İlk kitabımız Latmos Bölgesi’nde yaşamış olan bir kadının öyküsünü içeren "Karya Nine" olmuştu. Bu kitabı Latmos çevresindeki doğal ve tarihi güzelliklere dikkat çekmek için yazmıştık. Arkasından beş kitabımızı daha yayınlamanın mutluluğuna eriştik.

Son kitabımız bu ay içinde yayınlanan "Goca Cafer" oldu. İçinde yöresel kültürün izlerini taşıyan, birbirinden farklı yaşamlardan kesitler sunan kitabımız yerel kültüre önemli katkılar sunacaktır. Benzer bir çalışmayı önümüzdeki yıl gerçekleştirip yine Aydın yöresinde yaşanmış olan birbirinden farklı öyküleri okuyucunun beğenisine sunacağız.

İlimizde yöresel kültüre katkı koyan, yöremizin tanıtımını yapıp tarihe not düşen, araştırmaları ile geçmişe ve geleceğe ışık tutan çok sayıda yerel yazar ve akademisyen var. Bu yazarların ve akademisyenlerin desteklenmesi, oluşturdukları eserlerin ve araştırmaların gelecek kuşaklara ulaştırılabilmesi için özellikle manevi ölçekte motive edilmesi gerekiyor. Çünkü günümüz şartlarında bir kitabı hazırlamak büyük zaman ve emek istiyor. Bu zorlu aşamada çalışmayı yapan ister yerel yazar olsun ister akademisyen, desteğe ihtiyaç duymaktadır. Bu zorlu çalışmadan daha zor olanı hazırlanan çalışmayı yayınlatmaktır. Özellikle yerel yönetimlerimizin bu konuya önem vermesi hem bizim kültürümüzün yazılı hale gelmesi, hem de belediyelerin Kültür Yayını olarak yayınlanması yerinde olacaktır. Yeri gelmişken söylemek isteriz ki, gerek yerel yazarların, gerekse akademik öğretim üyelerimizin hazırladığı yayınlar yerel yönetimlerce gerekli ilgiyi görmüyor.

Size komşumuz Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin kültür yayınlarından örnek vermek isteriz. Geçtiğimiz ay Denizli Kitap Fuarı yapıldı. Fuara toplam 350 yazar, 250 yayınevi katıldı. Katılımcılardan birisi de Denizli Büyükşehir Belediyesi idi. Denizli Büyükşehir Belediyesi bizimle aynı zamanda Büyükşehir oldu ama yayınladığı kültür yayını iki yüze yakın. Bizim belediyelerimizin de en az Denizli Belediyesi kadar kitabı yayınlayıp kent kültürüne katkı yapmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Bizim yerel yönetimlerimizin hem bütçe olanakları buna uygun, hem de bu konuda çalışmalar yapabilecek yetenekli elemanları var.

Yeri gelmişken başka bir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı bir çalışmaya buradan değinmek istiyorum. Geçtiğimiz yaz sonunda başka şehirde yaşayan bir arkadaşımız kentinin tarihini araştıran beş ciltlik bir çalışmaya imza attı. Oldukça uzun süren çalışmayı birinci sınıf kağıda renkli olarak bastırıp kutu içinde satışa çıkardı. Toplam maliyeti 275 TL olan kitabın fiyatını 450 TL olarak belirledi. Ancak satış çok az olduğu için fiyatı maliyetine çekti. Yine de istediği rakamlara ulaşamadı. Elindeki kitapları ne yapacağını düşünürken bundan haberdar olan belediyenin kültür birimi yazara haber gönderip elinde kalan çok sayıda kitabı, hem de enflasyon farkı var deyip 500 TL üzerinden satın alıp ilindeki tarih ile ilgilenen kişilere ücretsiz dağıttı. Böylece hem kent tarihine, hem de çalışmayı yapan yazara katkı vermiş oldular.

Bu örnekleri ilimizde yerel yazarlara ve akademisyenlere yeterince destek verilmediğini bildiğim için yazdım. Bizim bu konuda bir beklentimiz yok. Ama maddi açıdan yerel yönetimlerin desteğini bekleyen, yoksa kitabını yayınlatamayacak olan yazar arkadaşlar ve maliyeti yüksek akademik çalışmalar yapan öğretim elemanları var. Bu arkadaşların çalışmaları yayınlanırsa kazanan sadece yazar olmayacak, hem yerel yönetim, hem de yöresel kültürümüz kazanmış olacak. Gelecek nesillere bugünümüzü ve geçmişimizi daha iyi aktarabileceğiz. Umarım sesimizi duyan olur ve ilimizde kültür yayınları sayısı kısa sürede hızla artar.

"Kendi küItürü iIe iIgisi oImayan insan, üIkesinin yabancısıdır." (Ludwig Tieck)