Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika ziyareti öncesinde havaalanında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Erdoğan açıklamasında şunları söyledi:
 
ALMAN VAKIFLARI TARTIŞMASI
 
Konunun aslı: Bu söylenen vakıflar benim konuşmamla  da gündeme gelmedi. Aslında Türkiye'de bu konu daha önce, medya vasıtasıyla  gündeme gelmiş konulardır. Alman vakıflarının ki uzun zamandır Türkiye'de ne  yazık ki buna benzer bazı girişimleri olmuştur.
 
Hatta ana muhalefet partisine bu  şekilde yardım konusu tartışma konusu da olmuştur, tartışılmıştır, medyada bu  yayımlanmıştır. Fakat tabii o gündür bugündür bu iş üzerine gidilmediği için  belki belli noktada kalmıştır. Şu anda ana muhalefet partisi lideri kendi  belediyelerini bir araştırsın. 'Sizin hanginiz Alman vakıflarından herhangi  biriyle bir kredi görüşmesi içindesin diye bir sorsun'. Bunlar ufak belde  belediyesi de değil, ilçe belediyesi de değil, bir araştırırsa, bak ben bu  kadarını kenara koyuyorum.
 
Çalışma zeminini daha da daralttım. Ama, özel bir  konuda bir bilgi isterse lütfederler, kendisiyle bunu da ayrıca görüşürüz. Onu da  medya aracılığıyla yapmamıza gerek yok. O zaman kendilerine çok daha farklı bir  şekilde yardımcı oluruz. Kapıya koyup koyummaması o kendi bileceği bir iştir.
 
Türkiye'de bu tezgah yeni çalışmıyor, bu oyun yeni çalışmıyor. Benim anlattığım konu budur ve özellikle ağırlıklı BDP'li belediyelere bu söylediğim vakıflar, bu tür kredi mekanizmasını, hibe mekanizmasını çok çalıştırıyorlar onu da ayrıca burada ifade etmiş olayım.
 
Benim ne konuştuğumu maalesef medya tam manasıyla aynen söylediğim gibi yansıtmıyor burada da bu yansıtmada bazı cımbızlamaların olduğunu ifade edeceğim. O sohbetin kaydını şimdi size okuyorum: Bu vakıf altında fon bunlarınki. Bu vakıfların kendi fonları var. Krediler hibeler veriyorlar ve bu kredi nedir borçlandırmadır. Hibe borç değildir. Türkiye’de de bazı CHP belediyeleri kredi talebinde hazine talimatı gerektiği için hazineye başvurmuşlardır. BDP’li belediyeler noktasında aldıkları krediler vardır ve yatırım devam ediyor. Bir gazeteci arkadaşımız “PKK’ya para gönderiyorlar” lafını kullanıyor.
 
Ben ise “Para değil belediye ile kredi anlaşması yapıyor. Sözleşmede şu müteahhide verilecek şartı konuyor” diyorum. Gazeteci arkadaş, “Şüpheli bir firma” diyor. Ben de “Yani işi öyle bağlıyorlar” diyorum. Konunun aslı çerçevesi bu. Bu söylenen vakıflar benim konuşmamla da gündeme gelmedi. Bu konu medyamız vasıtasıyla da gündeme gelmiş konular. Alman vakıfları maalesef daha önce de buna benzer konularla gündeme geldi. Özel bu konuda bilgi isterse lütfederler kendisiyle bu konuyu ayrıca görüşürüz. Kapıya koyup koymaması kendi bileceği bir iştir.
 
DOĞU AKDENİZ’DE SONDAJ
 
Güney Kıbrıs yanlış hareket içindedir. Müzakere sürecini sabote eden bir süreçtir. İsrail’i seçmesi ise ayrı bir sabotedir. Türkiye gibi bir dostunu kaybetmek suretiyle İsrail bölgede yalnızlığı tercih etmiştir.
 
Bizim bu noktadaki açıklamalarımız asla İsrail halkına yönelik değildir, hele ülkemdeki Musevi vatandaşlarıma yönelik hiç değildir. İsrail hükümeti kendi içindeki sıkıntıları nedeniyle İsrail’e bedel ödetme ile karşı karşıya bırakmıştır.