Değerli Okurlar

Yıllar içinde biriken gözlemlerim bana şunu gösterdi. Bu coğrafyanın insanları olarak bizler, kendi kendimizi motive/disipline etme konusunda çok başarılı değiliz. Bir vesile, bir zorlama olmadan aksiyona geçmiyoruz. Bu durumda zaman, hareketsiz, sonuçsuz, ürünsüz bir şekilde akıp gidiyor.

2012-2014 döneminde Akşam Gazetesi'nde eğitim odaklı köşe yazarken, o ritmik tempoda ortaya çıkan yazılarımı daha sonra iki ayrı kitapta toplamıştım. Sonraki yıllarda, eğitim alanında pek çok proje ortaya koymaya çalıştım, lakin her hafta düzenli yazma konusunda üretken olamadım. Bir vesile gerekiyordu. Oldu.

Bundan böyle Perşembe günleri yine eğitim odaklı yazılar ile görüş ve tespitlerimi siz değerli okurlar ile burada paylaşacağım. Dilerim keyifli ve verimli bir birliktelik yaşarız. Görüşlerinizi [email protected] adresinden benimle paylaşmanızı isterim. Bu görüşler beni geliştirecektir.

Kişiye Özel Öğrenme Yaklaşımı – Gerçek mi yoksa Hikaye mi ?

Ailecek haftasonunu merakla bekliyoruz. Bizim ikizlerin okuduğu özel ilköğretim okulundan davet ettiler. Yarıyıl başından beri sürdürdükleri çalışma bitmiş. İkizlerin mizaç tipleri ile öğrenme stillerini belirlemişler. Gidip öğreneceğiz.

Her ne kadar ikizlerin okulu, ne yaptığını bilen bir okul algısını bizlerde oluşturmuş olsa da, pozitif bilim refleksine sahip ana-baba olarak uygulanan yöntemi sorgulamadan duramıyor insan. Sonuçta bu bulgulara göre şekillenecek çocuklarımızın eğitimi, geleceği. Hal böyle olunca, literatür üzerinden giderek fikir sahibi olmak istedim. Paylaşmak isterim:

Yazının devamı için tıklayın