BBP içindeki muhalif kanat, "Büyük Birlik'te Değişim Vakti" diyerek bir toplantı gerçekleştirirken, toplantıda, "Kurultay'ın toplanması" çağrısında bulunuldu.

"TAHAMMÜL EDİLEMEZ BOYUTLARA ULAŞMIŞTIR"

BBP'li muhalifler, konuyla ilgili olarak bir de açıklama yaparken, "Gelinen durum itibari ile diğer bir çok siyasi partide yaşanan hastalıklı haller bu günlerde Büyük Birlik Partimize de sirayet etmiş, yaşanan olumsuzluklar artık tahammül edilemez boyutlara ulaşmıştır" diye ifade edildi.

Açıklamada, "Teşkilatlar Referandum sürecinde yeterince ikna edilememiş, 24 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimleri ve en son yaşanan Mahalli seçimlerde süreçler doğru ve şeffaf yönetilememiştir" denilirken, "Merhum Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun kurucu Genel Başkanı olduğu Büyük Birlik Partisi; bu iflah olmaz ‘fevri ve ilkesiz' tutum ve uygulamalarla çok ciddi tartışmalara, gerilimlere, ötekileştirmelere ve siyasi savrulmalara itilmiştir" diye belirtildi.

Açıklamada, mevcut parti yönetimine de seslenilerek, "Bu samimi çıkışı desteklemeye, davet ediyoruz!" diye ifade edildi.

"SÜREÇLER DOĞRU YÖNETİLEMEMİŞTİR"

BBP'li muhaliflerin açıklaması şu şekilde:

"Her türlü zorluğa inat tam bir inanmışlık ve adanmışlık telakkisi ile çeyrek asırdır davamızı yaşayan ve yaşatan kıymetli dava arkadaşlarımız,

Şehit Muhsin Başkanımızın çok değerli ağabeyi Sayın Yusuf YAZICIOĞLU bey,

Partimizin çok değerli kurucular kurulu üyeleri,

Halen partimizde görev yapan Merkez Karar Yönetim Kurulu üyeleri,

Önceki dönemlerde partimizde görev yapmış olan çok değerli;

Genel Başkan Yardımcıları,

Eski İl Başkanları, İlçe Başkanları,

Kadın kollarımızın Çok değerli eski Genel Başkanı,

Kıymetli Alperenler,

Hepinizi saygıyla ve hürmetle selamlıyor "Büyük Birlik'te Değişim Vakti" konulu basın toplantımıza hoş geldiniz diyoruz.

Davasını davamız bilip yoluna revan olduğumuz;

Şehit Liderimizi, Muhsin Başkanımızı başta olmak üzere tüm şehitlerimizi bir kere daha rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.

Büyük Türk Milleti, Değerli Dava Arkadaşlarımız ve Kıymetli Basın Mensupları;

Ülkemizde oldukça derin sorunların yaşandığı bir zaman dilimi içerisinde bir seçim dönemini daha geride bıraktık. Alınacak çok önemli dersler olması gerektiğine inandığımız bu seçimlerin; Ülkemiz ve Büyük Türk Milleti için hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz.

Gelinen durum itibari ile diğer bir çok siyasi partide yaşanan hastalıklı haller bu günlerde Büyük Birlik Partimize de sirayet etmiş, yaşanan olumsuzluklar artık tahammül edilemez boyutlara ulaşmıştır.

Teşkilatlar Referandum sürecinde yeterince ikna edilememiş, 24 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimleri ve en son yaşanan Mahalli seçimlerde süreçler doğru ve şeffaf yönetilememiştir.

Merhum Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun kurucu Genel Başkanı olduğu Büyük Birlik Partisi; bu iflah olmaz ‘fevri ve ilkesiz' tutum ve uygulamalarla çok ciddi tartışmalara, gerilimlere, ötekileştirmelere ve siyasi savrulmalara itilmiştir.

Tüm bu tartışmalardan sonra bir kucaklaşma, helalleşme beklenirken 24 Haziran sonrasında; ‘bizi aldattı, verdiği sözü tutmadı!.' gibi serzenişler ile fatura Cumhurbaşkanına çıkarılarak vaziyet kurtarılmaya çalışılmıştır!.

"İLKESİZ, ÇIKARCI, FAYDACI..."

Süreçlerin yaşattığı bu güven bunalımı hareketimizi, umutsuzluğa, savrulma ve nihayet dağılmaya götürmesin diye en demokratik hak olarak dile getirdiğimiz 'Kongre' talebimiz daha o günlerde bir fitne girişimi olarak yansıtılmış ve meşruiyet alanının dışına itilmek istenmiştir.

Sonrasında yine maalesef 31 Mart Mahalli Seçimlerinde de; ölçü, ilke ve siyasi hedefleri doğrultusunda yönetilemeyen partimiz; ‘Cumhur İttifakı' dışına itilmesine rağmen; ısrarla ‘ittifakın gönüllü uydusu' konumuna razı bir ‘yönetim zafiyeti ve ezikliği' ile hareket edilerek teşkilatlarımız ve mensuplarımız rencide edilmiş, hareketimiz kamuoyu nezdinde izahı zor bir itibarsızlığın içine itilmiştir.

Bu zafiyet ciddi tartışmalara, gerilimlere ve sonunda güven bunalımına dönüşmüştür.

Son yıllarda, ‘kuruluş manifestosuna' aykırı bir "eksen kayması" yaşandığı, "parti içi demokrasinin "rafa kaldırıldığı, itirazların ihraçlara, göstermelik istişare toplantılarının ise yönlendirme toplantılarına dönüştürüldüğü partimizde ki bu yaşananlar artık ‘tevil edilemez' hâl almıştır.

Özünde ilkesiz, çıkarcı, faydacı ve çarpık sistem sarmallarına' karşı, "İlkeli Dürüst Demokratik Siyaset" manifestosu ile yola çıkılan Büyük Birlik Partimiz; maalesef ‘hamaset' ağırlıklı söylemler ile maskelenerek adeta ‘sisteme uyarım, keyfime bakarım' konumuna taşınmıştır.

26 yıl boyunca hep birlikte dişimizi tırnağımıza takarak yaşata geldiğimiz, hareketimizin; bir tek mensubunun dahi feda edilmesine rıza gösteremeyeceğimiz gibi, hareketimizin mukadderatını doğru yönetilemeyen süreçlerle birlikte gelişen umutsuzlukların ve güvensizliklerin kadrine de terk edemeyiz.

Yıllardır hepimizin etrafında kenetlene geldiği, Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun uğruna canını verdiği millet davasının yegâne temsil noktası olarak gördüğümüz Büyük Birlik Partisinin geleceği Milletin geleceğidir ki, bu itibarla şu anda karşı karşıya kaldığımız güven kaybına ve itibar kaybına seyirci kalamayız.

"RAHMETLİ MUHSİN BAŞKANIN..."

Milli Mutabakat Çağrısına atıfta bulunuyor ve bir kere daha ifade etmek istiyoruz ki;

Büyük Birlik Partisi ve Alperenler güç merkezi olmak noktasındaki tarihi mecburiyetlerine sırt çeviremezler,

Kendi siyasi geleceklerini mevcut güç dengeleri içinde arayamazlar.

Siyasi Statükonun güç dengelerine şirin görünmek için halkına dayattığı politik yaklaşımların bir parçası olamazlar.

İçeride ve dışarıda hiç kimseye minnet borcu olmayan Partimizin Şehit Muhsin YAZICIOĞLU'nun adı ile tescillenmiş onurlu mevkii, varlığı ve geleceği, birkaç kişinin siyasi ikbal hesaplarına feda edilemez.

Basiret ve ferasetleri ile maarif Büyük Birlik Partililer ve Alperenler "günü birlik tutarsız söz, eylem ya da politik yaklaşımlarla yönetilemezler.

Rahmetli Muhsin Başkanın Türk-İslam Medeniyetinin yeniden ihyası ve inşası için kurduğu Büyük Birlik Partimiz ve hareketimiz;

• "Marjinal Pazarlık Partisi" olarak anılamaz.

• Meşveret eksenli yönetim anlayışımız diğer siyasi partilere benzeme eğilimlerinin gölgesinde bırakılamaz.

• İslam'a aykırı bulduğumuz, İnsanların yanılmazlığı esası üzerine inşa edildiğine inandığımız lider sultalarının tuzağına düşürülemez.

Şehit Liderimiz Muhsin YAZICIOĞLU'nun

"Eğilirsem düzeltin, düzelmeyecek kadar eğilirsem beni terk edin.

ve hak olan yolda, taviz vermeden devam edin.

Ben düzelir kalkar ve takatim yeterse sizin peşinize düşerim.

Takatim yetmezse de orda kalır ve ruhumu teslim ederim.

Ama siz fert fert, cemiyet cemiyet yolunuza devam edin."

dediği noktada;

"İtiraz ve eleştiriyi isyan,

Dalkavukluğu itaat,

İlke ve dürüstlüğü aptallık, fikirlerin serbestçe söylenmesini ihanet olarak gören anlayışı reddediyoruz."

Bu itibarla kendisini bir kere değil binlerce kere daha rahmetle ve özlemle yad ediyoruz.

Gelinen noktada "Türkiye ve Partimiz" yeni bir sürece girmiştir.

"UMUT IŞIĞI OLACAKTIR"

Huzur iklimine en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz.

Farklılıkların oluşturduğu gerilimin, siyasi istismar alanı haline geldiği bu zaman diliminde ülkemizin "farklılıkları zenginlik telakkisi ile ele alan Büyük Birlik Partisi Kadrolarına her zamankinden daha çok ihtiyacın olduğu ortadadır.

Bu itibarla hareketimizin siyasetteki varlığını etkin ve saygın bir şekilde sürdürmesi şarttır.

Büyük Birlik Hareketi, Nizam-ı Âlem Davası Tam Çeyrek Asırlık "ADANMIŞLIK DESTANIDIR".

Bu adanmışlık ki;

Haksızlık söz konusu olduğu zaman, tayin etmiş olduğu valisine; "Ey Amr, Camiyi yık ama Adaleti yıkma" diyen Hazreti Ömer'in yoludur.

Hülasa bu adanmışlık ki;

Birilerinin zoru gördüğünde, Ah sırtım demelerine inat; Ah Davam diyebilen Muhsinlerin yoludur.

Hareketimiz, bu yolda 26 yıllık erdem ve dava mücadelesi boyunca içinde yetiştirdiği Alperenleri ile sadece partimizi değil artık ülkeyi yönetecek yeterlilikte kadrolara ve insan kaynaklarına sahiptir.

Bunca zaman boyunca içinde yetiştirdiği tüm değerlerinin, birikimlerinin, insan kaynaklarının kucaklanması suretiyle atabileceği her adım, Türk Siyaseti için kazanım ve umut ışığı olacaktır.

Partimiz yönetim kademelerinin rehabilite edilmesini teminen, hareketin birliği ve bütünlüğü ekseninde bir değişim ihtiyacının olduğu ortadadır.

Yaşanan süreçlerdeki yetersizliklerin, güvensizliklerin muhasebe edilmesi kaçınılmaz bir zorunluluk halini almıştır..

Kaynağını ve gücünü inançlarından, değerlerinden ve milletinden alan Büyük Birlik Partisi kadroları anayasal düzen ve demokratik teamüller çerçevesinde bu muhasebeyi yapabilecek tecrübe, birikim ve olgunluğa sahiptir.

Bu suretle bu muhasebeyi yapmak adına en kısa sürede tüm dava arkadaşlarımızla birlikte, etkili bir şekilde İnsiyatif alarak "Kurultay sürecini başlatmamız şarttır.

Bundan kaçmanın kimseye bir yararı yoktur.

Kurultay talebimiz;

Mevcut parti yönetiminde yer alan ve yıllardır hizmet veren biri birinden değerli arkadaşlarımızla bir yol ayrımına girmek, bölünmek ya da ayrışmak için değildir.

Bilakis yıllardır süre gelen dağılma, ayrılma ya da savrulmalara maruz kalan arkadaşlarımızı; birlik, beraberlik ve vefa ekseninde yeniden buluşturmak içindir.

Kurultay talebimiz;

Yaşanan her olumsuz ya da güvensiz yaklaşım yüzünden uzaklaşan, kıyıda köşede kimimiz varsa onlara bir kere daha kucak açmak, güven limanı olmak, her vatan evladının umudu haline gelecek yeni bir yönetim anlayışına kapı aralamak içindir.

Hülasa Kurultay talebimiz;

Varlığını değerlerine vakfetmiş bir nesil olarak milletimize hizmet etme noktasındaki samimiyet ve kararlılığımızı Türk Siyaset Tarihine altın harflerle yazdırmak içindir.

Çok Değerli Dava Arkadaşlarımız;

Büyük Birlik Partimizin Sayın Genel Başkanını, Başkanlık Divanını, MKYK ve MDK Üyelerini, Genel Kurul Delegelerini, Belediye Başkanlarımızı, İl ve İlçe Başkanı ve Yöneticilerini, partimizin tüm üyelerini, içinde ve dışında olan tüm gönüldaşlarımızı, samimi kardeşlerimizi; tertemiz bir sayfa açarak ‘yeni bir kardeşlik, sağduyu ve dayanışma ruhu' ile birlikte bu erdemli ‘Çağrımıza ' sahip çıkmaya ve bütün güçleriyle bu samimi çıkışı desteklemeye, davet ediyoruz!

Milli Mutabakat Çağrımıza bir kere daha atıfta bulunuyor ve ifade etmek istiyoruz ki;

"İnsanlarımız, umut dolu bir çağın eşiğinde başkaları tarafından yapılan bir tarihin akışı içinde sürüklenirken birbirlerine küsme, birbirlerini mahkum etme lüksüne sahip değildirler.

Küfrün, riyanın, ahlaksızlığın başını alıp gittiği, kendi çocuklarımıza bizimkinden daha kötü bir dünya bırakmanın muhtemel göründüğü gezegenimizde Müslümanlar birlik olup geleceklerini kurmak zorundadır."

Diyor sözlerimizi burada sonlandırıyoruz.

Bir kere daha hepinizi saygıyla ve hürmetle selamlıyor Allah'a emanet ediyoruz."