Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müberra Koşar, Bartın'da bir kadının, altın çilek meyve ekstrasından üretilen zayıflama hapı kullandığı için öldüğü iddiasına ilişkin, ''Merdiven altı ve denetimsiz üretimlerin çoğunda, etkiyi yüzde 100 hissettirmek amacıyla bunların içerisine pek çok zararlı kimyasallar ilave edilebiliyor'' dedi.

Koşar ve Kayseri Eczacılar Odası Başkanı Ahmet Özçavuşoğlu, Eczacılık Haftası dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk koydu.

Koşar, gazetecilerin, Bartın'da bir kadının altın çilek meyve ekstrasından üretilen zayıflama hapı kullandığı için öldüğü iddiasını hatırlatması üzerine, bu tür ürünlerin pek çoğunun Sağlık Bakanlığı denetimi dışında piyasaya sürüldüğü için kalitesiz, hijyen koşulları olmadan, içerisine çeşitli zararlı kimyasallar ilave edilerek satıldığını söyledi.

Bartın'daki olayda, altın çileğin değil, altın çilek kapsülü içindeki sağlığa zararlı kimyasal maddelerin ölüme neden olduğunu öne süren Koşar, şu bilgileri verdi:

''Bu zararlı kimyasal maddelerin birine örnek, sibutramin maddesi. Bir bayan, ikinci gününde vefat etmiş. Bu tür ürünler gerçekten çok riskli. Kimyasal bileşimi (tamamen doğal) dendiği zaman tamamen doğal olması gerekiyor. Ama maalesef merdiven altı ve denetimsiz üretimlerin pek çoğunda, etkiyi yüzde 100 hissettirmek amacıyla bunların içerisine pek çok zararlı kimyasallar ilave edilebiliyor. O yüzden halkımız bunları kullanırken, hiçbir bitki eğitimi veya bitkisel ürün eğitimi almamış cahil insanların söylediklerini dikkate almamalı, bunun eğitimini almış eczacısından danışmanlık hizmeti almalı. Türkiye'de şu anda tıbbi bitkiler anlamında gerçek eğitim alan tek grup eczacılardır. Eczacı danışmanlığı olmadan bu ürünleri kullanılmamalı ve mutlaka eczaneden alınmalı.''

-''DOZU AYARLANMAYAN BİTKİLER DE ZEHİRLEYEBİLİR''

Dozu ayarlanmayan bitkilerin de zehirleyebileceği uyarısında bulunan Koşar, ''Bitkiler de kesinlikle masum değil. Eczacılıkta, (zehir ilaçtır, ilaç da zehirdir) tabiri sık sık kullanılır. Aradaki tek fark, dozdur. Dozu iyi ayarlamadığınız takdirde, içtiğiniz papatya çayı bile sizi zehirleyebilir'' dedi.

Hiçbir ilaç ve bitkinin mucizevi zayıflama özelliği taşımadığını vurgulayan Koşar, ''İster ilaç, ister bitki, ister bitki karışımı olsun, mucizevi şekilde zayıflatmaz. Bunu herkes çok iyi anlamalı. Kişinin zayıflaması için öncelikle doktor kontrolünde kendi bünyesine uygun diyet sistemi uygulamalı. Buna destek olarak ürün alabilir. (Ben üç beş bitki karıştırayım, bir haftada 10 kilo veririm), böyle bir şey dünyada mümkün değil'' diye konuştu.

-SİBUTRAMİN İÇEREN İLAÇLARIN TOPLU ALINIYOR-

Kayseri Eczacılar Odası Başkanı Ahmet Özçavuşoğlu da yenilen gıdalardaki yağın bağırsaktan emilmesini engelleme özelliğine sahip ''sibutramin'' maddesinin bazı ilaçlarda bulunduğunu söyledi.

Bazı zayıflama haplarına bu maddenin orantısız katıldığını iddia eden Özçavuşoğlu, şunları söyledi:

''Sibutramin içeren bir ilaçtan, geçen yıl bir eczanemizden, nakit para karşılığında 3 bin kutu talep edildi. Oda başkanı olarak bu olay bana iletildi. Talep edenleri yakalatmak istedik, fakat yakalatamadık. Bu tür toplu alımlarda ilaçlardaki etken maddeler, bu tarz ürünlere tedavi amacı dışında, kontrolsüz ve fazla şekilde konularak kullanılıyor. İlacın içine kaçak konulan sibutramin, ilaç içildiğinde meydana gelen ölümün ardından tespit ediliyor. Sibutramin, yediğimiz gıdalardaki yağın bağırsaktan emilmesini engelleyen özelliğe sahip. Bu madde, endokroloji uzmanı hekimler ve eczacı kontrolünde kullanılması zorunlu olan, belirli bir tedavi protokolüyle uygulanan ilaçtır. Kara düzen kullanılmamalı.''