada Lezzet duraklarını da yazacağız.

Anadolu’nun sevgiyle yol alan, saygıyla yol veren bütün insanlar adına sevgi ve saygılarımla selamlarım.

cayonu-hoyugu.jpg

cayonu-hoyugu1.jpg

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!