'Fener'den korkmaz lazım' başlıklı yazıda Uluç, "Allah'tan Aziz Yıldırım içeride" dedi.
 
İşte o yazı...
 
Bence maçın özeti Mersin oynadı, Fener kazandı. Fenerbahçe'nin iki gol dakikasına bak, Mersin bunaltıyordu Fenerbahçe'yi ikisinde de... O sırada Fenerbahçe golü attı; nasıl attı? İki ayrı kalecisinin iki akla hayale gelmez hatasıyla...
 
'Sezon başından beri Fenerbahçe'ye hukuk vurdu, federasyon vurdu bir de biz vurmayalım' havası var sanki hakemlerde... Fenerbahçe aleyhine ödleri patlıyor.
Kırmızı kart çok doğru. İbrahim Kaş resmen attırdı kendini... Allah'tan Aziz Yıldırım içeride... Yoksa o iki kaleci hatası ve arkadan İbrahim Kaş'ın kendini attırması üzerine, 'Ooo Aziz işi bitirmiş' derdi özellikle Galatasaray camiasının fanatikleri...
Gerçi yine demişlerdir: 'İçerde bile...' Ama işte futbol bu... Böyle goller yiyebiliyorsun... Böyle kendini attırabiliyorsun.
 
PSİKOLOJİK OLARAK ETKİLENİR
 
Maç sonrası çıkan gazetelere baktım.
Stoch adına da fena halde üzüldüm. "Takım kaptanı Alex, Stoch'u fırçalamış." "Teknik direktör Aykut Kocaman, Stoch'u fırçalamış." Sen neredeyse adamı, takımdan sil! Oynatma oynatma sonra son dakikalarda oyuna sür; o adam o toplara rahat vuramaz.
Maç eksikliğinden vuramaz, hırslı olduğu için, 'Siz beni oynatmıyorsunuz, ben size gösteririm' düşüncesi içinde vurduğu için vuramaz, psikolojik olarak da...
Ama nasıl golü kokladığını, o pozisyonlara nasıl girdiğini kimse dikkate almamış! Vay efendim, 'Stoch kaçırmış da dönen top Mersin'in golü olmuş!..' Bunlar tam tabelacı lafları... Oynadığı 25-30 dakikada Stoch, Fenerbahçe'nin vazgeçilmez adamlarından biri olduğunu gösterdi, bana sorarsan...
Tabii "Mersin oynadı, Fener kazandı" derken şunu da ihmal etmemek lazım; Fenerbahçe'nin en önemli adamları eksik. Kalecisinden başlayarak...
Bu takımın da süper futbol oynamasını beklemek zor: takımda neredeyse ilk defa bir araya gelen adamlar var ve de deplasmandasın ve de lige iyi başlayan takımlardan biriyle oynuyorsun.
Fenerbahçe'nin kontrollü, dikkatli oynaması normal. Bu eksikler nedeniyle yadırgamadım.
 
DAHA DA İYİ OLABİLİR
Mersin çok iyi takım. Onların da tabii eksikleri Nobre'ydi. Nobre çok iyi kafa golleri atan bir adam ve bu sene Mersin'in attığı 9 golden 5'inde onun imzası var. Mersin'in oynadığı futbola baktım; kanatlardan geldiler ve hep ortada Nobre varmış gibi ortalar yaptılar. Ama Nobre yoktu. Fenerbahçe savunması iyi olduğu için o kanat akınlarının pek çoğu çevrildi, kaleciye bile varmadı.
Fenerbahçe'nin eksikleri kadar Mersin'de Nobre'nin olmaması da önemliydi.
Maçın 90 dakikasını golsüz götürmelerinin bir sebebi de buydu. Fenerbahçe eksiklerini kaparsa daha düzelir, daha iyi oynar. Mersin iyi takım; özet bu... Ama şunu unutmayalım; Mustafa Denizli hep, "Kötü oynadığı zaman dahi kazanan takımdan korkun" der.
Fenerbahçe, sezonun en kötü oyunlarından birini oynadığı halde maçı görüntü olarak en azından rahat kazandıysa demek ki bu sezon şampiyonluğun en büyük adayı...
Penaltı konusuna gelince... Önemli olan niye verilmediği?
 
RESMEN KENDİSİNİ ATTIRDI "
Hakemler bu sezon penaltı çalmaya korkuyor" demiştiniz daha önce...
Evet ama Fenerbahçe olduğunda daha da tutucu oluyorlar. Fenerbahçe'nin lehine olan pozisyonlarda hakem hatası neredeyse yok. Bugün mesela Ahmet Çakar, çok haklı olarak soruyor: İptal edilen Mersin golünde; Zurita'nın topa dokunup dokunmadığı belli bile değil! Fener kendi kalesine atıyor golü... Kafayı vuran Fenerli futbolcu...
Fakat o kafaya uzanan Zurita'nın eli var. O el değdi mi değmedi mi; yakın çekimle ancak fark edebilirsin.
Ta nereden o eli görüyor hakem!..
Buna karşılık Bekir'in harika smacını görmüyor!.. Bu nasıl oluyor!..
Şimdi şöyle bir psikolojik bir durum var. Ben hakemlerin kasten böyle yaptıklarını iddia etmiyorum. Ama bilinç altına yerleşirse bir şey, onu görürsün, bunu görmezsin!.. Bu daha kötü... 'Sezon başından beri Fenerbahçe'ye hukuk vurdu, federasyon vurdu bir de biz vurmayalım' havası var sanki hakemlerde... Fenerbahçe aleyhine olunca ödleri patlıyor.
Kırmızı kart çok doğru. İbrahim Kaş resmen attırdı kendini... Allah'tan Aziz Yıldırım içeride... Yoksa o iki kaleci hatası ve arkadan İbrahim Kaş'ın kendini attırması üzerine, 'Ooo Aziz işi bitirmiş' derdi özellikle Galatasaray camiasının fanatikleri...
Gerçi yine demişlerdir: 'İçerde bile...' Ama işte futbol bu... Böyle goller yiyebiliyorsun...
Böyle kendini attırabiliyorsun.
 
* * *
DİLERİM ESKİYE DÖNMEZ
Tabii artık iddianame bekleniyor. Henüz açıklanmamasına karşın Aziz Yıldırım'ın savunmasını dahi hazırladığı ifade ediliyor. Fenerbahçe yönetimi ise muhalif isimlerle, camianın ileri gelenleriyle bir araya gelip bu konuda bir yol haritası belirlemeye çalışıyor. Bu yaşananlarla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Bizim inanışlarımızda şerlerden doğan hayırlar da vardır. Fenerbahçe'de biraz öyle oldu. Fenerbahçe camiasında bir toparlanma görüyorum. Kulübe adım atamayacağı söylenen insanlar şimdi yeniden döndüler, kabul edildiler.
Özellikle Aziz Yıldırım tarafından tasfiye edilenlerin hepsi, bugün Fenerbahçe'yi sahipleniyorlar ve bu sahiplenmeye mevcut yönetim de itiraz etmiyor 'Sen kim oluyorsun.
Biz seni istemiyoruz' da demiyor.
İddianame ne olursa, sonuç ne olursa olsun dilerim ki bu yol devam eder. Çünkü Aziz Yıldırım'ın bence en büyük yanlışı Fenerbahçe'de tek adam yönetimiydi. Kendisine muhalif herkesi tasfiye ederek, uzaklaştırarak ihraç ederek hatta... En büyük yanlışı oydu.
Zor günler camiayı birleştirdi. Yarın iyi günlere gelinince inşallah eskiye dönülmez. Bu bir ders olur. Fenerbahçe'nin birliğinin beraberliğinin ve bütünlüğünün tek adam yönetiminden çok daha güzel, çok daha doğru olduğu kabul edilir.