Deniz Baykal: '12 gün geçti ama Türkiye hâlâ karanlıkta'

Org. Başbuğ"a: "Eğer belge doğru değilse, ne olacağını o zaman görürsünüz" tablosunu görmek istiyoruz

Erdoğan"a: Askeri darbe arayışına sürükleyen ortamı tasfiye etme arayışı içindeysen, gereğini yapalım

ANKARA - CHP lideri Deniz Baykal, Genelkurmay tarafından hazırlandığı iddia edilen “İrtica ile Mücadele Planı”na ilişkin bir belge varsa gereğinin yapılmasını talep ettiklerini belirtti. Baykal partisinin Grup Toplantısı"nda şöyle konuştu:

İhtimaller yinelendi: Belge, ya emir komuta zinciri içinde, Genelkurmay"ın bilgisi ve talimatı dahilinde hazırlanmış resmi bir belgedir. Böyleyse, derhal ortaya çıkması lazımdır. Ya da Genelkurmay"ın resmi bilgisi, emir ve talimatıyla hazırlanmamıştır ama Silahlı Kuvvetler"in bazı mensuplarının katkılarıyla hazırlanmıştır. TSK"nın tümü değilse de, içinde önemli hücrelerin, örgütlenmelerin hukuk dışında, Anayasa dışında kendi başına buyruk, Genelkurmay"ın bilgisi ve talimatı dışında faaliyet göstermekte olduğu ortaya çıkacaktır. Üzerinde özenle durulması gereken tablo yaratmaktadır. Türkiye"yi ve dünyayı ayağa kaldıran, Başbakan"ın kıyamet koparmasına sebep olan belge, tamamen bir psikolojik savaş harekatının gereği olarak TSK"yı yıpratmak amacıyla belli merkezler tarafından planlanmış olan bir belgedir. O zaman bunun ortaya çıkarılması gerekir.

Nasıl gelindi?: 12 gün içinde, Başbakan"ın olaya ilişkin teşhisini, iktidara karşı bir komplo noktasından, "uyum ve birlik içinde kurumlarıyla, siyasetiyle, Hükümetiyle hep beraber, bu olayı götürüyoruz" noktasına getiren hangi süreçtir, ne olmuştur?

Belgenin doğruluğu önemli değil: Belgenin altında imzası olan Albay Dursun Çiçek görevinde oturmaya devam ediyor. Fotokopideki imza benziyor, benzemiyor tartışması yapılıyor. Eğer fotokopideki imza benzemiyorsa, buna şaşmak lazımdır. Elbette imza benzeyecektir. Çünkü, belli bir kişiye ait olduğu iddia edilmek için bu belge ortaya konmuştur. Günümüzde imzanın taşınması kadar, hele fotokopide imzanın taşınması kadar sıradan bir uygulama yoktur. Neyi, niçin tartışıyoruz? Artık bu belge doğru olsa da önemli değildir, doğru olmasa da önemli değildir.

Ne demek istiyor?: Böyle bir belge yoksa, Genelkurmay Başkanı"nın söylediği “Eğer doğru değilse, ne olacağını o zaman görürsünüz...” tablosunun ne olduğunu bir an önce görmek istiyoruz. “Efendim, gerçekse de önemli değil, gerçek değilse de önemli değil”... Bunu hazmetmeye hazır değiliz. İiçimize sindirmemizi kimse beklemesin... Öyle anlaşıyor ki yoktur. Albay yerinde. Eğer yoksa, niye kıyamet kopuyor?

"Vah Türkiyem vah"

Vah Türkiyem vah...: TSK, bütün birimleriyle disiplin, hiyerarşi içinde Anayasaya, hukuka, demokrasiye saygılı bir anlayışta, Genelkurmay Başkanı"nın ifade ettiği düşünceler doğrultusunda, etkin bir çalışma yapan kurum kimliğindeyse bu itham nereden geliyor? İthamı kim ne cüretle, ne amaçla, nasıl yapabilir? Nerelerden güç alıyor? Bunun belgeleri, nasıl Emniyetin, yargının zirvelerinde, muteber belgeler halinde dolaşma fırsatını elde edebildi? Öbür ihtimal vahimdir; bu daha da vahimdir. Demek ki biz Türkiye"de, Silahlı Kuvvetlerimize karşı böyle tertipleri, devlet imkanlarını kullanarak, devlet gücünü değerlendirerek, devlet otoritesini yer yer bu amaca hizmet edecek şekilde kullanabilecek, faaliyet gösterebilecek noktadayız. Vah Türkiyem, vah... O mu bu mu? O da bu da bizi üzecek...

Cuntalar cirit atıyorsa?:

Ne yapalım, unutalım mı? Silahlı Kuvvetler bütünlüğünü kaybetmiş, içinde cuntalar cirit atar hale gelmişse nereye gideceğimizi zannediyoruz? Silahlı Kuvvetlerimiz, birlik ve bütünlük içinde, hukukun içinde, Anayasa"nın içinde, disiplin içinde olduğu halde Silahlı Kuvvetleri"ne karşı bu tertipleri, devletin en önemli kurumları, serbestçe sahneye koyabiliyorsa, onların bu gücünü, bu niyetlerini, faaliyetlerini görmezlikten gelerek, acaba yarın Türkiye"yi nereye götüreceğimizi zannediyoruz? Türkiye"nin sorumluluk duygusu ve cesarete ihtiyacı var.

12 Eylül"le hesaplaşılabilir

BAYKAL, önceki gece Star Televizyonu"ndaki Arena programında gazeteciler Uğur Dündar ve Nedim Şener"in sorularını yanıtladı. Baykal, Taraf Gazetesi"nde yayımlanan "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" belgesini değerlendirirken 12 Eylül askeri müdahalesinin gündeme getirilebileceğini, anayasadaki güvencenin kaldırılabileceğini, Türkiye"nin askeri müdahaleyle hesaplaşabileceğini söyledi. Baykal, şöyle konuştu: “Bu belge de belki onun bir parçasıdır, içeride yuvalanma vardır ya da hiyerarşi içinde hazırlık vardır ya da daha önce komuta kademesi, kuvvet komutanları kendi aralarında konuşmuşlar, niyetlenmişler ama uygun görmemişler, yapmamışlardır. Onun irdelenmesi gerekirse ele alınabilir. Devletin hukuk sistemiyle, güvenlik örgütleriyle, silahlı kuvvetleriyle, medyasıyla, sivil toplumlarıyla, iktidarıyla, muhalefetiyle bunlara karşı bir güvenlik geliştirmesine ihtiyaç vardı.”

Yunanistan"daki gibi gereği yapılır

Baykal dünkü grup toplantısında da aynı konuyu şöyle değerlendirdi: “Türkiye, 12 Eylül askeri müdahalesi yaşadı. Toplum, askeri müdahalelerle hesaplaşma ihtiyacı hissetmesi durumunda, Yunanistan"da olduğu gibi, bunun gereğini yapılır. Eğer Türkiye, 12 Eylül ile ilgili hesaplaşmayı, siyasi iktidar, gerekli, yararlı, doğru buluyorsa, elini tutan mı var? Onun gereğini yaparsın. "Anayasanın 15. maddesi var." Değiştirme ihtiyacındaysan, getirirsin, değiştiririz. "12 Eylül"ü bıraktık, ondan sonrakilerle meşgulüz"diyorsan, onları da getir, takip edelim. "Hazırlandı, uygulanmadı, anılar yayınlandı, kendi aralarında konuştular, yaptılar, suç"diyorsan, onu da inceleyelim. Askeri darbeyle ilgili hukuki takibat, bir hesaplaşma, Türkiye"yi bir askeri darbe arayışına sürükleyen ortamı tasfiye etme arayışı içindeysen, getir onun da gereğini yapalım. O konuda da bir sıkıntı yok.” - vatan