Tartışmaların odağında ortağı olduğu şirkete borçlananlara cezaevi yolunu açan 359’uncu madde bulunuyor. TTK’nın bu anlamda sıkıntılara sebep olabileceğini vurgulayan oda ve dernek yöneticileri, ekonomik suça ekonomik müeyyide uygulanmasını öneriyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Halim Mete, şirketlerinden varlık alan ortaklara hapis yerine para cezalarının uygulanmasının makul olacağını belirtiyor. Mete, TTK'ya dokunulmaması halinde KOBİ yöneticilerinin büyük bölümünün cezaevine girebileceğini dile getiriyor. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral ile Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Ömer Cihad Vardan da Mete’nin görüşlerine katılıyor.

Yeni Türk Ticaret Kanunu, 116 bin anonim şirket ve 691 bin limitet şirketi etkileyecek. Toplam bin 535 maddeden oluşan kanun, firmaların yönetim kurulundan gelirlerine, internette bilgi paylaşımına kadar pek çok yenilik içeriyor. İktidar ve muhalefetin mutabakatı ile TBMM’den geçen TTK’nın getirdiği yaptırımlar polemiklere sebep oluyor. Tartışmaların merkezinde şirkete borçlanan ortaklara (300 günden az olmamak kaydıyla) adli para cezası uygulanmasını öngören 359’uncu madde yer alıyor.

 Ayrıca denetimlerde her türlü belgenin orijinalinin yanında ortaya koymayanlara (200 günden az olmamak kaydıyla); web sayfası olmayan firmaların hissedarlarına verilecek adli para cezaları mercek altına alınıyor. Firmaların internette mali tabloları ve borçlarının bulunmasını esas alan madde de şeffaflık adına sorgulanıyor.

İçerdiği maddelerden dolayı TTK’ya tereddütle bakan ticaret erbabı, pek çok kanunun yeniden ele alınmasını talep ediyor. Konuyu Cihan’a değerlendiren dernek ve oda temsilcileri, ekonomik suça ekonomik yaptırım görüşünde birleşiyor. TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete, yeni TTK’yı bayatlamış bir kanunun bertaraf edilmesi adına önemli bir girişim olarak nitelendiriyor. Birlik olarak kanuna dair tereddütlerini ortaya koyduklarını aktaran Halim Mete, “Malum, Torba Kanun ile ortakların firmalarından para çekmemesi gerektiği vurgulandı. Ancak bu para çekme KOBİ’ler için bir olgu haline geldi. Artık buna bir çare üretilmeli. Ortakların karlarını sene içinde çekebilmelerine imkân tanınmalı.” temennilerinde bulunuyor.

Kanunun korunması halinde KOBİ yöneticilerinin önemli bir bölümünün cezaevine girebileceğine işaret eden Mete, “Çünkü KOBİ’ye ortak olanların çoğu ya kayıt dışı giderleri ya da kendi ithtiyaçları için para çekiyor, borçlanıyor.” diyor. Kanun koyucuya da ticaret kanunu dâhilinde 359’uncu maddeyi yeniden masaya yatırmayı, hapis cezasını para cezasına çevirmeyi öğütlüyor.

Web ortamında şirketlerin mali tablolarının ve gelirlerinin beyan edilmesini yerinde bulan Mete, bunun bir sınırı olması gerektiğinin altını çiziyor. Halim Mete, “Şirketin mali tablolarını herkesin görmemesi gerekir. Bunların rakipleri var, düşmanı var. İnternette yer alan değerleri kötüye kullanacak olanlar var. Sanal ortamda bulunan değerleri şirket ilgililerinin görmeleri daha uygun olacaktır. Firmaların dipnotlarının dahi kamuya açık olması gelecekte ummadığımız sorunlar doğurabilecektir.” yorumunu yapıyor.

TUSKON Başkanı Rızanur Meral de kendi firmalarından varlık alanlar ile ilgili hapis cezalarının doğru olmadığına kanaat getiriyor. Bu tür girişim ve eylemlere karşı para cezalarının uygulanmasını savunan Meral, “Zaten yeni TTK ile güçlü bir denetim geliyor. Ortakların şirket varlığından para alması tarihe karışıyor. Gelinen aşamada konu ön planda tutulup, tüccar ve sanayici tedirgin edilmemeli.” ifadelerini kullanıyor. İnternette firma detaylarının açıklanmasına anlam veremeyen Meral, şöyle devam ediyor:

“İlgili kanun maddesi mahremiyeti ihlal ediyor. Şirketleri dışarıda rekabet ettiği oyunculara karşı korumasız bırakıyor. TTK ile şirketlerin sırları açığa çıkıyor, bir yerde onların emarları çekiliyor. Gelirleri, borçlulukları ve öz kaynak durumları görülebiliyor. Güçlü ve zayıf yönleri rakipler tarafından öğreniliyor. Kanun, bu haliyle yürürlüğe girerse yerli firmalar rakiplerine karşı hem ülkede hem dünyada kan kaybeder. Onun için bu hüküm kaldırmalı. Bakın, halka açık olmayan şirketlerin verilerini web ortamından paylaşmak mahremiyet ihlalidir. Rekabette KOBİ’leri güç durumda bırakır.”

MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan ise “Türkiye’de şirketlerin büyük bölümü mikro ölçekli olduğu, firma malikleri veya ortakları gelirlerini buralardan elde ettikleri için 359’uncu madde sıkıntılara sebebiyet verecektir. Dolayısıyla, bu hüküm Türkiye şartlarına uyumlu değildir.”  değerlendirmelerinde bulunuyor. İnternete konulacak bilançoyu şeffaflık adına olumlu karşılayan Cihad Vardan, bunun sadece büyük ve orta ölçekli firmalara uygulanması gerektiğini ifade ediyor.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Başkanı İbrahim Çağlar, yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 359’uncu maddesinin şirketin maddi varlığının ortaklar tarafından art niyetle çekilmesini önlemeyi amaçladığını bildiriyor. Çağlar, buna mukabil maddenin uygulamasının konunun iyi anlaşılabilmesi adına ertelenmesini diliyor.

Çağlar, şirketlerin mali tablolarının internet ortamında yayımlanmasının Türkiye’de ticari hayatın kötüye kullanımı adına sorun yaratabileceğine temas ediyor. Şeffaflığın şirketlerin aleyhine, rakiplerinin lehine olacağını anlatırken; uygulamanın belli evrelerden geçip başlatılmasını tavsiye ediyor. İbrahim Çağlar, web sitesi olmayan şirketlerin yöneticilerine verilecek hapis cezalarının da yanlış olduğunu sözlerine ekliyor.

YENİ TTK’YA YÜRÜRLÜK TARİHİNDEN EVVEL AYAR VERİLECEK

Türk Ticaret Kanunu’nun tartışmalı maddeleri iktidar ve muhalefetin takibinde. Her iki kanat da 2012 Temmuz ayında yürürlüğe girecek kanunun noksan taraflarının büyüteç altına alınmasından gayet memnun.

AK Parti Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli, “TTK yeniden yazıldığı, dizayn edildiği için boşluklar içeriyor. İlgili tarafların tartışmalarının ardından kapsamlı bir biçimde değiştirilebilir. Kanunun yürürlüğünün 2012 Temmuz ayına ertelenmesinde emel buydu. Burada dileğimiz hâkimler, savcılar, müşavirler ve şirketlerin tartışmalarıdır. Kanun onların taleplerine göre yürürlüğe girecektir.” diyor.

TTK’da yer alan boşlukların iktidar ve muhaletefe iletildiğini anlatan Canikli, şunları kaydediyor:

“Tartışmaların ardından maddeler incelenecek. Sonrasında yapılması gerekenler yani talepler ve yorumlar masaya yatırılacak. Evet, TTK ile ilgili kapsamlı değişiklikler olabilir. Bu, zaten öngörülüyor, tahmin ediliyordu. Evet, iktidar ve muhalefet olarak TTK’yı kanunlaştırmamız yeni bir şey değil. Ama kaygılar, yürürlük vaktine yakın dilimlerde akla geliyor. Duyarlılıklar ve telaşlar ortaya koyuluyor. Gruplar olarak TTK’nın tartışılmasını temel aldık. Onu da başardık. Burada ilgi var. Sonuç olarak yasa, yürürlüğe girmeden kapsamlı görüşmeler yapılacak. Şu an tartışılan hususlar gözden geçirilecek riskli olanlar uygulanamayacak, ticari hayatı etkileyecek hususlar dikkate alınacak.”

CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi ise bin 500 maddeyi aşan TTK’nın yeterince incelenmeden TBMM Genel Kurulu’ndan geçtiğini iddia ediyor. Kanunun kabul edildiği tarihte yürürlük tarihi 1,5 sene ileri bırakıldığını hatırlatan Hamzaçebi, bununla yasa uygulamaya koyulmadan eksikliklerin giderilmesinin amaçlandığını belirtiyor.

Yürürlük tarihi yaklaştıkça kanunun ilgili çevrelerce tartışıldığını belirten Hamzaçebi, böylece birtakım noksanlıkların görünür hale geldiğinden söz ediyor.

TTK’nın müeyyidelerinin detayları ile incelenmesini talep eden Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Türk Ticaret Kanunu’nda kimi fiillere uygulanacak cezalar Vergi Usul Kanunu’nda olan cezalarla uyumlu değildir. Söz konusu cezaların bir bölümünde denge yoktur. Gelinen aşamada şirketin varlığının ortak tarafından alınması belirli bir yaptırıma bağlanmalıdır. Çünkü şirketler sadece o şirketin maliklerinin, hissedarlarının değildir, üçüncü kişilerinin de haklarının bulunduğu kurumlardır. ‘Şirketin ortağı ya da hissedarları şirketten istediği gibi borç alır müeyyidesi olmaz’ demek doğru değildir. Bu müeyyide hapis cezası mı olmalı? Bunu tekrar tartışmak Avrupa Birliği (AB) uygulamalarına ve Türkiye ekonomisinin hakikatlerine bakmak gerekiyor.”

Hamzaçebi, şirketler ile alakalı bütün bilgilerin internette yer almasına sıcak bakmıyor. Burada rekabet hukukunu, ticari sır kavramını gözeten bir uygulamanın ardında duruyor.

MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır da TTK’ya dair değerlendirmelerin ardından tavır belirleyeceklerinin altını çiziyor. İktidarı girişimcilerin tenkit ve kaygılarını dikkate almaya davet eden Şandır, “TBMM Komisyonu’ndan geçen çek yasa tasarısı ile ekonomik suça ekonomik ceza benimsendi. Bu anlamda Türk Ticaret Kanunu’nda da sektörün, ilgili tarafların taleplerine bağlı kalarak, dengeyi ve adaleti koruyacak kararlar alınmalı.” uyarılarını yapıyor.