Kempf, burada yaptığı konuşmada, Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier tarafından şubat ayında açıklanan "Almanya 2030 Ulusal Sanayi Stratejisi'ni" eleştirdi.

Almanya'da bölgesel dezavantajların ele alınması ve rekabet gücünün kapsamlı bir şekilde sağlanması gerektiğine vurgu yapan Kempf, Alman Federal hükümetin, çok yüksek enerji fiyatlarına, aşırı mevzuat ve bürokrasiye, altyapıda ağır ilerleyen yenilemeye ve zararlı vergi politikalarına karşı bölge dezavantajlarını kapsamlı bir şekilde ele alması gerektiğini söyledi.

BDI Başkanı Kempf, "Almanya sanayi ülkesi olarak rekabet edebilirliğini güvence altına alınmasını sağlamalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Kempf, etkili bir sanayi stratejisinin tüm endüstrinin rekabet edebilirliğine odaklanması gerektiğine işaret ederek, strateji de ülkenin ekonomik gücü için çok önemli olan orta ölçekli sektörün önceliklerinin önemli olduğunu kaydetti.

Gün geçtikçe daha fazla ülkenin yabancı yatırımlara kapalı hale gelmeye başladığına değinen Kempf, ileriye dönük bir sanayi stratejisinin bu eğilimlere herhangi bir ivme kazandırmaması ve Almanya'da yabancı yatırımların kabul edilmediğine yönelik bir kuşkuya yer bırakmaması gerektiğini vurguladı.

Kempf, başka ülkelerin yanlış yönlendirilmiş “millileştirme politikasını” herhangi bir şekilde kopyalamanın yanlış olacağına işaret ederek, kilit teknolojilerin korunmasında “milli güvenlik” kavramının devreye sokulmasının da dikkatli olunması gerektiğine işaret etti.

ALMANYA ULUSLARARASI REKABETTE SORUN YAŞAYACAK UYARISI

Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği Başkanı Dr. Eric Schweitzer de dijital altyapının artırılması, enerjinin uygun fiyatla, güvenli bir şekilde tedarik edilmesi ve Alman şirketleri için bir vergi indirimi, bürokrasinin azaltılması gibi ekonomik politika koşullarının iyileştirilmemesi halinde Almanya'nın uluslararası rekabette sorun yaşayacağı uyarısında bulundu.

Bu yıl şubat ayında açıklanan, Almanya'nın yeni ulusal sanayi stratejisinin Çin'in "Made in China 2025" stratejisine ve ABD Başkanı Donald Trump'ın "Önce Amerika" politikalarına cevap olarak da görülüyor.

10 STRATEJİK SEKTÖR

Önemli sanayi alanlarının ve çığır açan teknolojilerin korunmasının ülkenin "ulusal ve politik çıkarına" olduğunu vurgulayan Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier, bu konuda şubat ayında 2030 Ulusal Sanayi Stratejisi ile öneriler sundu.

Alman inovasyonunun son birkaç yıldır "sendelediğini" anlatan Altmaier, hükümetin gelecek 10 yılda enerjiden e-mobiliteye kadar kilit alanlara odaklanacağını, Avrupa ve Almanya'da şirket birleşmelerini destekleyeceğini söylemişti.

Stratejiyi açıklarken Alman Bakan Altmaier "Devletin önemli şirketlerde geçici hisse almalara kadar gidebileceğini, bunun bu şirketleri kamulaştırmak için değil çok önemli teknolojilerin satılmasını ve Almanya'yı terk etmesini önlemek için gerekebileceğini" anlatarak, bunun için bir katılım fonunun oluşturulabileceğini kaydetmişti.

Altmaier, devletin yüksek ve ülke için kilit teknolojiye sahip, rekabet edebilirliğini sağlamanın önemli gördüğü şirketlerin hisse alımlarını geçici bir zaman dilimi için yapabileceğini belirtmişti.

Almanya'nın Ulusal Sanayi Stratejisi 2030, çelik ve alüminyum, kimya, makine mühendisliği ve tesis yapımı, optik, otomobiller, tıbbi cihazlar, yeşil teknolojiler, savunma, havacılık ve 3D baskı dahil olmak üzere 10 stratejik sektöre odaklanıyor.

Strateji, birçok ekonomist tarafından korumacı ve aşırı müdahaleci olarak görülmesi de dikkati çekti.

ÇİNLİLER ALMANLARI ENDİŞELENDİRİYOR

Öte yanda, BDI daha önce Çin ekonomisinin Avrupa ekonomisinde yol açtığı zorluklarla baş edebilmek için "Ortak ve Sistemik Rakip-Çin'in Devlet Kontrolündeki Ekonomisiyle Nasıl Baş Ederiz?" başlık bir raporla 54 talep belirleyerek, Alman federal hükümeti ile Avrupa Komisyonu'na Çin ile rekabet

karşısında AB'yi güçlendirme çağrısı yapılmıştı.

BDI'nın hazırladığı raporda, Almanya ve AB'ye; Ar-Ge, eğitim, altyapı ve gelecek teknolojilere daha fazla yatırım yapması, AB'nin devlet yardımı mevzuatı ve sübvansiyon önleme araçlarını tekrar gözden geçirmesi ve kamu alımlarında yüksek kalite standartlarının bir zorunluluk haline getirilmesi talep edilmişti.

Çin'in küresel ekonominin itici gücü ve Alman sanayisi için kilit bir satış ve tedarik pazarı olmaya devam etmeye devam ederken, Çin'in Almanya'ya sanayi başta olmak üzere her sektörde rakip olmasından endişe duyuluyor.

Muhabir