Alman iş dünyasının ekonomik geleceğe olan güveni azalıyor. Büyük şirketlerde kısa mesai başlatılıyor. Almanya ile ilgili tahminler durgunlukla resesyon arasında değişiyor. Ekonomik durumun pek de iyi olmadığını söyleyen Alman işadamlarının sayısı artıyor. Gelecekten fazla ümitli olmayanların da. Münih'teki ifo Araştırma Enstitüsü her ay 7 bin kadar işletmeci arasında anket yaparak iş dünyasının güven endeksini yayınlıyor. Enstitü Başkanı Hans-Werner Sinn son endeksi açıklarken, Euro krizinin giderek artan bir şekilde Almanya'ya ekonomik yük olduğunu söyledi.

Deutsche Bank analisti Heiko Peters ekonomik bakımdan biraz bulanma olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "İş dünyası güven endeksi gibi göstergeler öncelikle 'hafif indikatörlerdir'. Üretim, sipariş girdisi ve perakendecilik cirosu gibi konjonktür göstergelerinde henüz bir kötüleşme görülmüyor."

Peters beklentilerin olumluya dönmemesi durumunda ise bu göstergelerin de negatife dönebileceğini, çünkü Avrupa'daki depresyonun Almanya'yı doğrudan etkileyeceğini belirtiyor. Bu tahmin yakında doğru çıkabilir. Deutsche Bank yılın ikinci yarısında konjonktürün yavaşlamasını bekliyor.

Almanya ihracatta dünya şampiyonluğundan üçüncülüğe geriledi. İhracat Alman ekonomisinin itici gücü sayılıyor. Bremen Üniversitesi Çalışma ve Ekonomi kürsüsü başkanı Rudolf Hickel, ihracatın gerilemesinin Alman ekonomisini kalbinden vuracağını söylüyor.

Deutsche Bank uzmanı Heiko Peters ihracat cephesinden ilk durgunluk işaretlerinin geldiğini belirtiyor. Almanya ihracatının yüzde 40'ını, talebin hızla gerilediği Avrupalı ortaklarına yapıyor.

Almanya'nın müşterileri fakir düştü

Profesör Hickel bu gelişmenin neden şaşırtıcı olmadığını şöyle anlatıyor: "Kriz ülkelerinde gelirler eridiği için harcayacak para azalıyor. Özel sektör yatırım yapmıyor. Talep gerilediğinden Almanya o ülkelere daha az mal ve hizmet satabiliyor."

Krizin Almanya'nın ihracatını henüz etkilememiş olması, Çin ve ABD'ye yapılan satışların artmasından kaynaklanıyor. Ancak bu ülkeler de sıkıntılı bir döneme giriyor. Çin'in büyüme hızı azalıyor, Amerikan ekonomisini ise durgunluk tehdit ediyor.

Avrupa'daki depresyonun Almanya'nın dış ticaretini ne ölçüde etkileyeceğini tahmin etmek zor. Gayrısafi Yurtiçi Hasıla yılın ilk yarısında cüzi oranda da olsa arttı. Konjonktür eğrisinin aşağıya doğru bel verecek olmasına rağmen orta vadede pozitif büyümenin kendini hissettireceğini belirten Deutsche Bank'ın analiz uzmanı Peters'in tahmini şöyle: "Yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğini pozitif büyüme ile kapatacağız. 2013 yılında da Alman ekonomisinin yüzde bir oranında büyüyeceğini tahmin ediyorum."

Bremen Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Hickel ise o kadar iyimser değil. Hickel, Almanya'nın bu yıl daralma sürecine girmesinin düşük bir ihtimal olduğunu ancak 2013'ün büyüme yılı olacağını da kimsenin garanti edemeyeceğini söylüyor.

Euro batmazsa

Avrupa ekonomisinin daralması Almanya'nın ekonomik konjonktürünü ve istihdamı tehlikeye atabilir. Ama Avrupa'nın krizinin Almanları doğrudan etkilemesi de mümkün. Örneğin ortak para birimi Euro'nun batması durumunda.

Heiko Peters bu nedenle Yunanistan ile ilgili troyka raporunun açıklanacağı Eylül ayını merakla bekliyor. İspanya ve Kıbrıs'a hazırlanan kurtarma programının ayrıntıları da bir o kadar önemli. Profesör Hickel, kriz girdabından kendini kurtarması mümkün olmayan Almanya'nın yüksek düzeyde durgunluk geçireceğini ama derin resesyona sürüklenmesini beklemediğini belirtirken, Heiko Peters de benzer bir tahminde bulunuyor ve Euro ortak para birimi olarak hayatta kaldığı takdirde Almanya'nın resesyona girmeyeceğini söylüyor.